Gündem
22 Şub 2013 18:11 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:02

HAYKO CEPKİN: “ADIM DAYAKÇIYA ÇIKTIYSA İYİ, İNSANLAR HADLERİNİ BİLİRLER”

Ünlü şarkıcı Hayko Cepkin hakkındaki kadına yönelik şiddet uyguladı iddialarına ekrandan yanıt verdi..

Hayko Cepkin hakkındaki kadına yönelik şiddet uyguladı iddialarına A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu Jurnal’de yanıt verdi.  Cepkin iddia sahibinin kendisine ırkçı jargonla hakaret ettiğini söyleyerek, aynı zamanda şantaj nedeniyle kendisinden davacı olduğunu açıkladı. Cepkin, adınızın dayakçıya çıkması sizi rahatsız ediyor mu sorusuna ise “iyi olmuş, insanlar hadlerini bilirler” sözleriyle yanıt verdi.

BANA IRKÇI SÖZLERLE SALDIRILDI
Kendi organizasyonumuz vesilesiyle yaptığımız bir parti gecesi, keyifli bir gece, kendi tanıdıklarımızdan oluşan bir seyirci kitlesi. Sokakta arkadaşlarla iki sohbet yapılırken, sohbet esnasında iki genç erkek arkadaş benimle tokalaşmaya geliyor. Bayan arkadaş ileriden zikzaklar çizerek ‘kim bu be’ diyerek, onlar ifadelerde yer aldı, ırkçı jargon kullanarak, bunun mu elini sıkıyorsunuz? Diyor ve yakama yapışıyor. Yakama yapışınca etrafımdaki arkadaşlarım onu oradan çektiler. Mekânın güvenliği onu aşağıya doğru yollamak için tuttular. Gece kendi arbedesiyle bitti, bizim herhangi bir darbımız yok. Sonra gazetede yansıtılan şeyler, benim kişiye kafa atma sebebim, benim egomdan muzdarip olup, ne beni tanımadın mı diyerek kafayı çakmam. Beni tanımıyorsa, benim ırkımı nereden bilebiliyor iki, üçüncüsü bahsedilen kafa, tekmeleme, sürükleme ve tükürükten oluşan dört aşamalı saldırı planını uygulansa bu kişi hastanelik olurdu. Karşıda Alman Hastanesi vardı, gidebilirdi. Kimsenin hastaneye gittiği kanlar içinde kaldığı yok. Eve gidiliyor, evde akıl hocalarına danışılıyor,  karakola gitmeden hastaneden rapor alınılıyor.

Pazar geçiyor, Pazartesi günü menajerimizi saat 12’de bir randevuya davet ediyorlar. Bu konuyu basına yansıtıp, beni karalama kampanyası düzenlenmeden önce bunu 50 bin TL karşılığında bu çözebiliriz gibi. Saat 4’te ikinci telefon konuşması oluyor. Taksim’de buluşma oluyor.  Kameralı bir yerdeler. Önce avukatla konuşuluyor. Benim menajerim görüşmeyi yapıyor. Şantaja para olarak karşılık verilmeyeceği anlaşılınca, kafa tekme yemiş kadın kafeye geliyor. Bu görüntüleri emniyet, mekânın oradaki görüntüleriyle beraber savcılığa veriyor. Avukatlarına şantajda bulunduğu için dava açıldı, ben de madure olarak tanına kişiye şantaj ve hakaret davası açtım. Ben ünlü olduğum için ismim biliniyor, siz istediğiniz haltı yediniz, ben sizin kimliğinizi bilmediğim sürece dava açamıyorum. Kişi kendini deşifre ettikten sonra dava olabiliyor. Basında ilk kim konuştuysa onun görüşleri gerçek gibi yansıtılsa da hukukun nezdinde böyle bir öncelik yok. 

BAZI İNSANLAR ALKOLLÜ OLUNCA ÜNLÜ GÖRÜNCE NE YAPACAĞINI BİLMİYOR
Bir kadın geliyor, sizi tanımadığını söylüyor, niye durup dururken üstünüze saldırıyor, sizi özellikle mi seçiyor?
Ülkemizde biraz alkol seviyeniz yükselince her şeyi söyleme gücüne sahip olabiliyorsunuz. Bunu kontrol altına almanız gerekiyor demek ki.  Tek örnek değilim, Türkiye’de başka ünlülerin de başına geldi bu.

ADIM DAYAKÇIYA ÇIKTIYSA İYİ, İNSANLAR HADLERİNİ BİLİR
2007’de Nişantaşı’nda trafikte tartıştığınız birinin bacağını kırmışsınız, İzmir’de bir barda sizi dinlemeye gelen seyirciye yumruk atmışsınız, adınız dayakçıya çıkmış
Ne güzel, insanlar hadlerini bilir. Şimdi ayak meselesi, trafik tartışması, yolun ortasında yolcunun kapıyı açması, bizim motorizeyi devirmesi, küfürleşme, fiks menü, şahsın, yukarıdan savurduğu tekmeyi benim tutmam sonucu kişinin düşmesi.

Sürekli dayakçı rokçı görüntü çizmeniz, sizin öfke kontrolü probleminiz var mı?
8 senede 2 davam var 8 senede onlarca sosyal sorumluluk projem var. İki olay üzerinden bana dayakçı diyorsanız, bu yamuk bir bakış açısı.

Öfke kontrolü ile ilgili bir sorununuz var mı?
Öfke kontrolü ile ilgili değil. Siz duracaksınız, siz kum torbasısınız, siz yaptığınız müziktir, tiyatrodur, bilinir olmuşsunuzdur, insanlar gelir istediklerini yapar, siz de evet bana vurabilirsiniz, bana vurun, beni yamultun, çünkü ben sanatçıyım, sanatçı dediğiniz her şeyi kabul eder.

Davut Güloğlu ile tartışmanız oldu, hukuki yola başvurdunuz. Bunlarda niye hukuki yola başvurmadınız?
Demek ki akıllıca olunca akıl işi yapılabiliyor. Bir basın mensubu canı istediğinde insanların hayatları ile ilgili istediği oyunu oynayabileceğini düşünüyorsa, herkes istediği şeyi yazıyorsa. Kafa attı, çorbacıya gittiler falan, istediği şeyi yazabiliyorlar, insanların üzerine basitçe çamur atılabiliyor.

Siz Twitter’da dedikodu şarkısını paylaşarak cevap vermişsiniz iddialarla ilgili.  Bu tweet yanlış anlaşılır diye düşünmediniz mi, hem dayak atıyor, hem dalga geçiyor diye düşünülebilirdi sizin için?
Kişi kendisi hakkında emin olduktan sonra dalga geçmeyeyim ki…

Size saldırdığı iddia edilen kadın, etnik kimliğinizle ilgili bir söz sarf etmiştir.
Yıllardır yaşadığım şeyler. Sık sık değil, bunları netice itibariyle dile getirmeyi seven bir insan değilim. Bu konuda yapıcı olmamız gereken zaman diliminde olduğumuz için. İnsanlar içinde yeri geldiğinde vahşi patlamalar oluyor, öyle olmadığını düşündüğü şey belirli bir alkol seviyesinden sonra fışkırıyor. Ben yıllardır bunlarla karşılaştığım için bunlara ne cevap vereceğimi biliyorum artık. Benim kimlik derdim yok zaten, ben insanım.  Albümün çıktığı, bilinir bir adam olmaya başladıktan sonra çok ağır ırkçı şeylerle karşılaştım. Kendi yolumuzda mücadele ederek son beş senede azaldığını söyleyebilirim.

ŞU AN ERMENİCE ŞARKI SÖYLEMEYE GEREK GÖRMÜYORUM
Ermenice şarkıyı söylemeyi düşünmediniz mi?
9 sene kilise korosunda söyledim. Şu an Ermenice şarkı söylemeye gerek duymuyorum.
Saldırıdan sonra kadına şiddet kampanyalarında yer alıyor ama kendisi şiddet dolu bir insan yorumu yapıldı iddia sahibi tarafından, siz kadına yönelik şiddet hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kişinin olayı ne, ona bir bakmak lazım, onun belgesi ne, bunun belgesi ne, Allah Allah bu adamın elindeki kozlar fazla, nasıl oluyor acaba?

BEN ÖFKEDEN HOŞLANIRIM, MÜZİĞİMDE ÖFKEDEN BESLENİRİM
Siz normal hayatınızda öfkeli misiniz?
Ben öfkeden hoşlanırım, müziğimde kullandığım bir duygu. Yapıcı bir anlatım dilinin artık insanların zihninde etki bıraktığını düşünmüyorum.  Kişisel olarak da bir şeyi evirip çevirmem direk söylemem.