Habertürk Neo-28 Şubat'ı nasıl körüklüyor?

Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem yine medya dünyasında ses getirecek bir yazıya imza attı.

HABERTÜRK NASIL NEO-28 ŞUBAT’I KÖRÜKLÜYOR?

Bedel ödemek…
Özür dilemek…
Adaleti tesis etmek…

Huzur içinde yaşayan toplumlarda üç önemli kural.
Malum yoldaşlar, biz pek huzur bulamamış bir toplumuz.
Mutlu bir azınlık dışında, hemen hemen herkes bir şeyin bedelini ödemiş.
Bir şekilde mağdur olmuş.

Çilekeş yoldaşlarım, bugün böyle ağır bir havayla başladım yazıya amma…
Bizim medyada da öyle değil mi?
Eminim herkes bir kere kovulmuştur.
Bir kere mobbinge uğramıştır.
Bir kere hakkı yenilmiştir.
Mutlu bir azınlık dışında…

Bu mutlu azınlığı hep yazıyorum.
Köşeleri, ekranları, ballı maaşları, hanutları kapanlar.
Patrondan çok patronculuk yapıp şöhretin kapılarını aralayanlar.
Tüm ahlaksızlıklarını, suçlarını nice maskelerle örtüp, milyonların karşısında ahkam kesenler.
Medyamızın paralı, beyaz, pahalı saatli, spor arabalı, pahalı şaraplı çetesi bunlar…

Emekçinin, bu ekip ve onları palazlandıran medya patronlarıyla hesaplaşma günleri bence çok yakın.
Bakmayın aslında patronlara da bunlardan illallah geldi.
Eskisi gibi kullanışlı değiller.
Bakın Ertuğrul Özkök’e…
Nasıl da cami avlusuna bırakıldı…

Neyse sırdaşlar, bence adaya veda edecek sıradaki isim Fatih Altaylı.
Çünkü resmen çalıştığı medya kuruluşunu ikinci bir 28 Şubat bataklığına sürüklüyor.

AK Parti neredeyse 20 yıldır iktidar.
En çok övündüğü şey muhafazakar kesimi 28 Şubat bataklığından kurtarmış, özellikle başörtülü kadınların yolunu açmış olması.

Ama en büyük başarısızlıklarından birini büyük harflerle yazmak gerek:
28 ŞUBATÇILARLA HESAPLAŞTINIZ MI?

Hayır.
Toplumu galeyana getiren, toplum içine nifak tohumları eken, Türkiye siyasetinin geldiği noktadan sorumlu olan, insanları hınçla dolduran bu ekip bilin bakalım nerede?

AK Parti etkinliklerinde, bakanlarla sohbetlerde…
Böyle bir şeyle tamamen yüzleşemeyen hiç kimse iflah olmaz.

Eeeeee Altaylı gibi tipler de, yalakalığın bittiği yerde başlar aslına rücu etmeye.
Alo Fatih’le beraber anket oylarında AK Parti lehine ekleme çıkarma yaptığı günlerden,
acar muhalifliğe…
Kadın dövücülükten, Atatürkçülüğe…
Acınası bir savruluş bu.

Neyse bırakalım Altaylı bildiğini yapsın.
Ama son zamanlarda yazılarında kaşıdığı yerler, Altaylı ve onun gibi etki ajanlarının yine sahaya sürüldüğünü gösteriyor.

Bakın son yazısındaki şu dile:

‘Çocuk tacizi, tecavüz, tarikat içi sapık ilişkiler, gençleri intihara sürüklemek, hırsızlık, yolsuzluk, rezillik gırtlağa kadar gelmiş, bunlar muhafazakar değerlere zarar vermiyor olsa gerek ki çıtınız çıkmıyor.
Ama eski bir şarkının sözlerinden 5 yıl sonra kıyamet kopuyor.
Herhalde ilk saydıklarım sizin muhafazakar değer diye yutturmaya çalıştığınız değerlere uygun olmalı ki, hiç sesiniz sedanız çıkmıyor.
Ama bir gerilim, bir kamplaşma ortamı yaratmak söz konusu olunca hemen bir şarkı sözünden saldırıya geçiyorsunuz.
Size edecek tek bir söz var ama burada yazamam.
“Ha…” ile başlıyor.
Çoğul olduğunuz için de “...tiriniz” ile bitiyor.’

Başörtülü kadınlara f.hişe dediği günlerine nasıl da benziyor değil mi?
Aynı performans, aynı kışkırtıcılık…

Herkesin eksiği, hatası sorgulanır.
Devlet herkesi denetlemelidir.
Buna cemaatler de dahil.

Ancak Altaylı bu meseleyi böyle ele alacağına, küfür kıyamet yine bildiğini okuyor.
Hem de bir sanatçıyı savunuyormuş kılığında.
Hala nasıl? Neden?
Çünkü hiç bedel ödemedi.

Altaylı’nın yaptığı toplumu, bir kesime karşı kin ve düşmanlığa tahrik etmektir.
Buna da Habertürk markasını alet etmektedir.
Habertürk yönetimi, patronu buna nasıl göz yumuyor?
Onlar yumsa da, eminim bu artan tahrik devlette birilerinin radarındadır.

İBB HANGİ FENOMEN HESAPLARI FONLUYOR?

Sırdaşlar, daha önce İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve basın danışmanı Murat Ongun’la ilgili sayısız yazı yazdım.
Hiçbirine bir yalanlama gelmedi çok şükür.
İBB bir süredir radarımda çünkü bu Olay TV meselesinde emekçilere yaptıklarını unutmadım.

Keskin bir kere haksızlık gördü mü, unutmaz…
Hak yiyene sülük gibi yapışır.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB’nin bazı gazetecilere yüklü maaşlar verdiğini söyledi.
Ama ben daha önce böyle isimlerin olduğunu kaleme almıştım.
Artık o isimleri açıklar mı bilemeyiz.

Ancak Keskin’inizin dikkatini bambaşka bir mesele çekti.
Ve ufak bir araştırmayla bir ipin ucunu çektim.
O da nesi?
Devamı çorap söküğü gibi geldi.

Şimdiiiii getirin kulağınızı da İBB’nin dudak uçuklatacak sosyal medya taktiğini anlatayım.
Ongun ve ekibi, uyanıklık ederek, Twitter’da halihazırda çok takipçisi olan, fenomen hesapları maaşa bağlamış.

Bu hesaplar daha çok esprili arada bir de muhalif paylaşım yapardı.
Ama son zamanlarda aralarındaki İmamoğlu etkileşimi dikkate değer.
Elimde belge olmadığı için hesap ismi paylaşmayacağım ama zaten ufak bir araştırmayla hepsini tespit edebilirsiniz.
Dediğim gibi aralarında komik paylaşım yapan da var, hayatın içinden haberleri dolaşıma sokan da…
Hatta birkaçı mekan işletmecisi, eski gazeteci vs…

Hükümetin fonladığı trol hesaplar hepimizin malumu.
O hesaplar genelde sıfırdan oluşturuluyor.
Ama Ongun’un trol hesapları sonradan angaje.

Mesela bu hesaplar sadece hükümeti eleştirmiyor, İmamoğlu’na çatan herkesi bir anda hedef gösteriyor.
CHP’li olsalar dahi…
Mesela İmamoğlu’na bir açıklaması nedeniyle tepki gösteren oyuncu Fırat Tanış’a,
‘amma da duyar kastın, zamanı mı eleştirinin?’ diye çıkışıveriyorlar.

Aslında hesaplar bir süredir alttan alta İmamoğlu’culuk yapıyorlardı ama son zamanlarda ateşi iyice harladılar.
Nedeni elbette İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı hırsının da harlanmış olması.
Ne diyelim…
Bunlara yorulacak kafa başka şeylere yorulsa İstanbul bambaşka bir yer olurdu.

SBK HABERLERİ ÇIKTIKÇA KİM HOP OTURUYOR, HOP KALKIYOR?

Sırdaşlar haber siteleri dün şu haberi geçti:
SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz'ın da aralarında bulunduğu 3’ü yabancı uyruklu 10 kişi ve bu kişilerle bağlantılı “malen sorumlu” şirketler hakkında “Mal varlığı değerini aklama” suçundan açılan davada, 4 sanık hakkındaki hukuki süreçle ilgili ABD’den belge talep edilmesine karar verildi.
İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde bugün yapılan duruşmaya basın mensupları gerekçe gösterilmeden içeri alınmadı. Duruşmada Avusturya'da tutuklu bulunan sanık Sezgin Baran Korkmaz'ın avukatı Volkan Dülger hazır bulundu. 

Keskin Kalem’inize herhalde artık güveniyorsunuz…
Metin Gürcan meselesinde tsunaminin gelmekte olduğunu yazdım, hemen akabinde iddianamesi yayınlandı.
DEVA Partili Gürcan’ın medyada bir gruptan destek alarak, nasıl yabancı ülkelere bilgi sattığının detaylarını okuduk.
Daha çooook şey okuyacağız, göreceğiz.

Biraz malumun ilamı gibi olacak ama SBK konusunda da benzer bir durum söz konusu.
Halının altına süpürülmüş ne kadar pislik varsa yakındır, ortalığa saçılacak.

SBK’nın ablaları, abileri, iş ortakları, medya kurma planı yaptığı isimler, zarflar içinde para alanlar…
Haberler çıktıkça, dava ilerledikçe hepsi hop oturup, hop kalkıyor…

Ben işin medya kısmıyla alakalıyım biliyorsunuz.
Eleştirimse yine çuvaldızı batıracağım muhalif kesime.
Murat Ağırel çok güzel habercilik yapıyor, kitaplar yazıyor.
SBK’dan para alanların listesini yayınlayacaktı…
Ne oldu?

SBK’yla ilişkisi fotoğraflarla, yayınlarla tescillenmiş İsmail Küçükkaya neden hala Fox’ta?
Geçen gün Tele 1 yayınında CHP milletvekili Ali Mahir Başarır’ı dinledim.
Çok önemli tespitlerde bulundu.
Tamam da, neden muhalefet önce kendi kapısının önünü temizlemiyor?
Bu pisliğe bulaşmış nice muhalif isim varken, ahkam kesmek ne kadar doğru?
Bu mudur kurmak istediğiniz yeni düzen?
Hükümet cenahından kovulduğu için size yanaşanlarıa tüm pislikleriyle,
‘hoşgeldiniz’ demek mi adil olan?

Bence muhalefet SBK urunu kendi içinden çıkarsın, sonra doyaaaa doyaaaaaa hükümeti eleştirsin.
Buradan en çok ben destek vereceğim.
Kepkeskin söz.

HABER KANALLARI BATIYOR, YOK MU KURTARAN?

Geçen gün CNN Türk’te bir skandal yaşandı.
Parodi bir hesaba ait, robot görüntüleri gerçekmiş gibi yayınlandı.

Detay vereyim sırdaşlar:
Boston Dynamics’in geliştirdiği robotlara ait olduğu sanılarak paylaşılan ve robotlara kötü muamele edilen videolar “Bosstown Dynamics” ismiyle paylaşılıyor. Herkes gülüyor, eğleniyor.

CNN Türk’teyse 17 Ocak günü yayınlanan “Ne Oluyor?” programında, tabiri caizse herkes büyük bir tuzağa düştü.
Parodi video Boston Dynamics’inmiş gibi ekrana yansıtıldı stüdyodaki konuklar da video üzerine dakikalarca yorum yaptı.

Daha önce benzer bir durum da Habertürk’te yaşanmış, koca kanal video oyunu görüntülerini TSK operasyonu diye yayınlamıştı.
Eskiden olsa bu işlerin sorumlusu utanır, insan içine çıkamazdı.
Ama neyse ki medyamızda artık kimse rezil olmuyor.

Burada büyük resim, özellikle haber kanallarında, düşük maaşlar yüzünden artık dil, yol, yordam bilen işgücü kalmamış olması.
Sosyal medyada her gördüğünü gerçek sanan, medya okur yazarlığı olmayan habercilerle dolu her yer!
Alınmaca, gücenmece yok…
Amma durum böyle.

Her akşam milyonların izlediği haber kanalları, bana kalırsa kalitesizlikten batmak üzere.
Şimdilik işler yolunda gidiyormuş gibi görünüyor olabilir ama zamanı geldiğinde Keskin’in kulaklarını çınlatırsınız.
‘Haber kanallarının batışını herkesten önce görmüştü’ diye.