Medya
20 Eki 2010 08:28
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:43
EYÜP CAN'IN "SOKAK YAZARI" KAVRAMINA İLK DESTEK ''SOKAKLARIN BAŞBAKANI''NDAN!
Radikal'in 'sokak yazarı' konseptine siyasetten ilk destek Başbakan Tayyip Erdoğan'dan geldi.
Sokakların başbakanıyım
Masa başı ahkâm kesen köşe yazarları ayaklandı:
“Bir bu eksikti! Sokağın yazarı mı olurmuş?”
Olur, bal gibi olur.
Siyaset, ticaret hatta sanat sokağa taşınırken ‘Tanrı katı’ndan yazmaya alışmış köşe yazarları neden taşınmasın?
Kemal Kılıçdaroğlu referandudan önce CHP teşkilatını sokağa-meydana taşıdı, siyasetten ekonomiye hayatın nabzını tutmakla yükümlü yazarlar neden taşınmasın?
***
Radikal’in ‘sokak yazarı’ konseptine ilk tepki Başbakan Tayyip Erdoğan’dan geldi.
Öyle ki Yeni Radikal’i ilgiyle inceleyen Erdoğan, Başbakanlık’ta yaptığımız sohbette “Çok iyi düşünmüşsünüz. Ben de sokakların başbakanıyım” dedi.
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama şu bir gerçek: Erdoğan sokağın nabzını tutan en iyi siyasetçilerden.
Bu yüzden Başbakan Erdoğan’ın ‘sokak yazarı’ kavramını desteklemesi beni hiç şaşırtmadı.
***
Erdoğan, medya özellikle de gazetelerle çok ilgili.
Rahat bir ortamda geçen sohbetimizde yazılı basının geleceğine dair karamsar görüşlere katılmadığını belirtti:
“İnternetten dolayı yazılı basının öleceğini söyleyenler var. Ben katılmıyorum. Geçmişte benzer şeyler radyo ve televizyon çıktığında da söylenmişti. Ama gazeteler ölmedi. Bundan sonra da kendisini yenileyemeyenler ölebilir ama yazılı basın yaşamaya devam eder.”
***
İşte Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin’le birlikte gerçekleştirdiğimiz Başbakan Erdoğan’la medyadan eleştiriye uzanan sohbetten satır başları…
Müslüm Baba diyor ya ‘damardan yakala’ diye
“Radikal yeni haliyle çok değişik olmuş. Hayırlı, uğurlu olsun. Türk basınına birçok açıdan fark getiriyor. Tabii önemli olan yapılan işin bir fark getirmesi. Doğan Grubu içinde birden çok yayın var. Mesela Hürriyet bir ‘damar yakalamış’. Müslüm Baba diyor ya, bir damar yakalamak diye… Tabii kendi içinde değişik görüşte yazarlar var ama bir de manşete ne yazdığı var. Siz de herhalde bir damar yakalayacaksınız.”
Radikal’in yayın politikası yani damarı ‘özgürlükçü sol’
“Medyada da siyasette de ‘özgürlükçü sol’ önemli. Tabii herkesin kendisine göre bir ideolojisi olabilir. Önemli olan hakaret etmeden, haksızlık etmeden, kimsenin aile hayatına dokunmadan gazetecilik yapabilmek. Bu yüzden ‘sokak yazarı’ yaklaşımınız yerinde. Çok iyi olur. Keşke yazarlar dediğiniz gibi daha fazla sokağa inse; araştırsa, sokağın nabzını tutsa. Ama bakıyorum herkes köşesinden bir şeyler yazıyor, doğru olup olmadığına bakmadan.”
Bir siyasetçi olarak zaman zaman köşe yazarlarıyla polemiğe giriyorsunuz. Hatta meydanlardan karşılık veriyorsunuz, eleştiri olmasın mı istiyorsunuz?
“Ben eleştiriye karşı değilim. Eleştiri elbette olacak. Olacak ki siyasetçiler de kendisini geliştirecek. Ama bakıyorum bazıları köşesinden sallıyor. Herkes istediğini yazsın ama araştırarak yazsın. Önyargılı, haksız yaklaşımlara karşı çıkıyorum. Ben sürekli sokağın nabzını tutuyorum. Sokakların ne halde olduğunu bilerek yazmak önemli…”
‘Et fiyatlarını marketlerden kontrol ettim’
“Geçen basına da yansıdı; marketlere girdim, et fiyatlarını sordum. Baktım 28 lira, 30 lira. Bu bizim söz verdiğimiz, inmesini istediğimiz fiyat değil. Hemen Tarım Bakanımız Mehdi Bey’i aradım. ‘Et fiyatları tekrar yükselmiş, hemen tedbir alalım’ dedim. Sokağın nabzını bilmek çok önemli. Ama bakıyorsunuz benim sokağın nabzını tutmak için yaptığım market ziyareti bile çarpıtılarak veriliyor. Madem o konuda yazacaksın araştır, sen de in sokağa; fiyatları kontrol et, ondan sonra ne istiyorsan yaz. Her alanda sokakların nabzını bilmek önemli. Ben de sokakların başbakanıyım diyebilirim…”
Eyüp CAN / RADİKAL
Masa başı ahkâm kesen köşe yazarları ayaklandı:
“Bir bu eksikti! Sokağın yazarı mı olurmuş?”
Olur, bal gibi olur.
Siyaset, ticaret hatta sanat sokağa taşınırken ‘Tanrı katı’ndan yazmaya alışmış köşe yazarları neden taşınmasın?
Kemal Kılıçdaroğlu referandudan önce CHP teşkilatını sokağa-meydana taşıdı, siyasetten ekonomiye hayatın nabzını tutmakla yükümlü yazarlar neden taşınmasın?
***
Radikal’in ‘sokak yazarı’ konseptine ilk tepki Başbakan Tayyip Erdoğan’dan geldi.
Öyle ki Yeni Radikal’i ilgiyle inceleyen Erdoğan, Başbakanlık’ta yaptığımız sohbette “Çok iyi düşünmüşsünüz. Ben de sokakların başbakanıyım” dedi.
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama şu bir gerçek: Erdoğan sokağın nabzını tutan en iyi siyasetçilerden.
Bu yüzden Başbakan Erdoğan’ın ‘sokak yazarı’ kavramını desteklemesi beni hiç şaşırtmadı.
***
Erdoğan, medya özellikle de gazetelerle çok ilgili.
Rahat bir ortamda geçen sohbetimizde yazılı basının geleceğine dair karamsar görüşlere katılmadığını belirtti:
“İnternetten dolayı yazılı basının öleceğini söyleyenler var. Ben katılmıyorum. Geçmişte benzer şeyler radyo ve televizyon çıktığında da söylenmişti. Ama gazeteler ölmedi. Bundan sonra da kendisini yenileyemeyenler ölebilir ama yazılı basın yaşamaya devam eder.”
***
İşte Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin’le birlikte gerçekleştirdiğimiz Başbakan Erdoğan’la medyadan eleştiriye uzanan sohbetten satır başları…
Müslüm Baba diyor ya ‘damardan yakala’ diye
“Radikal yeni haliyle çok değişik olmuş. Hayırlı, uğurlu olsun. Türk basınına birçok açıdan fark getiriyor. Tabii önemli olan yapılan işin bir fark getirmesi. Doğan Grubu içinde birden çok yayın var. Mesela Hürriyet bir ‘damar yakalamış’. Müslüm Baba diyor ya, bir damar yakalamak diye… Tabii kendi içinde değişik görüşte yazarlar var ama bir de manşete ne yazdığı var. Siz de herhalde bir damar yakalayacaksınız.”
Radikal’in yayın politikası yani damarı ‘özgürlükçü sol’
“Medyada da siyasette de ‘özgürlükçü sol’ önemli. Tabii herkesin kendisine göre bir ideolojisi olabilir. Önemli olan hakaret etmeden, haksızlık etmeden, kimsenin aile hayatına dokunmadan gazetecilik yapabilmek. Bu yüzden ‘sokak yazarı’ yaklaşımınız yerinde. Çok iyi olur. Keşke yazarlar dediğiniz gibi daha fazla sokağa inse; araştırsa, sokağın nabzını tutsa. Ama bakıyorum herkes köşesinden bir şeyler yazıyor, doğru olup olmadığına bakmadan.”
Bir siyasetçi olarak zaman zaman köşe yazarlarıyla polemiğe giriyorsunuz. Hatta meydanlardan karşılık veriyorsunuz, eleştiri olmasın mı istiyorsunuz?
“Ben eleştiriye karşı değilim. Eleştiri elbette olacak. Olacak ki siyasetçiler de kendisini geliştirecek. Ama bakıyorum bazıları köşesinden sallıyor. Herkes istediğini yazsın ama araştırarak yazsın. Önyargılı, haksız yaklaşımlara karşı çıkıyorum. Ben sürekli sokağın nabzını tutuyorum. Sokakların ne halde olduğunu bilerek yazmak önemli…”
‘Et fiyatlarını marketlerden kontrol ettim’
“Geçen basına da yansıdı; marketlere girdim, et fiyatlarını sordum. Baktım 28 lira, 30 lira. Bu bizim söz verdiğimiz, inmesini istediğimiz fiyat değil. Hemen Tarım Bakanımız Mehdi Bey’i aradım. ‘Et fiyatları tekrar yükselmiş, hemen tedbir alalım’ dedim. Sokağın nabzını bilmek çok önemli. Ama bakıyorsunuz benim sokağın nabzını tutmak için yaptığım market ziyareti bile çarpıtılarak veriliyor. Madem o konuda yazacaksın araştır, sen de in sokağa; fiyatları kontrol et, ondan sonra ne istiyorsan yaz. Her alanda sokakların nabzını bilmek önemli. Ben de sokakların başbakanıyım diyebilirim…”
Eyüp CAN / RADİKAL
