Medya
10 Haz 2014 09:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:16

Etyen Mahçupyan Akşam okuruyla ilk kez buluştu!

Etyen Mahçupyan, Akşam gazetesindeki ilk köşe yazısında Orta Sınıfların AKP'nin ufkunu bile zorlayan bir halk ihtilali yaptığını yazdı.

Zaman gazetesinde yazı sayısı azaltılan ve "Dumanlı ve gazete yönetimi bana mobing uyguluyor" diyerek Cemaatin amiral gemisinden istifa eden Etyen Mahçupyan, bugün yeni gazetesinden, Akşam'daki köşesinden okurlarına merhaba dedi.

"İslami duyarlılığı taşıyan siyasi akımın içinden doğan AKP'nin toplumun radikal bir dönüşüm geçirebilmesinin de siyasi zeminini" oluşturduğunu, Çözüm süreci, Dersim özrü, 1915 taziyesi gibi açılımların birer taktiksel adım değil "Yaşanmakta olan ihtilalin en yüzeyde siyasete yansıyan izdüşümleri" olduğunu yazan Mahçupyan, okurlarına ilk yazısında, merhaba demediği gibi, siyasal yorumlarına, Zaman gazetesinde kaldığı yerden devam etti.

İşte Mahçupyan'ın ilk yazısından çarpıcı bir bölüm:

GEÇMİŞ RUHUN
YENİ ZAMANI


İslami kimliğin ve Doğu dünyasının geleceğin küresel inşasında vazgeçilmez bir rol oynayacağı insanların zihninde giderek belirgin bir hüviyet kazandı.

Ama ortada halen sadece bir potansiyel, bir büyük imkan vardı... Bu imkanın hayata geçmesi, ete kemiğe bürünmesi, kendi değer sistemi ile bu toprakların kültürüne damgasını vurması, ancak bir 'taşıyıcı' ile mümkün olabilirdi. Bu ortamda 28 Şubat darbesi, onu gerçekleştirenlerin hayal bile edemedikleri ve belki halen kavrayamadıkları bir ebelik yapmış oldu.

AKP'NİN UFKUNU ZORLAYAN BİR HALK İHTİLALİ

İslami duyarlılığı taşıyan siyasi akımın içinden doğan AKP taşıyıcılık işlevine aday olmakla kalmadı, toplumun radikal bir dönüşüm geçirebilmesinin de siyasi zeminini oluşturdu. Bugün bu zemin üzerinde AKP'nin ufkunu da zorlayan bir halk ihtilali yaşanıyor. Mesele sadece ekonomik gelir, kentleşme, altyapı ve sağlık alanlarındaki büyük sıçrama değil.

Dindarlık algısı ve cemaat yapısı devrimsel bir değişim geçiriyor. İslami kesimde ilk kez dindarlık çoğullaşıp kişiselleşirken, cemaatsal yapılar birbirine dokunuyor ve kültürel açıdan melez aileler, melez yaşam biçimleri üretiyor. Türkiye ilk kez giderek genişleyen ve dünyaya entegre olma hevesiyle kendi sınırlarını zorlayan bir orta sınıfa sahip.

SİYASETE ORTA SINIF DAMGASINI VURDU

Bugün siyasete damgasını vuran ve iktidarı da peşinden sürükleyen işte bu orta sınıftır. Onların hayalleri ve iradeleri yeni bir kimlik arayışını da ifade etmekte... Yitirilmiş olan yeniden hatırlanıyor, hafıza geri çağrılıyor, çok kültürlü bir birlikteliğin insani zeminine kucak açılıyor. Geleceği geçmişle bağlantılı kılan, geçmişi taşıyarak geleceğe uzanmak isteyen bir yeni bakış, bir yeni ruh bu...

Çözüm süreci, Dersim özrü, 1915 taziyesi birer taktiksel adım değil... Yaşanmakta olan ihtilalin en yüzeyde siyasete yansıyan izdüşümleri. Elit kadronun ürettiği resmi ideolojinin bürokratik tahakküm sayesinde topluma empoze etmiş olduğu yapay kimliksel kabuğu üzerimizden atıyoruz.  Tarihsel parantez bir yüzyıl sonra artık kapanıyor. Tarihsel maceramız sembolik olarak yeniden Yirminci Yüzyıl'ın başına dönüyor ve oradan tekrar ilerlemenin yollarını döşüyor. İçimizdeki kıpırtılı heves önümüzdeki yolun yeniden kapanma endişesi karşısında teyakkuzda. Nitekim iktidarın yanlışları bu tehlike karşısında anlamını yitirebiliyor. Muhalefetin arkaik tutumu ise tabandan gelen direnci ve sahiplenmeyi artırıyor.

İLERİDE TARİH YAZACAKLAR İÇİN BÖYLE OLMAYACAK

Bu farklı ruh halinin anlamını kavrayamayanlar için mesele sadece bir iktidar kavgası. Ama ileride bu dönemin tarihini yazacaklar için böyle olmayacak. Onlar bir tarihsel parantezin kapandığını, bu topraklarda ilk kez oluşan 'toplumun' kendi kaderine sahip çıkmak üzere siyasete damgasını vurduğunu söyleyecekler. Uzun bir aralıktan sonra geçmişteki ruhun yeniden doğru bir zamana denk geldiğini ve böylece cumhuriyeti yeniden inşa eden bir ihtilalci değişime yelken açıldığını yazacaklar...