Dalgalanan ekonomik kriz ve isyan eden enflasyon

Türkiye, son yıllarda yaşadığı ekonomik krizin ardından derin bir nefes almaya çalışıyor. Peki, bu hikayenin kahramanları kimler? İşte size mevcut iktidar, halk ve ülke perspektifinden bir değerlendirme, ancak hazırlıklı olun, çünkü bu bir gazete denemesi değil, bir rollercoaster...

ALAYCI BAYKUŞ
TÜM YAZILARI

Saat gece yarısı, ekranlar kapanmış, ışıklar sönük; bir zamanlar kahkahalarla doldurulan meydanlar şimdi sessizliğe gömülmüş.

Türkiye, son yıllarda yaşadığı ekonomik krizin ardından derin bir nefes almaya çalışıyor.

Peki, bu hikayenin kahramanları kimler?

İşte size mevcut iktidar, halk ve ülke perspektifinden bir değerlendirme, ancak hazırlıklı olun, çünkü bu bir gazete denemesi değil, bir rollercoaster.

Kriz rüzgarları, ülke sınırlarımızı kuşatmış durumda.

Gökyüzü, belirsizlik bulutlarıyla kaplanmış gibi; her an yağmur yağabilir, ya da fırtına kopabilir gibi bir hissiyat içindeyiz.

Ekonomik kriz, sanki bıçak gibi keskin, bizi bir yandan korkuturken, diğer yandan tedirgin ediyor.

Enflasyon, o kudretli canavar, pazarlarda dolaşıyor.

Fiyatlar, göz açıp kapayıncaya kadar yükseliyor, alım gücümüzü her geçen gün zayıflatıyor.

Bugün alabildiğimiz bir şey, yarın ulaşılmaz bir hayal gibi olabilir.

Başrolde: Mevcut İktidar

Hani derler ya, bir devrimin ardında hep bir lider bulunur.

İşte Türkiye'nin ekonomik krizinde de öyle oldu.

İktidar, ekonomiyle bir bilardo topu gibi oynayarak muazzam bir skora ulaştı.

İstatistiklere göre, 'En Çok Borçlanan İktidar' ödülüne aday.

Yönetmenlerimiz ekonomimizin; her adımını önceden planlamış, her düşüş bir estetik şölen!

Kim demiş dolar 5 TL olacak sedalarının atıldığı günlerden, doların 33 TL olduğu günlere geldik, Maşallah!

Ama hala şükür diyenlerimizde az değil hani!

Şu Dini Mübin’i İslam’ı cennetteki Huriler üzerinden satanlar var ya, Ah Ah o hocalar!

Gerçi kimileri bu krizi bize yaşatan Allah’tır! Diyor…

Deseler de sonuç değişmiyor, keriz değil bakın kriz var diyoruz…

 

 

Yan Rollerde: Halkın Naif Bakışı

Pazarda domates fiyatları tırmanıyor, döviz kuru gökyüzünden aşağı düşmüyor.

Halk, ekonomik belirsizlik karşısında gerçekten yaratıcı oluyor.

Artık çarşı pazar dolaşmak, bir nevi Acun Ilıca’nın survivor oyununa dönüşmüş durumda.

"O kadar yüksek kira ödeyip, bari balkonda buğday ekseydim" diyor bir vatandaş.

Evet, ekonomik kriz, halkın yaratıcılığını ortaya çıkardı.

"Kredi kartı borçlarından nasıl kurtuluruz?" sorusuna cevap aramaktan yorulan halk, şimdi yeni bir hobi bulma peşinde.

Belki de şu anda en çok kırılgan olan şey, alım gücümüz.

Geçmişteki cömertliğimiz, şimdiki kemer sıkma politikalarıyla yer değiştiriyor.

Alışveriş sepetimizin ağırlığı azalıyor, satın alabildiğimiz şeylerin sayısı düşüyor.

Bu, sadece cüzdanlarımızı değil, ruhumuzu da incitiyor.

Küçük Bir Arka Plan Notu: Ülkenin Ahvali

Eskiden paranın değeri vardı, şimdi ise değeri kalmayan paralar var.

Döviz kurları yarış atları gibi koşuyor, enflasyon rakamları ise birer rekor kırmış durumda.

Merkez Bankası'nın faiz politikaları, pinokyo masal kahramanı gibi halkı uyutuyor.

Ekonomide Nas’tan geldik Faize Tam Gaz Basmaya…

Ancak halk uykuda, kâbus gören de siyasi parti liderleri!

Son Perde: Bir Umut Işığının Ardından

Her karanlığın sonunda bir aydınlık vardır derler ya, işte Türkiye de o aydınlığı bekliyor.

Belki de bu zor dönem, Türkiye'nin gerçek gücünü keşfetmesine vesile olacak.

Belki de yönetmenler, ekonomi sahnesindeki koreografilerini biraz gözden geçirecek.

Kim bilir, belki de bu kriz, biraz gülmeye, biraz düşünmeye vesile olur!

Unutmayın, gülmek her zaman en iyi ilaçtır!