Gündem
22 Mar 2011 09:12 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:09

BAŞBAKAN ERDOĞAN 1'E 1 ÖZEL'E KATILDI! ŞAMPİYONLUK YARIŞI İÇİN NELER SÖYLEDİ?

Başbakan Erdoğan, Hakan Şükür'e verdiği sözü tuttu ve yoğun gündemine rağmen ilk kez bir spor programına katıldı. İşte programda konuşulanların tam metni...

Ersin Düzen: Nasılsınız.
Erdoğan: Teşekkür ediyorum sağ olun.Bu aralar sık seyahatler vardı. Yine o seyahatlerden birini tamamlayarak döndük. Hakan Bey’e verilmiş bir sözümüz vardı bu akşam onu gerçekleştiriyoruz.
Ersin Düzen: Öncelikle vermek istediğiniz bir mesaj varmı gündem ile ilgili ?
Erdoğan: Aslında bu program benim için gündemin dışına çıkma fırsatıda vermiş oldu. Zaten sizden sonra tekrar gündemin içine giricem nasıl olsa. Bunu bu şekilde değerlendirelim
Ersin Düzen: Futbol sevdası ilk olarak nasıl başladı. Bundan başlayalalım ilk önce?
Erdoğan: Futbol sevdası aslında bizim imam hatip okullarında olan bir süreçti. Tabi önceleri bizim mahalle aralarında oynanan bır futbol vardı. Daha sonra amtör kümede futbol. Benim tabi profosyonel futbol yaşamım yok, tamamen amatör kümeyle başladı amatör kümeyle bitti. Ve futbol yaşamımla birliktede bütün stk’larda sosyal etkinliklerin içerisinde aynı zamanda siyasi parti gençlik kollarındada çalışmalarım vardı.Bunların hepsini bir arada yürüttüm. Tabi iş hayatımıda tabi bu arada yürüttüm.Bunların hepsi bir arada yürüdü.Ve gerçekten zevk alarak yaptığım benim için bir meşkaleydi. Ve elimde spor çantam onunla beraber gider onunla beraber ever döner, ta kasımpaşa’dan gümüşsuyu’na kadar iett’de ki kulubümüze gider, cami altında oynadığımız zaman cami altına aynı şekilde gider gelir, bu şekildeyse yaklaşık on beş yılımızı doldurduk, ama iett adeta bizim için yarı profosyonel gibiydi, çünkü oranın maaşlı işçisiydim, işçi kadrosunda orda futbol oynuyorduk,
Hakan Şükür: Bir de erok spor’da başlamıştınız başbakanım?
Erdoğan: Erokspor mahalle arasında sürecimiz orda. Bizim tabi Erokspor semtimizde çok öyle namı bilinen bir takımımızdı. Yazlık maçlarımız çok güzel olurdu böyle. Çubukludan Tutunda işe taaa Yenibosna’ya kadar o bölgelerde gider yazlık maçlar yapardık. O zaman tabi yine profosyonel futbolculardan rakiplerimizde oynayanlar olurdu. Bizim takımımızda da profosyonel arkadaşlarımız oldu. Şimdi işte milli takımda yıldızları filan çalıştırıyo sanırım Nevruz Şerif
Hakan Şükür: Evet
Erdoğan: Biz Nevruz ile beraber oynadık o dönemlerde o da işte Şekerspor, Fenerbahçe dönemleriydi onun.O da çok sevdiğim, takdir ettiğim bir arkadaştı. Çok fulelidir tabi nevruz.
Ersin Düzen: İdolünüz varmıydı sayın başbakan? O dönemlerde?
Erdoğan: O dönemleri şöyle bir değerlendirdiğimizde tabi rahmetli tabi Metin Oktay? Bizim o çocukluk dönemimizde ekolde çok çok önemliydi, özellikle, tabi Hakan’ın da tabi hava toplarında hakimiyeti iyidir ama; Metin Oktay tabi bambaşkaydı.
Hakan Şükür: Sizde varmıydı hava toplarına çıkmak başbakanım, kafaya iyi çıkıyormuydunuz?
Erdoğan: Ben şöyle yarım yani.
Hakan Şükür: Çünkü sürece baktığımızda forvet başlayıp, defansa kadar gelen bir süreç, her mevkide hemen hemen , santrafor , libero vs,.
Erdoğan : Ordan başlayıp ileri uçtan orta saha , orta sahadan da daha sonra,
Hakan Şükür: Yani bu futbol yeteneği gerektirir, Futbol zekası’da gerektiriyor aynı zamanda.
Erdoğan: Devamlı onu yaşadık, Devamlı iç içe olduk.sonuçta liberoyduk. Orda işi noktaladık.
Hakan Şükür: Zaten ayaküstü paslarınıza beckenbauer deniyormuş? Ordan kalan bişi ben biraz okudum kronolojiyi.
Erdoğan: Öyle bir sürecimiz oldu.
Hakan Şükür: Fenerbahçe’ye kadar uzanan transfer teklifine kadar uzanan.
Erdoğan: O şey kalaprovic’in olduğu zamanda bizim İstanbul şampiyonu oluşumuz vardı. İett’ ile. Bizi Vefa’da gelip izlemişlerdi. Ama tabi biz öyle çim sahalarda filan oynamadık. Biz Ali Sami’yendede top oynadık ama Ali Samiyen o zaman çim değildi. Ali samiyen felaket biçimde topraktı. Yani böyle kış mevsiminde oynadığın zaman zımpara gibiydi buraları filan (bacağını gösteriyor). Alır götürürdü.Şeref stadı, orda top oynadığın zaman bir düştüğün anda bütün derileri filan sürükler. E Vefa öyle.
Hakan Şükür: Bugün saha beğendiremiyoruz kimseye.
Erdoğan: Aynen öyle, şimdi çim saha yapıyorsun beğendiremiyorsun.
Sergen Yalçın: Futbol’un son dönemlerinde ben de yetiştim, minik takımla ben de yetiştim o son donemlere.
Erdoğan: Soyunma odaları filan rezaletti.
Sergen Yalçın: Rezaletti.
Ersin Düzen: Sayın başbakan hiç hayal edermiydiniz, hiç futbolcu olmak istermiydiniz? Kendinizi fenerbahçe takımında gördüğünüz , rüyalarınızda hiç böyle bir heycan yaşadınız mı?
Erdoğan: Ya tabi ilk dönemlerde o olduda. Rahmetli babam tabi bunu istemiyordu. Sonra tabi ben bu stk’lar ve siyasetle iç içe olunca o tabi benim hayatımda çok önemli bir yer almaya başladı. O da önemli bir yer tutunca bu defa futbol benim için ikinci bir sıraya düşmüş oldu. Ve böylece siyaset ağırlık kazandı. Ve siyasette yürüme kararını verdik o yolda. Yürüdük zaten, 12 Eylül haraketi ile beraber futbolu bıraktım ve ondan sonra ağırlıklı olarak zaten siyasete girdim.
Hakan Şükür: Spor’a bakış açınızı siyasette yani tesisleşmede, kulüplerimize, gerek milli takımımıza, sadece futbol değil birçok branşta, eksik olmayın yani bu hizmetleri, takdirle karşılıyoruz bizde, devamlı içinde oluyoruz. En azından kopmamışsınız, yani burda bu desteğinizi, futbolcu bir başbakana sahip olmak tabi Türk sporu içinde ayrı bir şansi, bunu çok net bir şekilde görüyoruz tabi.
Ersin Düzen: Bu vermiş olduğunuz emeğin karşılığınıda aynı zamanda özellikle bir çok spor dalındada, öyle tahmin ediyoruz ki alıyoruz ve siz onun mutluluğunuda yaşıyorsunuzdur. Voleybol olsun, basketbol’da olsun, milli takımımızın aynı zamanda başarıları, ve bununla birlikte bir çok önemli organizasyonunda, ülkemize alınmasında başta siz olmak üzere, aynı zamanda hükümetimiz, gerçekten hükümetimiz müthiş bir fedakarlıkta bulunuyor.
Erdoğan: Bunların tabi lobileri var, eğer bu lobileri yapmazsanız, eğer belli teminatları vermezseniz,
Hakan Şükür: Avrupa şampiyonasını almak için 1 milyar dolarlık bir teminat biliyorum.
Erdoğan: Bu teminatları veriyorsunuz. Şimdi mesala biz önümüzde dünya kızlar basketbol şampiyonası 2014 onu aldık. Şimdi biliyorsunuz Akdeniz’i 2013 onu aldık. Yunanistan bu son sıkıntıları sebebiyle vazgeçti. Ve akdeniz oyunlarınız biz Mersin’e kazandırdık. Onunla ilgilide sadece teminatı vermiyorsunuz. Birde belli kulislere atıyorsunuz. Lobiler yapıyorsunuz. O kulislerin neticesinde Libya, İspanya ve biz kaldık. Sonunda bizede onu verdiler. Onun dışında tabi önümüzde çok daha önemli bir beklentimiz var. öyle zannediyorum ki o beklentide, neticelenecek. Ordanda olumlu bir netice alacağımıza inanıyorum. Çünkü altyapı itibari ile Türkiye çok iyi bir konuma geliyor. Yani futbol sahalarında artık bütün UEFA standartlarına uygun statlara sahip olmaya başladık. Şimdi kapalı spor tesislerinde. Gerçekten çok çok büyük, tesislere sahip olmaya başladık. Sadece istanbulda işte eskiden bir abdi ipekçi vardı. Şimdi Sinan Erdem devasa oldu. Şimdi biliyorsunuz Fenerbahçe Ülker’in çok büyük bir kapalı spor salonu yapılıyor. O da hemen hemen 13bin 500 civarında bir kapasitesi olacak. Çokta modern bir tesis. Aynı şekilde şu anda Kayseri yine böyle bir tesise sahip. Ve biliyorsunuz Ankara Arena çok çok güzel bir tesis oldu.
Hakan Şükür: Bunlar büyükşehirlerimiz, birde Erzurum da müthiş tesisler olmuş. Bunların hepsini gezdik.
Erdoğan: Bunları hep bizim geliştirme arzumuz devam ediyor. Şimdi önümüzdeki yıl çok daha farklı yatırımlara giricez. Ve bu yatırımlar içerisinde tabi, benim en büyük arzularımdan bir taneside, 81 vilayetimizin,vilayet ve o vilayetdeki ilçelerde, istiyorumki, sentetik çim sahalar yapalım. Ve bu sentetik çim sahalarında bir organize şeyini yapıcaz. Gayet modern soyunma odaları vesairesi olacak. Ve orada gençler gelip rahatlıkla o program içerisinde, futbol maçlarını yapabılecekler. Arzum kötü alışkanlıklara gençlerimizi gitmekten alı koyup, buralara çekebilmek. Bunun güzel bir örneğini ben polonyada gördüm. Ve orda Polonya başbakanıyla bir tane böyle bir tesisin açılışına beni aldı götürdü. Gittik hatta orda penaltı atışları filan yaptık. Baktım eski Milli’ler filan orda. O açılışa gelmişler. İşi böyle bir cazip halede getirmiş. Ve 700’ün üzerinde öyle bir stat yapmış.
Hakan Şükür: Büyük bir rakam.
Erdoğan: Çok öenmli bir rakam. Şimdi tabi biz diyoruz hem bunu yapalım. Bunun yanında birde kapalı spor salonlarını çok amaçlı bunları geliştirelim. Şimdi örneğin İstanbul Büyükşehir belediyesi 120-130 tane kapalı spor salonu yaptı. Nerde yaptı, okulların bahçelerinde yaptı.
Hakan Şükür: Hem eğitim beraberindede spor.
Erdoğan: Yani bu okuldaki çocuklar, beden eğitimi derslerini o salonda yapabilecekler. Haftasonlarındada şimdi işi geliştirelim diyoruz, Aileler orda gelip, aile butiğiydi şuydu buydu vs filan, orda bunları yapabilsinler, değerlendirsinler, dolayısıyla, haftasonlarıda boş kalmasın. Aileler yani ebeveyn çocuklarının okudukları okulun salonuyla buluşsun. Şimdi biz okuduğumuz zamanlarda bizim okullarımızda beden eğitimi için felan bir salon yoktu. Adeta sınıf gibi bir yerde gider beden eğitimi yapardık.
Hakan Şükür: Bizde öyle sayın başbakanım.
Erdoğan: kışın zaten yapılmazdı bu haldeydik. Ama şimdi, bunlar gelişmeye başladı. Ve şimdi yeni yaptığımız okul projelerinin içinde. Bunlar var. dolayısıyla okul bütün bu sosyal donatılarıyla spor tesisiyle birlikte inşaa edilecek. Ve inanıyorumki, genç kuşaklar artık önümüzdeki dönemlerde bu konularda çok daha zengin imkanlara sahip olacaklar.
Hakan Şükür: İnşallah...
Sergen Yalçın: Sayın başbakanım ülkemizde bir numaralı futbol dalı futbol, tesisleşmede çok önemli adımlar atılırken bizim futbolumuzunda yavaş yavaş gerileme dönemine geçtiğini söylersek herhalde çokda fazla yanılmış olmayız son dönemde, takımlar olarak hem Milli takım olarak düşüş içerisindeyiz, bunun en büyük nedeninin ise şu olduğunu düşünüyorum. Özellikle oyuncu yetiştirme konusunda çok büyük problemler yaşıyoruz. Artık türk oyuncular bizim zamanımızda, işte hakanla bunu çok konuştuk, bizim önümüzde Metin Ali Feyyaz’lar yetenekli oyuncular vardı. Tanjular Rıdvanlar, biz o jenerasyonun arkasından gelen bir jenarasyonuz. Çok zor şartlarda çıktık ama. Şimdiki pozisyona baktığımız zaman özellikle yabancı oyuncuların. Federasyon’un aldığı 6 yabancı 8 yabancı bazen 9 10 yabancı ile oynayan büyük takımlarımız var bizim. Bu kadar yabancı oyuncunun transfer edilip, bol kullanıldığı bir ülkede, tesisleşmede bu kadar önemli adımlar atılırken bizim gençlerimiz yani nasıl yükseleceklerdir bu takımlarda, nasıl oynayacaklar , sizin bu konuyla ilgili düşünceniz varmı?
Erdoğan: Şimdi tabi bu soru hakkaten zor. Zorluğu şundan geliyor. Çünkü siyasi boyutu var. fakat ben bütün bunları aşarak, çok rahat buna cevap vermek isterim. Şundan dolayı; Futbol’da eğer dünya standartında bir yere varacaksak, o da şudur: bizim yani yabancı futbolcu noktasında bu sayının bu kadar yükseltilmesi bana göre ticari bir bakıştır. Spora yönelik bir bakış değildir. Ticaridir niye? Çünkü tirübunler bu marka isimlere geliyor havası var. dolayısıyla biz kendi gencimize bu noktada büyük imkanlar tanımıyoruz. Yani yarın biz milli takımımızı oluşturmak bir sıkıntı içerisine girebiliriz. Fakat biz bu kadar futbol sevdalısı bir millet olarak. Gençlerinin bu kadar futbol sevdalısı olduğu bir yerde, şimdi brezilya dışarıdan futbolcumu ithal ediyor, tam aksine futbol orda bir sanayi olmuş, napıyor ihraç ediyor, ve bunlar çok büyük bir girdi sağlıyor ülkesine. Ama bakıyosunuz ki cadde kenarlarında çaprazlama bir çok yerlerde açık futbol sahaları yapmışlarlar kızlar dahi hepsi oralarda top oynuyorlar. Şimdi türkiye olark bizler bu tür sentetik çim sahaları vs, böyle hakketen yüzlerce ülkemizde yaptığımız zaman, çekirdekten itibaren, yıldızlarda başlamak üzere gelecek olan bu kuşaklar, işte Real madrid’in bir barcelona’nın , Bir zamanlar Barcelona’da filan, yani onbinlerce, aşağıdan, seçile seçile seçile Barcelona’nın kendi takımı oluşuyordu. Real Madrid’te çok büyük rakamlardan bahsediliyodu. Şimdi buna benzer bir alt yapı bizim takımlarda varmı? Maalesef yok. Yani bu ne fenerbahçe’de var, ne trabzonda var, ne beşiktaşta var, geçmişte biraz bu işe yöneldiler, işte ordan sizler çıktınız. O birazcık yöneldikleri dönemde sizler çıktınız.
Hakan Şükür: Tabi yokluk dönemlerinde çıktığımız için bu kadar büyük değildi pasta sayın başbakanım yani , çok büyük paralar yoktu, futbolda şimdi sponsorların önemi arttı işte, türk telekom’un yayın ihalesinden, işte bu rakamları arttırması, yayıncı kuruluşun fazla para vermesi, onun üstüne diğer sponsorlarla yayın gelirleri arttı. İşte o çokluk bizi yokluğa götürdü. Yani türk futbol’unun daha fazla dışarıya açılmaya daha fazla futbol’un miadlarını doldurmuş oyuncuların, yetenekli ama son transferleri olduğu bir ülke haline geldik, tabi bu yerli oyuncuların aynı soyunma odasını paylaştıklarında bu oyuncularla benim bunlardan farkım yok demesi lazımken, onlarda bunla beraber iyi paralar kazanmaya başladılar. Yani çok erken yaşta doyuma ulaşmak, yani genç yaşlarda, bizim ülkemiz çok güzel bir ülke, biz programlarımızda bunu söylüyoruz, yani burda yaşam şartları çok gelişmiş, oyuncular bu parayı yönetirken, hayatlarını iyi yönetemiyorlar. İşte bugün Bursaspor’u konuşuırkende önemli oyuncuları var , bir şampiyonluk yaşadılar, futboldakı her alanda sizde söylüyorsunuz siyaset hayatınızda, istikrar çok önemli, bunu bireyselleştirebilsek, yani herkes istikrarını kendi bünyesinde çözebilse, hem ülkemizin spor alanınında kimse önünde duramaz. Yani yeterli görmemek, maalesef yöneticlerimizde işte bu futbolu yönetenlerin. Bu kadar yabancı transferleri menajerlerle beraber bunların Türkiye’ye girmesi, ve bunlarında tazminatlarını ödemek zorunda kalışımız. Alttan gelenlere kaynak yaratmamamızı sağlıyor. Yani bu konuda çeşitli düzenlemelerin olması lazım.
Erdoğan: Şimdi aynı şeyi teknik direktörlerdedei, Milli takımımıza varıncaya kadar, şimdi milli takımımızın başarısına baktığımız zaman,yani milli takımımız dünya üçüncüsü olduğu zaman işte Şenol Güneş ile oldu, Avrupa’da Fatih Terim ile bunu yakaladık, Mustafa Denizli ile çeyrek finale kadar çıktı filan. Hep kendi insanımızdı. Niye bakıyorsun seçici olmakta onlar ülke genelinde, birilerinden sipariş üzerine futbolcuyu seçmiyor. Kendisi tanıyarak bilerek seçiyor. Ondan sonrada bunu oturtuyor. Ama şimdi bizde böyle nedense bir alışkanlık etti başarıyı yakalayamıyor. Ligin durumuna bakalım. Süper Lig’de birinci Fenerbahçe şimdi Fenerbahçe’nin başında Aykut Bey var, ikinci sıraya bakıyorsunuz Trabzon, puanlar aynı onun başında Şenol var, üçüncü sıraya bakıyorsunuz işte Bursa ordada Ertuğrul Bey var, dördüncü sıraya Gaziantep çıktı galiba bu hafta, orda da tolunay var, şimdi hepsi yukarıdan aşağıya hep yerli,
Ersin Düzen: Artık İki tane yabancı teknik direktör kaldı zaten.
Erdoğan: Şimdi orayada tabi düştü Bu tabi belli deneyimlerden sonra bize tabi derste alındı bunu veriyoruz veriyoruzda ne oluyor? İş bu noktaya geldi. Ben futbolda da gerçekten takımlarımızda, bu kadar yabancı futbolcunun olmasını yani doğru bulmuyorum. Biz bunu birdefa kendi ülkemizde kendimize sevdirmeliyiz. Ve kendi halkımız, kendi gencini izlesin, çünkü orada oynayacak olan her yabancı, yetişebilecek olan bizim gencimizin önünü kesecektir. E tabi bu kadar büyük paralarıda vererek, transfer ettiğinizdede kulübüde onları bir müddet bekletirsin, ondan sonrada o ayrı bir sıkıntı oluşturmaya başlar.
Hakan Şükür: Fenerbahçeli Alex şimdi bir yabancıdan nasıl bir ders alabilirsiniz, yani aile yaşamıyla, işte istikrarlı futbol anlayışıyla, zaman zaman herkes gibi o da düşüş yaşıyo mutlaka ama, bugün birçok kişiye örnek olabilecek, karakter haline dönüştü, yani yabancıyıda getirdiğimiz zaman , uzun süreli o istikrar kelimesinin karşılığını, gösterebileceğimiz bir yabancı, yani yerli işte bu sirkülasyonda kaybolabiliyor, ama yabancıya verdiğimiz değer, o yabancınında ona karşılık vermesi bizi mutlu ediyor. Bu tip insanların, bunun tabi squad’ının iyi hazırlanması lazım, yani yabancı seçerkende burdan gidebileceği ihtimalini göze alarak haraket etmemiz lazım gittiği zaman veya miadınıda burda doldursa devam etse, bakıyorsunuz attığı goller asistler, yaşam tarzı, ailesine verdiği değer yani bizler için hani bir yerliden örnek verebiliriz, ben de aile yaşamıyla bu konumda bir insanım ama; bir yabancıda bunu görmek daha kolay anlatılır bir hal alıyor. Ben Alex’i o anlamda çok takdir ediyorum. Eleştirenler mutlaka oluyor zaman zaman ama; bugüne baktığımız zaman çok iyi bir örnek.
Erdoğan: Ben gerçekten çok takdir ediyorum çok , bir defa istikrarlı, zaman zaman tabi istikrar yüzdesinde düşüş oluyor ama normaldir.
Hakan Şükür: Benim içinde geçerli.
Erdoğan: Ama geneli itibari ile baktığımız zaman şimdi yaşı itibari ile bu kadar ilerlemiş yaşına rağmen şu anda birçok futbolcunun önünde artık gol krallığında bir numara önde gidiyor ve sadece gol atmakla kalmıyor asistlede çok başarılı. Ve hakiketen Hakan’ında dediği o aile yaşamı çok çok önemli. Şimdi bazılarına bakıyorsun, geliyor burda gece kulüplerinden çıkmıyorlar.
Hakan Şükür: Çok örneklerini gördük.
Erdoğan: Çok. Ve dikkat ederseniz Bir şey daha var. yani istanbula gelen birçok başarılı futbolcu istanbulda kayboluyor.
Hakan Şükür: Evet.
Erdoğan: Niye? İşte o düzen bozulunca kaldırmadığı bir yükün altına giriyor, ama anadoluda bakıyorsun aynı futbolcu, çok daha başarılıydı. Çünkü orada imkanları orada daha çok düzen var birde o tür şeyler olursa taraftar, iyi bakmaz bunu biliyorlar, dolayısıyla devamlı bir kontrol altındalar, böyle bir durumdalar, yani hakikaten Alex örnek bir futbolcu.
Hakan Şükür: İyi bir örnek futbolcu.
Ersin Düzen: Zaten, Örnek vermek gerekirse sayın başbakanım gelen yabancı oyunculardan kulüplerimizde bir fayda sağlayamıyor.Arjantinde şu anda avrupada oynayan 1300 1600 civarında oynayan oyuncu var brezilya ikinci sırada ama bizim ülkemizde dışarıya transfer olan futbolcu sayısı bir elim beş parmağını ne yazıkki geçmiyor. Bir iki tane ancak örnek verebiliriz. Bu konuda acaba kulüplerimizin yönetimi bakımından hem mali açıdan hem aynı zamanda bu transferler açısından ne düşünüyorsunuz?
Erdoğan: Yönetimlerin bir defa kendi gencine adeta güveni yok, önce kendi gencine güveneceksin. Onların üzerinde yatırım yapacaksın, onların üzerinde yatırım yaptığın zaman göreceksin ki netice alacaksın. Şu anda mesala misal Galatasaray’ın durumuna bakalım Galatasaray’ın durumuna baktığımız zaman işte bütün yabancılar, şunlar, bunlar, filan geldi.
Hakan Şükür: Çok değişti.
Erdoğan: Ne oldu? Öbür tarafta diğerlerine bakıyorsunuz yine aynı şekilde Gaziantep’ti , bir Kayseri’ydi, Bursa’ydı, bunlardaki yabancı sayısına bakıyorsunuz 2,3 ortalamayı geçmez değil mi?
Sergen Yalçın: Yoo dördü beşide buluyor ama
Hakan Şükür: Daha istikrarlılar sayın başbakanım çok fazla değişkenlik göstermiyor.
Erdoğan: Büyük paralarla alınmıyorlar. Şimdi mesala Kardemir’de Emenike herhalde öyle büyük paralarla alınmış bir topçu değil.
Hakan Şükür: Kendi yıldızını çıkardı. Şimdi Karbükspor’un çok büyük katkılarıda var vefa örneklerinide çok fazla gösteriyor.
Sergen Yalçın: Ben beşiktaş’ın 6 aylık süresinde altyapısında staj yaptım orda çalıştım, aşağıya bakış açısını gördüğüm zaman ancak 6 ay dayabildim. Çünkü artık bir süre sonra dayanamıyorsun çünkü kötü giden camialar basında yer tutabilmek için sürekli yabancı transferine gidiyorlar bu da aşağıdan gelecek cocukların yukarı çıkmasını inanılmaz derecede etkiliyor. Ben de en az 7 8 tane yetenekli oyuncu varken yukarı çıkabilecek oyuncularının hiçbirinin belki bir iki tanesinin yukarı çıkabildiğini görüyoruzki. Eğer özümüze dönmezsek benim düşüncem biz sürekli, bu gelen teknik direktörlere bu yabancılara işte Hiddinkler olsun Del bosqueler Tiganalar inanılmaz rakamlar alıp bugün milli servet sonuçta bu paralar. İnanılmaz paralar alıp bu paraları yurtdışına gidiyor, sürekli dışarıya gidiyor. Ama hiç geliş yok.
Erdoğan: Hayır yani altyapıdan yılda 2 3 tane alsan, ve yıl boyu Birkaç maça çıkma şansını verseler onlara o çocuklar kendilerini bulacak. Çok büyük özgüven kazanacaklar, e kaldı ki şimdide paf ligide var yani bu şanslarıda var ayrıca. Yani buralarda bu şansları kazanmaları lazım, aksi takdirde demolize olur. Ben buraya geldim, birde ordan tabi yaşıda dolduğu zaman tabi biryere kaçması lazım kaçmadığı takdirde belkide bu işi bırakmaklada karşı karşıya kalır, bunların önünün açılması lazım, nitekim bunların içerisinde geçmişte anadolu ligine giden çocuklar var bunlar gittikleri yerlerde hakkaten yıldızlaşıp daha sonra istanbula büyük paralarla geliyorlar.
Sergen Yalçın: Özellikle teknik direktörler burayı sadece para kazanma, tazminat alma, dinlenme yeri olarak görüyorlar. Biz biraz dubai qatar gibi olmaya başladık futbol konusunda.
Hakan Şükür: Şimdi Arjantin brezilya yetişme tarzları kumda oynayışları ve bu açlık avrupaya geldikleri zaman birde işte lisan olarak avantajları var latin kökenli ispanyada italyada oynayan oyuncu cok fazlalıkta. Birde yaşamsal olarak inanç olarakta avantajları var, tercih edilme sebebleride bundan kaynaklanıyor çoğu zaman ama bir yandanda o savaşçı mücadeleci, baktığınız zaman çok hırslı oyuncular, yani İNANIŞLARINI SAHANIN ORTASINDA BİLE YAPABİLİYORLAR, bizim ülkemizdeki eksiklikler bunlar yani kendi değerlerimizden uzaklaştıkça biz aslında özümüzüde kaybediyoruz. Yani bu kadar yabancılaşırken, kendi değerlerimize sunduğumuz yaşam, yani o batılı yaşam, söylenen o batılı yaşam maalesef bize futbola bakış açısından uzaklaştırıyor, izleyiciler kandırılıyor, işte oyuncular çok sıklıkla çıkmıyor, yani bunların düzelmesi için o söylediğiniz az evvelki model çok önemli, altyapıların. Burda gönüllü çalışacak bizde dahil çok insan var. çok antrenörümüz var umarım hayata geçer ve dediğiniz gibi o genç nesilleri önümüzdeki senelere çıkarırız inşallah.
Ersin Düzen: Yeni stadlar hakkında çok fazla soru aldım insanlar merak içinde varmı böyle projeler?
Erdoğan: Öncelikle projemiz şu anda tatbik ediyor. En önemliside bir defa gençlik ve spordan sorumlu bakanımız faruk beyle bunu oturduk konuştuk büyükşehirlerden başlamaz üzere şu anda süper ligde yer alan şehirlerimizde önce birdefa buralarda stadyum sorununu çözmek. Yani hepsini kaliteli modern statlara ulaştırmak.ama bunun dışında tabi diğer illerede mesala bank asya ikinci sırada el alacağımız iller orada yine stadyumlara dikkat edeceğiz. Bu bir kültür meselesi bizde ankara istanbul izmir burda böyle şeyler olabilir , ŞU ANDA İZMİR’İN SÜPER LİG’DE BİR TAKIMI YOK,
HAKAN ŞÜKÜR: EVET
ERDOĞAN: ŞİMDİ TABİ İZMİR’İN BİR TANE TAKIMI OLMAYINCADA ORADA ŞU ANDA ASLINDA SÜPER LİG İÇİN STAD VAR HALKAPINAR BİLİYORSUNUZ DEVASA BÜYÜK BİR STAD, ORADA BÖYLE BİR TAKIM OLMAYINCA İSTER İSTEMEZ SEYİRCİSİDE OLMUYOR MÜŞTERİSİDE OLMUYOR, ORDADA BİLİYORSUNUZ ÜNİVERSİAD’I YAPTIK VE SEYİRCİ KAPASİTESİ ÇOK ÇOK BÜYÜK , YANİ 50BİN 60BİN O CİVARDA BİR KAPASİTEYE SAHİP, VE DİĞER İLLERDEDE BUNLARI YAYGINLAŞTIRMAK İSTİYORUZ,SONUNDADA 81 VİLAYETTE BİRER TANE YAPMAK İSTİYORUZ. EN AZINDAN O İLLERDEKİ BÜYÜK ÇAPLI İŞTE O ÇOK AMAÇLI TOPLANTILARI, EĞLENCE PROGRAMLARI İŞTE ŞU BU , BUNLARI YAPABİLECEK İMKANLAR OLSUN DİYORUZ, FAKAT ÜZERİNDE ASIL DURDUĞUM ŞEY AZ ÖNCE İFADE ETTİĞİM BU SEMT SAHALARI VE BUNLARIN BURALARDA YA O İLÇENİN BELEDİYESİ İLE ORGANİZE EDECEZ,O BELEDİYEYE VERİCEZ , DİYECEZKİ BÖYLE BÖYLE BURANIN YÖNETİMİ SİZİN, BELKİ SEMBOLİK BEDELLERLE VEYA BEDELSİZ, AMA YÖNETİMİNİN SAĞLAM OLMASI LAZIM
HAKAN ŞÜKÜR: DOĞRU. ŞİMDİ YAPMAK DEĞİLDİR ÖNEMLİ OLAN İŞLETMEKTİR.
Erdoğan: İşletmek önemli yoksa yani berbat olur gider. Bunu sağlamamız lazım. Ondan sonra söylediğim bu kapalı spor salonu olayı ve birde biz bu kapalı spor salonlarında atletizm pisti olana giriyoruz.
ERSİN DÜZEN: ŞAMPİYONLUK YARIŞI FENERBAHÇE VE TRABZONSPOR ARASINDA GEÇİYOR, SİZE GÖRE BU YARIŞ NASIL SONLANIR ACABA?
ERDOĞAN: ŞİMDİ TABİ BUNU BANA SORARSANIZ BENİM İÇİN ÇOK ZOR BİR SORU, KEŞKE İKİ ŞAMPİYON ÇIKSA TABİ, FAKAT BU SENE TABİ LİGDE KOPMA BAŞLADI, FENERBAHÇE TRABZON LİGDE BAŞBA BAŞ GÖTÜRÜYORLAR PUANLAR AYNI, BURSA 9 PUAN GERİYE DÜŞMÜŞ OLDU, BİR SÜRPRİZ GAZİANTEP DÖRDÜNCÜ SIRAYA ÇIKTI O TABİ İLGİNÇ BİR GELİŞME OLDU. AŞAĞIDADA BENİM SEMTİMİN TAKIMI KASIMPAŞA SON SIRADA MAALESEF,ÜMİDİM BENİMDE VAR HALA, TEMENNİ EDERİM Kİ KURTARIR, AMA TABİ ÇOK SIKINTILI BİR YERDE, FAKAT TABİ SORDUM BU SENE İYİ OYNUYORUZ FALAN FİLAN TABİ İYİ OYNAMAK YETMİYOR, SON DAKİKA ÖNEMLİ, MAALESEF PUAN İTİBARI İLE 17 PUANI VAR