Gündem
09 Eyl 2014 10:17 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:39

Asansör faciası oldu, televizyonlar sustu!

Facianın yaşandığı inşaatta ölenlerle aynı blokta çalışan işçiler “Faciadan yarım saat sonra haberlerde bu olayı kimse görmesin diye televizyon yayınlarımızı kestiler” dedi.

İstanbul’da 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör faciasının yaşandığı inşaatta ölen işçilerle aynı blokta çalışan işçiler, iş güvenliğiyle ilgili temel sorunların taşeron sisteminden kaynaklandığını söyledi. Hürriyet’e konuşan Nazım Altundere, Ahmet Demir, Halef Koyuncu ve Zülfikar Demir; Türkiye’de taşeron sistemi kalkmadığı sürece inşaatlarda ölümlerin devam edeceğini belirterek, “Bu şekilde daha çok ölüm haberi alırsınız. Artık öyle bir duruma gelmiş ki taşeron şirketin taşeronunun da taşeronu var. Bunlar devlet tarafından denetlenmiyor. Bizim mesela üç tane patronumuz var” dedi. İşçiler, inşaattaki çalışma koşullarını şöyle anlattı:

ŞANTİYEDE ÇUKURLAR VAR
İnşaat alanında 4-5 tane çukur var, etrafı kapatılmadığı için 10 gün önce bir arkadaşımız bu çukurlardan birine düştü, o çukurun içinde bir demir çubuk olsa ve onun üstüne düşse ölürdü. Ancak o arkadaşımız düştükten sona o çukurun etrafı kapatıldı. Bazı katlarda korkuluk yok, biz korkuluk olmayan yerde çalışırken iş güvenlikçiyi bizzat kendim uyardım, “bak burada korkuluk yok” diye. Bana “Tamam notumu aldım” dedi ama sonra biz yine orada çalışmaya devam ettik. Halbuki o anda orada işin durdurulması ve önce tedbir alınması gerekirdi.

Bir gün inşattaki elektik panosunu oradan su aktığını gördüm. Dokuzuncu kattaki tuvalet patlamıştı, oradan asansörlerin üzerine ve elektrik panosuna dökülüyordu, o pis su orada günlerce kaldı, temizlenmedi. Kimse de farkında değildi.

Bu facianın olduğu gün sularımızı kestiler, sonra da yarım saat içinde haberlerde bu olayın gösterildiğini kimse görmesin diye televizyon yayınlarımızı kestiler. Koğuşlarda televizyon seyredemiyorduk, eksi dördüncü katta yani bodrumda olduğumuz için de dışarıda olup bitenden, yürüyüşlerden haberimiz yoktu. Bodrum katta kaldığımız için ses duyulmuyordu, telefon şebekesi bile çekmiyor. Yani iki dündür dışarıyla bağlantımız yok. Bir arkadaşımız gelip “Dışarıda yürüyüş var, niye buradasınız?” deyince protestodan haberimiz oldu.

Koğuşlarda koşullar çok kötü. Yataklar 5 santimlik süngerden oluşuyor altı da tahta olduğu için nemden tahtakurusu oluşuyor, tahtakurusundan kollarımız yara oldu. Tahtayı çıkardığınız zaman da sırtınız demire geliyor, yatamıyorsunuz. Çamaşırlarınızı yıkayıp astığınız yer ortak, bütün ihtiyaçlarınızı o koğuşta görmek zorunda kalıyorsunuz. Tuvaletler zaten rezil halde, hijyen diye bir şey yok. Çöplerle yemekler aynı yerde duruyor. Bir koğuşta 10-12 kişi kalıyor, aldığın nefes bile çorap kokusu ve sigara dumanı kokuyor.