“MÜJDAT ABİ, BEN AK PARTİ'YE OY VERDİM. OĞLUMU SENİN OKULUNA GÖNDERMEYEYİM Mİ?”

Ak Parti’nin seçim şarkısı “Aynı” adlı parçayla her kesimden insanın beğenisini kazanan sanatçı, bu şarkı dahil pek çok bestesini çıplak sesiyle söyledi. 
Ak Parti için yazdığı şarkının arka planındaki duyguları anlatırken Johanne Sebastian Bach’ın “ben tanrının enstrümanıyım. Yaptığım müziklerin hepsi ona aittir” sözüne atıfta bulunan Eren, “Şarkının ol denip olduğu an var. Bir onu hissettiğim andır. Bir de Allah’ın bana bahşettiği bir numaralı lütuf halden anlama, empati dedikleri şey var. Ben 93 harbi ile birlikte Balkanlardan göçen bir ailenin bugünkü nesillerinden biriyim. Aynı yoldan geçmişiz biz aslında temel olarak onu söyler. Bugüne ait yollardan bahsetmiyorum. Maalesef çok büyük katliamlardan canını zor kurtaran, kağnılarla perişan kafileler halinde Anadolu’ya kendini, canını, ailesini zar zor atmış nesillerin torunlarıyız. Biz yaşadığımız acıları bilsek bugün her akşam güneş batıyorken el ele tutuşup dua ederiz, şükrederiz” diye konuştu
Eren, programda Kara Harp Okulu’nda okurken arkadaşlarının kendisini “karpuz” a benzeterek, “Dışın yeşil, için karpuz senin” dediklerini hatırlayınca Akman “Bugün de senin için sağın Zülfi Livanelisi, Cahit Berktay’ın muhafazakarı” gibi tanımlamalar kullanıyorlar” diyerek ne düşündüğünü sordu.
Bunun üzerine “Herhangi bir gence yarın solcuların Özhan Eren’i” denmesini üzücü olacağını belirten Eren,  “Bizim kendimizi kabul ettirmemiz için illa bir birinin adı mı lazım? Solcu olunca mı Zülfü Livaneli adı oluyor sadece? Veya ÖDP’yi destekliyor Cahit Bey de. ÖDP’yi destekleyince mi adı Özhan Eren olacak? ÖDP’yi desteklemeyince Cahit Berktay’ın muhafazakârı mı olacağım? Kara Tren, ben besteleyince muhafazakârların Kara Tren’i, Yavuz Bingöl okuyunca CHP’nin Kara Tren’i mi olacak?” diye sordu.
Özhan Eren, üç oğlunun ikisinde ciddi müzik kabiliyeti olduğunu anlatırken, Müjdat Gezen’in bir televizyon programında “AKP’nin oyu Aziz Nesin kriterlerine göre yüzde 60 çıkması lazım” şeklindeki sözlerine de cevap verdi.
 
“Ben Ak Parti’ye oy verdim. Müjdat Gezen’in Aziz Nesin’den yola çıkarak dediği tayfaya giriyorum” diyen Eren şöyle konuştu:
 
“Ortanca oğlum iki yıl kadar Müjdat Gezen okulunda piyano dersi aldı. Küçük oğlum Ali yan flüt dersi alıyor. Ve abisinden bir piyano merakı başladı. Bu yaz da çok niyetim vardı ki abisi oraya gitti, kardeşini de Müjdat Gezen’e göndereyim diye. Çünkü oğluma piyano öğretilmesine çok minnet duymuşumdur. Müjdat Gezen’in o sözlerini duydum. Çok içimden geçti ki tanışmıyorum, açayım, sorayım, şimdi ben aptallık mı yaparım Ali’yi sizin mektebe getirirsem? Ne der bana dedim.”
 
Farklılıkların zenginlik olduğunu hatırlatarak, “Allah niye bu kadar meyve yarattı? Bir karpuzun içine bütün vitaminleri doldururdu. Yiyin derdi . Bir grinin eskiden yirmi bin türü var derlerdi. Şimdi artık bilgisayarla bir gri, beyazla siyahın arası bile sonsuz” diye konuşan Özhan Eren, Müjdat Gezen’e “ Müjdat abi, ne kadar saygın bir okulun var. Çocuklarıma piyano öğretiliyor senin ne zorluklarla kurduğun okulunda. Aynı olmadığımızı ben de biliyorum. Uzayda yaşayan romantik bir türkücü değilim. Farklılıklarımızın kavgasını mı yapalım, yoksa neler var ortak diye bunları yüceltelim, bu duyguların peşine mi düşelim?” diye sordu.
 
EREN’İN BAŞBAKANDAN ÇILGIN SANAT PROJESİ
Özhan Eren,  Akılda Kalan’da Başbakandan talep ettiği çılgın sanat projesini de açıkladı.  Eren, Akman’ın “Başbakandan çılgın bir sanat projesi talep ediyor musunuz?” şeklindeki sorusunu yanıtlarken “Her yıl 10-15 milyar dolar arası bir parayı yakın tarihi anlatacak bir sinema filmine  harcamak. Her yıla bir Çanakkale filmi yapsak, torunlarımıza kadar yapsak yetmez” dedi.