Televizyon
29 Nis 2013 11:42 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:09

TV ÖDÜLLERİNDE JÜRİ SKANDALI: UYARLAMA DİZİYE EN ÖZGÜN SENARYO ÖDÜLÜNÜ VERDİLER!

Medyaradar sinema-TV yazarı Murat Tolga Şen 4. TV Ödülleri'ni takip etmek için Antalya'daydı. Yazarımız ödül gecesini değerlendiriyor.

Bu yıl da Antalya’da düzenlenen Türkiye’nin en itibarlı TV organizasyonu olan Antalya TV Ödülleri törenini izlemek için Antalya’daydım. Organizasyon şeması geçen yılla aynıydı. Cuma geldik, akşam Antalya’lılar dizi oyuncularını görsün diye yapılan kokteyle katıldık, arada denize, havuza girme imkanı da bulduk ve Cumartesi akşamı düzenlenen ödül töreninden sonra Pazar günü evli evine, köylü köyüne…

Konuklar Cuma sabahından itibaren uçaklarla Antalya’ya taşındı. Dizi oyuncuları ve ekipleri Mardan Palace’da, basın davetlileri IC Garden Palace’da konakladı ki Mardan Palace’ın üstüme üstüme gelen gereksiz ihtişamı yüzünden benim gayet sevindiğim bir hadisedir bu… Bizim otel Hollandalı aileler ve onların havuz başında oynayan sevimli bebeleriyle doluydu. Bir de bu Hollandalılarda göz teması kurar kurmaz gülümseyerek merhaba deme adeti var ki, lobiden odaya çıkana kadar kaç defa “Hi, hello” dediğimi ben de sayamam. Biz de öyleyiz ama utangacız işte…

Bu etkinliğin kalbi ödül gecesi, o yüzden yazacaksam o kısmı yazmalıyım diye düşünüyorum. TV Ödülleri açıkara Türkiye’nin en şık organizasyonu… Burada öyle kazaklı, yelekli kimseyi göremiyorsunuz. Erkekler ve kadınlar bir şıklık yarışı içinde arz-ı endam ediyorlar. Eğer Yeşilçam dizilerde reenkarne olduysa TV ödülleri de bir zamanların (70’lerin) Altın Portakal’ının gösteriş duygusuna sahip denebilir.

Gelelim ödül törenine… Öncelikle bu tür törenleri TV’den izlemek çok daha avantajlı, inanın konuya daha hakim oluyorsunuz. Basın grubu olarak oldukça gerilerde bir masada oturduğumuzdan sahneye kim çıktı, kim ödül aldı, seçene kadar canımız çıktı.

Diziler 90 dakika olunca ödül töreni de uzun oluyor tabi… Saat 20:00’da salondaki yerimizi aldık, 21:00’da canlı yayın başladı ve sanırım 00:30’a kadar devam etti. O kadar çok kategori var ki, onlar açıklanıp, ödülü verilip, teşekkür konuşması yapılırken zaman donuyor adeta! Bu ödül kategorileri konusunda bir sadeleşmeye gidilmeli diye düşünüyorum.

Jüri kararları her zaman tartışmaya açıktır, özellikle bizim memlekette seçimler iyice kişiselleşir ancak 4. TV Ödülleri bu açıdan en sıkıntılı organizasyondu. Leyla ile Mecnun’un yokluğunda 80’ler “en iyi komedi dizisi” ödülünü kaptı. Türk TV tarihinin en başarılı üçlüsü Ahmet Kural, Murat Cemcir ve Sadi Celil Cengiz’in bu özelliği tamamen gözardı edilerek Sadi’ye "sen kenarda bekle, abinler gelsin" muamelesi yapıldı. Geçen yıl ödül alamayınca ağladığı için bu sene de üzülmesin diye Meryem Uzerli’ye ödül verildi ve bunu yapmak için Kayıp Şehir’deki Gökçe Bahadır performansı hiçe sayıldı. Aykırı Sorular gibi bir yapım varken genç azarlama ustası Abbas Güçlü’nün programı ödüllendirildi.

Ve gecenin en büyük skandalı; “en iyi dram dizisi özgün senaryo” ödülünü kapan Kayıp Şehir aslında Alain Delon‘un 1960 yapımı Düşman Kardeşler (Rocco e i suoi fratelli) filminden esin esin esinlenmiş bir yapım! Televizyon Gazetesi’nden Volkan Türkcan ve başkaları defalarca yazdı. Evet, iyi dizi(ydi) ama jüri bunu bilmiyor mu, bu dalda aday bile olamamalıydı!

Gecenin yıldızı bana göre Halit Kıvanç’tı. Bu müthiş adam 88 yaşında ve çıkıp teşekkür konuşması yaparken yine salonu hipnotize etti. Sıfır hatayla müthiş bir doğaçlama yaptı. O an salonun heyecanını o kadar yükseltti ki ondan sonra Engin Hepileri ve Mine tugay’ın sunumu çok sıkıcı geldi. Bu arada onlar için de bir not düşeyim; ruhsuz ve donuktular. Bu sefer de olmadı.

Son sözler; TV Ödülleri Türkiye’nin en ihtişamlı organizasyonu… TV Dünyası da bu ödülleri ciddiye alıyor. Eğer biraz daha dikkat edilirse Türk dizilerini izleyen tüm dünyanın kulak kesildiği bir organizasyona dönüşebilir bu an meselesi ancak düzenleyenlerden ricam, şu Mardan Palace’ın güvenlik terörüne bir çare bulunsun. Ellerinde kimsenin adının yazmadığı listelerle kapıda insanları ağaç edip sonra da “hadi geçin, geçin” diyorlar. İki senedir böyle bu, nasıl bir iş yapıyorlar anlamadım.

Murat Tolga Şen

murattolga@gmail.com /twitter.com/murattolga