Gündem
03 Kas 2023 10:59 Son Güncelleme: 03 Kas 2023 11:50

Tolga Şardan tutuklansa da dünya Eppur si Muove! ‘Sen ağlama Tolga…’

Gazeteci Orhan Can, tutuklama kararının ardından adliye koridorlarında gördüğü destek üzerine gözyaşlarını tutamayan Tolga Şardan ile ilgili duygu dolu bir yazı kaleme aldı ve “Tolga Şardan tutuklansa da dünya Eppur si Muove!” diye yazdı.

Yeniçağ internet yazarı Orhan Can, MİT'in yargı mensupları hakkında rapor hazırladığı iddiası gerekçesiyle tutuklanan Tolga Şardan hakkında bir yazı kaleme aldı.

“Güneşi balçıkla isteğiniz kadar sıvayın, kapatamazsınız ki…” diye yazan Orhan Can, tutuklama kararının ardından adliye koridorlarında 'Yalnız değilsin' seslerini duyunca gözyaşlarını tutamayan Şardan’la ilgili duygularını şöyle ifade etti:

“‘Sen ağlama Tolga, ya seni Pudra şekerinden, Kul hakkı yemekten, 3-5 haram maaş almaktan, çadır satmaktan, kendi bakanlığına dezenfektan satmaktan kara para aklamaktan, devlet ihalelerini fahiş fiyattan almaktan utuklasalardı…!! Çocuklarına bırakacağımız şerefli bir gazetecilik geçmiş yeter de artar bile… Sen ağlama Tolga, “Cinayeti” görüp de cinayeti haber vermeyenler utansın…”

Orhan Can’ın yazısının tamamı şöyle:

“Tolga Şardan tutuklansa da

“E pur si muove”

veya

“Eppur si muove…”

Hani engizisyon mahkemelerinde,

matematikçi, fizikçi ve filozof Galileo

Dünya'nın Güneş etrafında dönmesi iddiasından vazgeçmeye zorlanması üzerine söylediği iddia edilen o meşhur sözü…

Eppur si muove…

Yani, ‘Ve yine de hareket ediyor..’

Yine de dönüyor…

***

Meslek hayatı boyunca belgesiz haber yapmayan bir adamdı Tolga Şardan.

Yüzlerce habere imza attı, yüzlerce haberi çalıştığı gazetede manşet oldu.

Sokaktaki insan bile adliyelerde neler olduğunu konuşurken,

Başsavcı’nın suç duyurusu mu duyulmayacaktı?!

Duyuldu elbet…

Ve Başkan Erdoğan hemen harekete geçti Başkanlık yetkisine dayanarak ‘Rapor’ istedi.

Rapor hazırlandı. Gönderildi…

İçeriden bilgi almasıyla ünlü derin konuların yazarı Tolga Şardan ise konunun ne kadar büyüdüğünü yazdı.

Sen misin bunu açıklayan.

Şak anında tutuklandı.

40 yıl boyunca hep doğruları yazan adam olaya içerlemişti.

Tam o sırada bir arkadaşı cezaevinde lazım olur diye kendisine para uzattı.

Önce tereddüt etti, sonra aldı.

Besbelli parası yoktu.

Gerçek gazeteciler paralı adamlar değildi.

Yüzüne önce bir hüzün çöktü, dudakları büküldü.

Kendisini zor tutuyordu ağlamamak için.

İşte bu sırada mahkeme salonun koridorun bir kadın sesi yükseldi.

“Yalnız değilsin Tolga…”

Ve yılların gazetecisi, hayatında yanlış haber yazamamış olan

Tolga Şardan kendini daha fazla tutamadı, ağlamaya başladı.

Koluna giren polisler bile Tolga Şardan’a saygı duyuyorlardı.

Çünkü o Türkiye’nin yetiştirdiği en iyi ‘Güvenlik’ Muhabirlerinden biriydi.

Yani çok iyi bir Polis Muhabiriydi…

Ankara’da olması nedeniyle de çeşitli haber “Kaynaklarından” doğru ve güvenilir bilgiler alır ve haber yapılması gerekenleri haber yapardı.

Bu yüzden ona derin konuların yazarı da derlerdi…

Besbelli polisler de Tolga Ağabeylerine güven duyuyorlardı ki mahkeme çıkışında biraz konuşması için duruyorlardı.

Normal şartlarda polisler, tutuklanan kişinin başını öne bastırır, eline hemen kelepçe takar konuşmasına da asla müsaade etmezlerdi.

Tolga’ya ise öyle yapmadılar. Biraz durdular. Tolga arkadaşlarıyla birkaç kelime konuştu.

Sonra, merdivenleri indiler, polisler bir kez daha durdu.

Ve yaşadıklarına içerleyen ve ağlamaklı olan Tolga Şardan tarihe geçecek sözü söyledi.

“Gazeteciyiz,

neticede gazetecilik yapıyoruz…”

***

Peki, Tolga tutuklanınca adliyelerde olup bitenler yaşanmamış mı oldu yani?!

Başsavcı suç duyurunda bulunmamış mı oldu sanki...

Beyler sakin olun!

Tolga Şardan tutuklansa da dünya

‘Eppur si muove…’

Ama dünya hareket ediyor, yani dönüyor…

Siz istediğiniz kadar dönmüyor deyin…

Eppur si mouve beyler…

***

Güneşi balçıkla isteğiniz kadar sıvayın, kapatamazsınız ki…

Sen ağlama Tolga sen ağlama…

Bak sana bir şey daha anlatalım:

Sokrates ölüme götürülürken karısı ağlıyormuş.

Sokrates , “Niye ağlıyorsun ?” diye sormuş.

Kadın “Haksız yere ölüme gidişine” demiş.

Sokrates yanıtı; “Haklı yere götürseler daha mı iyi olurdu?” olmuş.

Bu yüzden,

‘Sen ağlama Tolga,

ya seni Pudra şekerinden,

Kul hakkı yemekten,

3-5 haram maaş almaktan,

çadır satmaktan,

kendi bakanlığına dezenfektan satmaktan

kara para aklamaktan,

devlet ihalelerini fahiş fiyattan almaktan tutuklasalardı…!!

Çocuklarına bırakacağımız şerefli bir gazetecilik geçmiş yeter de artar bile…

Sen ağlama Tolga,

“Cinayeti” görüp de cinayeti haber vermeyenler utansın…

Bu günlük benden bu kadar...

OC kaçar anam babam...

En Kalbi Muhabbetlerimle,

Ben CAN; Orhan Can...”