Medya
20 Kas 2010 09:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:48

STAR YAZARI ELİF ÇAKIR'DAN SENARİSTLERE "SAPKIN" DİYEN İNCEKARA'YA DESTEK!

Star Gazetesi yazarı Elif Çakır'dan Mehmet Barlas'a eleştiri AKP'li Halide İncekara'ya destek!

Uzaktan kumanda!

Doğrusunu söylemek gerekirse “televizyon dizilerini yazan senaristlerin sapık ruhlu” olduğu tartışmasına girmek istemiyordum.

Yok söyleyecek sözüm olmadığından değil, bilakis tecavüz fantazili, aşkta sınır tanınmaz temalı dizilerin toplumsal tahripleri üzerine epeyce kalem oynattım.

Ancak hem kanal yöneticilerinin, hem reklamverenlerin, hepsinden önemlisi senaristlerin “ama halk istiyor, bakınız reytingler” gibi, sığındıkları müstahkem kale olduğu müddetçe sorunu doğru zeminde tartışmak pek mümkün değil. (Sanki başımıza bu reyting illetini musallat edenler çok masummuş gibi. Acaba bu dizileri izlemekte yarışan hangi halk kesiminin evlerine yerleştirdiler de bu 1500 cihazı, bir avuç insan ülke halkının yayın seviyesini tespit eder hale geldi.)

Şimdi de öyle oldu. Ak Parti milletvekili Halide İncekara pekçok hemcinsleri gibi gidip hanım hanımcık mecliste oturacağına, “dokunulmaz” senaristlere ve yapımcılara haddini aşarak laf edince kızılca kıyamet koptu.

Tez elden özür dilemesi istendi, dizileri yayınlayan kanalların gazeteleri de acilen şeytanın avukatlığına soyundular.

Halide İncekara’nın söyleminin masum bir söylem olmadığı, yeni RTÜK yasaklarının işaret fişeği olduğu dillendirildi. Öyle ya, savundukları diziler pek bir masum zira.

Ne diyor çok bilmiş tıkır tıkır yazan hanım senaristlerimiz: “Reşat Nuri de, Vedat Türkali de, Halit Ziya Uşaklıgil de mi sapıkmış”, cık cık cıkmış...

Bahaneleri de hazır: Halk istemiyorsa izlemesin efendim, ayılana Sırlar Dünyası, bayılana Fatmagül’ün Suçu Ne gibi seçenekler de varmış.

Demokrasi dediğiniz nedir ki, özgürlükler değil mi?

Alın işte size en güzelinden özgürlük hakkı, halk tecavüz istiyor, halk çarpık ilişkiler istiyor!

Halkın istemediği tek bir şey var, ahlaka uygun hiçbir şeyi istemiyor!

Duayen kabul ettiğim Mehmet Barlas’ın da konuyu köşesine taşıdığını görünce “hayır Mehmet Bey, size haklı itirazlarım var” diyerek okudum yazısını.

Meseleyi Turgut Özal’a kadar götürmüşsünüz, iyi de, onun “Allah akıl vermiş, kul da uzaktan kumanda yapmış” demesiyle mesele geçiştirilecek kadar basit midir?

Türkiye’de halkın yüzde 70’i (belki daha fazlası) akşamlarını televizyonla geçiriyor.

Bu insanların -büyük çoğunluğunun maddi imkanları elvermediğinden- başka sosyal bir aktivitesi yok.

Sık sık seyahat etmeye, ailece sinemaya tiyatroya gitmeye imkanları olmuyor.

Çoluk çocuk, televizyon karşısında oturup eğleniyorlar, vakitlerini böyle geçiriyorlar.

Uzaktan kumandanız olsa ne olur, zaplayın bakalım, hangi kanaldaki dizi diğerinden daha seviyeli!..

Hem insanlar bazı şeyleri beğenmiyorlarsa, bunu iletemeyecekler mi?

Bunun karşılığı hakaret midir? (Barlas’ın Turgut Özal örneğinde olduğu gibi.)

Kendisine televizyon dizilerinin ahlaksızlığından dem vuran yaşlı adama, Turgut Özal, “Allah akıl vermiş, kul da uzaktan kumanda yapmış” demiş önce. Sonra da, “Gözlerinin altı mosmor. Belli ki sabaha kadar bu programları izlemekten uykunu ihmal etmişsin” diyerek güya latife yapmış.

Politikacı işgüzarlığı ve de üstten bakıcı çirkin bir tavır olarak nitelendiririm ancak ben böyle bir cevabı.

Nedir yani, uzaktan kumanda ile kanalların değiştirileceğini bilmeyen aptalların karşısında çoook akıllı üstün yaratıklarmış gibi cevaplar vermenin anlamı!..

Hele o senaristlerin tavrına bakar mısınız: Bizden derhal özür dileyecekler!

Dokunulmazlar, eleştirilmezler!..

Mehmet Barlas, İncekara’nın şahsında milletvekillerine laf atmış, bu işlerle uğraşacaklarına daha ciddi meselelerle uğraşsınlar diye...

Keşke bütün milletvekilleri milletin istediği işlerle uğraşsa.

Evet, milletvekillerinin, hele kadın milletvekillerinin atıllığı konusunda hemfikiriz.

Kadın kotası diye diye milletvekili yapılanların, o gezi senin bu gezi benim yaptıkları alışverişlerde aldıkları çantaları elbiseleri birbirlerine göstermekten başka bir iş yapmadıklarını da biliyoruz.

Keşke Halide İncekara gibi, Selma Aliye Kavaf gibi, Gülşen Orhan gibi toplumun önüne çıkıp onların seslerini dinleseler...

Elif ÇAKIR / STAR GAZETESİ