Gündem
26 Ara 2015 01:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:16

“Spor programı sunmak kimseyi spor spikeri yapmıyor”

TRT 1'de spor haberlerini sunan Semahat Özdoğan, İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileriyle mesleki deneyimlerini ve futbol bilgilerini paylaştı.

Türkiye'nin ilk ve tek maç anlatan kadın spor spikeri Semahat Özdoğan, İstanbul Aydın Üniversitesi'nde katıldığı etkinlikte “Spor programı sunmak ya da promperdan okumak kimseyi spor spikeri yapmıyor,” dedi.

TRT 1'de spor haberlerini sunan Semahat Özdoğan, İstanbul Aydın Üniversitesi öğrencileriyle mesleki deneyimlerini ve futbol bilgilerini paylaştı. Konuşmasında bir kadın olarak erkek egemen sektöre girmenin tedirginliğini yaşadığını belirten Semahat Özdoğan, bu sektöre girdikten sonra hiç yadırganmadığını ve insanların kendisini çabuk kabul ettiğini, gittiği stadlarda sevgiyle karşılandığını ifade etti.

Maç sevgisinin çocukluktan geldiğini söyleyen Semahat Özdoğan mesleğe başlama serüvenini ise şöyle anlattı:

“Maç sevgim çocukluktan geliyor. Abimle maçları izlerdik. Üniversiteye başlarken gideceğim şehirde Süper Lig'de oynayan takımın olup olmaması benim için çok önemliydi. Bir yandan da spiker ablamla onun stüdyosuna gidip ortama bakıyor ve sporla spikerliği nasıl birleştireceğimi düşünüyordum. Üniversiteye devam ederken yerel radyo ve televizyonlada çalıştım. Üniversite bitince de Ankara'dan İstanbul'a geldim. TRT ve Kanal D'de çalıştım. Fatih Terim başta olmak üzere birçok teknik adam ve futbolcuyla söyleşiler yaptım.”

Spor spikerliğinin sadece promterdan haber okumak olmadığını söyleyen ve kendisini bu konuda ekrandaki diğer kadın sunuculardan ayırdığını belirten Özdoğan, bu işin mutfağından gelmenin çok önemli olduğunun altını çizdi.

Bir spor spikerinin sunduğu haberin hazırlık aşamasına ve nasıl hazırlandığına hakim olması gerektiğini söyleyen Özdoğan, canlı yayında aniden gelişen bir olayda durumu toparlama yeteneğine sahip olmanın çok önemli olduğunu vurguladı.

“Spor programı sunmak ya da prompterdan okumak kimseyi spor spikeri yapmıyor,” diyen Semahat Özdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Spor programı sunmak ya da promperdan okumak kimseyi spor spikeri yapmıyor. Çünkü yüzünüz güzeldir ve çıkar haberleri okursunuz. Ama sonra çıkar gidersiniz. Acil bir durum olduğunda telefon bağlantısı yapman gerektiğinde de tıkanır kalırsınız. Ekranda sadece haberleri okuyan arkadaşlar bunları yapmadığı için onlarla aynı kategoride değerlendirilirken biraz karmaşa yaşadım. Üzüldüğüm şeyler de oldu.”

Konuşmasında maç anlatmanın püf noktasının konsetre olmak olduğunu vurgulayan Semahat Özdoğan, “Evlendikten 15-20 gün sonra eşimin oynadığı maçı anlattım. Bir şey olsa, sakatlansa mikrofonu bırakır giderim diye düşünüyorum. Anlatım yerinden en kısa hangi yoldan giderim diye bakıyorum. Ama düdük çaldı ve maç başladı. Ben o sırada  sadece forma numarasından seçebildim eşimi. O an ne özel hayatınız kalıyor, ne evliliğiniz kalıyor. Öyle heyecanlı olmamak gerekiyor. Bizim meslekte otokontrol oldukça önemli,” dedi.

Özdoğan, konuşmasının sonunda maç anlatımında dilin kullanımına da dikkat çekerek, “Dilinize hakim olmak zorundasınız.Yanlış bir şey ağzınızdan çıkmamalı. Bir hata yaptığınızda bir daha aynı mikrofona oturma şansınız olmayabilir. Erkek spikerler bir çalışıyorsa ben bunlara beş çalışıyorum. Erkek olsam rahatlıkla söyleyebileceğim sözleri söyleyemiyorum. Öyle 'her yerinden öpüyorum Rüştü' diyemiyorum. Zaten böyle ifadeler kullanmaya da gerek yok” şeklinde konuştu.