Medya
05 Şub 2011 12:30 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:01

RASİM OZAN KÜTAHYALI'DAN MÜJDAT GEZEN'E YAYLIM ATEŞİ!

"Çocukluğumda beni çok güldürmüş olan Müjdat Gezen'in maalesef ki ulusalcı-faşist bir adam olduğunu düşünüyorum..."

Müjdat Gezen ve gülünçlük 
 
Perşembe gecesi düzenli yorumcusu olduğum “Ters Cephe”ye Müjdat Gezen bağlandı ve ortalık karıştı... Müjdat Gezen’in “AKP kimi anketlerde yüzde 50 çıkıyormuş, Aziz Nesin kriterlerine göre yüzde 60 olmalıydı” sözünü ilk Salih Tuna’dan okumuştum, sonra o sözlerin geçtiği Uğur Dündar programını da internetten izledim. Müjdat Gezen,TSK’nın resmî ideolojisi Kemalizm’in perspektifinden “mizah” yapmaya kalkıyordu... Levent Kırca da, Gezen de postalların ideolojisine biat ederek “politik mizah” yaptığını sanan, oysa kendileri bizzat “mizah malzemesi” olmuş, komik değil gülünç olan ve her geçen gün daha da meczuplaşan iki figür şu anda... Ferhan Şensoy’un meczuplaşma süreci daha da hızlı oldu. Çünkü Şensoy diğer meslektaşlarına nazaran daha “mert” adamdı, neye inanıyorsa onu söylüyordu. 2007 yılında, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde aynen şunları söyledi Şensoy:

“Çankaya’da başı bağlı, karısını, bacısını, kızını görmek istemiyorum. Ellerindeki aritmetik böyle olmasını gerektiriyor, ne yapalım susalım mı! Türkiye’de herşey darbeyle çözülmemiş mi, ne duruyorlar, laikliğin koruyucularını şimdi görmek istiyorum. Ecevit’i, Demirel’i adaya götürmüşlerdi. Erdoğan’ı Çankaya’ya mı çıkartacaklar. Bol miktarda boş adamız var. Bir yere atıverilsin. Askerî hükümet rica ediyorum.”

Bunun neticesinde son süreçte Şensoy insan içine çıkamaz biri haline geldi. Abuk bir açıdan bakarsanız “Ferhan Şensoy susturuldu ve ifade özgürlüğü engellendi”... Bu durumu “Artık baskı rejiminde yaşıyoruz, ondan Şensoy gibiler rahat konuşamıyor” diye yorumlayanlar da oluyor... Şensoy’un yukarıdaki ifadelerinin rahatça söylendiği toplumlar bilakis “geri” toplumlardır, “ileri” toplumlarda bu tür psikopatça sözler SÖY-LE-NE-MEZ... Buna “uygarlığın ve insanlığın baskısı” denir. Bu tür ırkçılığı, nefret suçunu, darbeye teşvik edenleri ortaya dökmek de bana göre her demokrat aydının görevidir...

Müjdat Gezen, Kemalist askerî vesayet rejiminden bıkan ve artık bu dönemi tasfiye etmek isteyen bu toplumu anlama kabiliyetinden yoksun bir adam. O yüzden değişim taleplerinin toplandığı parti olan AKP’ye yönelen insanlara “aptal” diye aklı sıra hakaret etmeye kalkıyor. Bunu sözümona “alay” yoluyla kamufle etmeye çalışıyor. Tek o değil, o programdaki Yılmaz Özdil tipi adamların da psikopatolojisi burada düğümleniyor... Toplumun çoğunluğunun değişimden yana olduğunu görüyorlar. Artık iman ettikleri köhnemiş Kemalist rejimin vesayetini sürdüremeyeceğinin farkındalar... Bu farkındalık ve çaresizlik de onları deli ediyor, çıldırtıyor...

“Ters Cephe” programında başta niyetim yumuşak tonda konuşmaktı, ilk olarak da öyle konuştum. Fakat sonra iş zıvanadan çıkınca inandıklarımı çok daha sert bir dille söylemek durumunda kaldım... Çocukluğumda Gırgıriye’siyle, Darbükatör Bayram’ıyla beni çok güldürmüş olan Müjdat Gezen’in maalesef ki ulusalcı-faşist bir adam olduğunu düşünüyorum... 12 Eylül’ün sağ-Kemalist darbesi Müjdat Gezen gibi sol-Kemalist evlatlarına da eziyetler çektirdi. Ülkücülere de aynı şekilde. Fakat bu her iki grubun da ideolojik özü 12 Eylül zihniyetinden farklı değildi... Bu durumu hem 28 Şubat sürecinde hem de Ergenekon sürecinde gördük.

Müjdat Gezen iman ettiği Kemalizm uğruna bu ülkede bir darbe ortamını yaratmak için Hrant Dink’i, Rahip Santoro’yu, Danıştay hâkimi Özbilgin’i katleden, Malatya katliamını, daha birçok suikast ve bombalamayı yapmayı planlayan Ergenekon yapılanmasının avukatlığına soyundu son üç yıl boyunca... Cumhuriyet tarihinin bu en önemli davasıyla sözde dalga geçen “Hergelekon Davası” diye bir oyun oynadı, hâlâ oynuyor Gezen...

Her katıldığı yerde Ergenekon terör örgütü sanıklarını savunuyor, 22 Ocak 2009 tarihli Radikal gazetesinde yayımlanan demecinde “Oranın aranması, ötekinin tutuklanması Hitler devrinde Mussolini döneminde olan şeylerdir. Allah AKP’nin sonunu 1960’a benzetmesin” gibi bir lafı bile edebilmiş bir adam Müjdat Gezen... AKP’ye oy verenleri “aptal” gördüğü gibi, bu partiyi “Tepenize yarın asker binerse görürsünüz” imalarıyla tehdit etmekten de çekinmeyen bir kafa... Tam anlamıyla darbeci-faşist bir kafa...

Yıllar yılı kendini “ilerici ve çağdaş sanatçı” diye sunan,12 Eylül darbesinin “iç iktidar kavgası” gereği hapse atılmakla “anti-militarist” olunabileceğini sanan köhnemiş ve gülünç bir Kemalizm’i temsil ediyor Müjdat Gezen... Levent Kırca da, Ferhan Şensoy da, daha birçok Türk sanatçısı da bu zihniyetten pek farklı değil...

Komik olan bu adamların kendilerini “muhalif mizahçı” zannetmeleri... Ergenekon terörizminin, Balyoz darbecilerinin avukatlığını yaparak “muhalif” olacaklar...

Aklıma bir komplo geliyor, acaba bu gülünç adamları AKP özel olarak mı konuşturuyor diye, çünkü Müjdat Gezen gibiler konuştukça AKP adım adım yüzde 50’ye yanaşıyor.

Rasim Ozan Kütahyalı / TARAF