Medya
22 Nis 2011 08:40 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:16

"MİLLİYET'TE YENİ DÖNEM VE KEŞKE AYDIN DOĞAN'I TÜM TÜRKİYE BİRAZ TANIYABİLSEYDİ!"

Milliyet yazarı Abbas Güçlü, eski patronu Aydın Doğan ve kızlarına övgüler yağdırdı..

Aydın Bey ve Milliyet’te yeni dönem

Türkiye, keşke Aydın Bey’i daha yakından tanıyabilseydi. Bak işte o zaman, medya ve Türkiye için ne anlama geldiğini, çok daha iyi görür ve bugün belki onlar da bizim gibi düşünürdü...

Aydın Bey, ilk günden beri, bize hep “Doğru olduğuna inandığınız her şeyi yazın, arkanızdayım” derdi. Ve birlikte çalıştığımız 30 yıl boyunca, bu söylemine aykırı tek serzenişte bulunmadı. Hem de canını çok sıkan yazı ve haberlere imza atmamıza rağmen. Aydın Bey olmasaydı herhalde bugüne kadar kırk defa Milliyet’ten atılmış olurdum.

Bazen bakanlar, başbakanlar, bazen de işadamları ve yayın yönetmenleri çıkışımı istedi. Hem de sık sık. Oysa sadece ve sadece işimin hakkını vermeye çalışıyordum. Ama onlara yaptığım muhalefet, patrona yaptığımın yanında solda sıfır kalırdı. Bazen ültimatom gibi mektuplar yazdım bazen de hiç kimsenin içinden geçse de söyleyemediği tepkileri dile getirdim. Kızgınlıkların en büyüğü hep Milliyet içindi. Üzerine titrememizi o öğretmişti. Bu yüzden bazen dozunu kaçırsak da, hiçbir zaman eleştiriye kapılarını kapatmadı.

Milliyet meşalesi
Aydın Bey gibi “kızlar” da hep iyi birer patron oldular.
Arzuhan Hanım’dan Vuslat’a, Hanzade Hanım’dan Begüm’e eğitim hayatlarını hep yakından izledim. Çok iyi okullarda okudular, iş hayatında çok önemli performans sergilediler. Hepsi de anneleri Sema Hanım gibi çok zarifti.

Bir patroniçeden çok, herkesten çok daha fazla çalışan ve hatta birbirleriyle yarışan birer işkoliktiler.
Onca yıllık alışkanlıkları zınk diye biter mi? Hiç ama hiç sanmıyorum. Eminim ki medya içinde ya da dışında daha pek çok önemli projeye imza atacaklar...

Milliyet olarak son yıllarda seni çok yorduk patron, bu yüzden gelmek için, için gitse de hep bizden uzak durdunuz. Peki şimdi cumartesi günleri nereye gideceksiniz? Ama gözünüz arkada kalmasın Milliyet o şaşaalı günlerine, en kısa zamanda geri dönecektir. Ve çok iyi biliyorum ki bundan en büyük mutluluğu da sizler duyacaksınız...

Oh be satıldık diyemedim
Aylardır, hatta yıllardır hemen her gün satıldık. Yurtiçinden yurtdışına onlarca isim geldi geçti. Süreç uzadıkça da belirsizliğin yarattığı dezenformasyon moralleri altüst etti.
Kimileri, oh be satıldık da bu belirsizlikten kurtulduk havasında. Ve yalnız da değiller.
Gözden çıkartıldığı ya da çıkartılmaya zorlandığı için herhalde oh be diyenlerin başında Doğan Ailesi geliyordur. Çünkü bu süreç onları da çok sıktı, çok üzdü. Ama yüreklerinin sızladığından, gözlerinin dolduğundan, canlarından bir parçanın söküldüğünden eminim.

Cağaloğlu’ndan Bağcılar’a
Aydın Bey, Milliyet’i alalı 32 yıl olmuş. Bunun 30 yılına ben de şahitlik ettim. Cağaloğlu’ndan Bağcılar’a koca bir 30 yıl. Zaman, nasıl da geçti? Dile kolay tam 30 yıl.
O güzelim anılar ve fotoğraflar da olmasa, hadi canım sen de derdim. Ama o süreye neler sığdırmadık ki!..
En tıfılı bendim. Saçlar simsiyah, incecik biriydim. Gazeteci olacaksan İstanbul’a gideceksin dediler. Ankara’dan atlayıp Milliyet’e geldim. İlk yıllar neredeyse yedi gün 24 saat gazetede yattım, kalktım. Sadece ben mi, Aydın Bey de diğer arkadaşlar da hep iç içeydik.
Sonra evlendik, çocuklar oldu, saçlar beyazladı, bir de baktık ki aradan 30 yıl geçmiş. Ve şimdi patron hadi bana eyvallah diyor.
Çok sevdik, sevildik, çok da çalıştık ama hiçbir zaman “evin danası“ olmanın ötesine geçemedik. Üzüldük mü, kırıldık mı kesinlikle hayır.
Keşke her zaman doğru kararlar alınabilmiş olsaydı. Şimdi merak ediyorum, patron, geriye dönüp baktığında, hangi konularda pişmanlıklar yaşadı?..

Demirören, Karacan
Milliyet’in yeni sahipleri, olabileceklerin en iyisi. Bir yanda gazeteyi kuran dedenin torunları, öte yanda eğitime gönül vermiş Erdoğan Demirören ve ailesi.
Zor dönemde, zor işe soyundular ve eminim ki üstesinden de geleceklerdir. Bu işten en kârlı çıkacak olan da siz sevgili Milliyet okurları olacak...
Özetin özeti: 30 yıl boyunca işim, adresim, telefonum hiç değişmedi. Heyecanım da. Bakalım günler neler getirecek?..

Abbas GÜÇLÜ / MİLLİYET