Medya
06 Tem 2010 11:13 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:26

KILIÇDAROĞLU MEDYA TUZAĞINA MI DÜŞÜRÜLÜYOR?

Zaman yazarı Mümtazer Türköne merkez medyayı eleştirdi.

Kılıçdaroğlu'na medya tuzağı 
 
 
Yeni bir lider, yeni bir umut demek. Ancak boş kağıt hızla doluyor. En kötüsü, Kılıçdaroğlu marifetiyle değil, ona destek veren Merkez Medya eliyle. Kılıçdaroğlu'nun liderlik kariyerini bitirecek tehlike siyasetin kaygan zemininden veya mayınlı alanlarından değil, medyadan gelen abartılı ve şirazesi kaçmış desteklerden geliyor.

Savunduğum tezi tekrarlayayım. Türkiye'nin birçok alanda değişebilmesi için CHP'nin değişmesi gerekiyor. Bu değişimin içeriğini ve istikametini belirleyecek olan toplumun kendisi. Kitle partisi, adı üzerinde halkın talepleri ve beklentileri ile biçimlenmeli. Ne kadar geniş bir kesim siyasî beklentilerini CHP üzerine inşa edebilirse, CHP'nin oy tabanı o kadar genişler. Bu beklentileri peşine takarak, inandırıcı biçimde "ben iktidar adayıyım" diyebilen bir CHP, demokrasimizin işlemeyen muhalefet ayağına hayat verebilir. İktidar iddiası ise CHP'nin topyekün değişmesine bağlı. Kılıçdaroğlu'nun liderliği bu değişim için büyük bir fırsat. Medya tehlikesi ise tam bu noktada yüzünü gösteriyor. Medya, günübirlik-abartılı parlatma hamleleri ile bu değişim ihtiyacını sadet dışına itiyor. Her sözünde ve hareketinde keramet aranan Şeyh Kemal Efendi, iktidar adayı bir sol partiyi ortaya çıkartacak değişim yükünü omuzlayabilir mi? Kılıçdaroğlu'nun medya müritleri şeyhlerini uçuruyor, Merkez Medya yine uçan halı rolüne soyunuyor. Ama Türkiye uçurulmuş bir medya figürüne değil, boğazımıza kadar battığımız gerçek sorunları çözecek akıllı, sabırlı, basiret ve feraset sahibi liderlere ihtiyaç duyuyor.

Boğazımıza kadar battığımız reel sorunların başında Kürt sorunu var. Yeni CHP'nin omurgasını, rengini tayin edecek olan en temel alan da burası. Kürt sorununun çözümü konusunda CHP'den beklentimiz ne? Ölçüyü demokrasinin beklentisi olarak koyalım. Demokrasinin içindeki ölçü ise şu: Güneydoğu'da sadece BDP ve AK Parti'nin olduğu bölgelerde, CHP de iddialı bir parti olabilir mi? Yani Kürt vatandaşlarımızın bir kısmı, sosyal-demokrat, aydınlanmacı, yoksullardan yana ve en önemlisi etnik sorunlara karşı solun evrensel dilini kullanarak çözüm arayan bir parti olarak CHP'nin seçmeni haline gelmeli. PKK'nın ve BDP'nin bütünüyle taklit eseri olan Kürt Kemalizmi yerine, CHP Kemalizminin modern ve ırkçılık karşıtı yorumlarını alternatif olarak Kürtlere sunamaz mı? Kürt sorununa, Marksist olmayan (o PKK'nın tekelinde) bir sınıfsal bakış açısı getirmek ve bunun üzerine yoksul Kürtlerin kendilerini ifade edecekleri bir evrensel kimlik sunmak CHP'ye yakışmaz mı? BDP laik, modernleşmeci ve sol bir Kürt siyaseti takip ediyor. Demek ki BDP'nin aynı kaynaktan beslenen potansiyel rakibi CHP olmalı. Olabilir mi?

Yıllar önce, Salih Kapusuz'un AK Parti grup başkan vekilliği yaptığı dönemde anlatılırdı. Aslında bugün için de geçerli bir fıkra. AK Parti milletvekillerine soruyorlar: "Bu kadar teknik ayrıntıları olan kanun tasarıları hakkında oy verirken nasıl karar veriyorsunuz?" Cevap; "Salih Kapusuz'a bakıyoruz." Aynı soruyu CHP'lilere soruyorlar. Onların cevabı da aynı: "Biz de Salih Kapusuz'a bakıyoruz, o ne işaret ederse tersini yapıyoruz." CHP'nin bugün savunduğu, başta Anayasa konusu olmak üzere birçok konudaki politikası anti-AK Parti niteliği olmak dışında hiçbir özellik taşımıyor. Anayasa Referandumu'na karşı çıkma gerekçelerini anlatırken bin dereden su getirmeleri bu yüzden. Referandum paketinin içerdiği düzenlemeler mükemmel olmasa bile mevcutların çok ilerisinde.

Medya'nın meslekî körlük eseri Kılıçdaroğlu'nun önüne koydukları tuzak, bu yapısal değişim zarureti yerine günlük artistik gösterileri ikame etmesi. Zamanla medya şovları, partinin politikalarındaki yapısal değişimi de imkânsız hale getirecek. Canımızı fena bir şekilde yakan Kürt sorunu hakkında henüz hiçbir şey söylemeyen Kılıçdaroğlu'nu sınırda, mevzide görüntülemek işte bu tuzaklardan biri. Kürt sorununu çözecek politikalara emek harcamak yerine, mevcut taraflardan birinin yanında "cesur bir poz" vermekle neyi çözüyorsunuz?

Lafla peynir gemisi, medya abartısı ile politika yürümüyor. Kılıçdaroğlu medya patronlarının uzattığı renkli halının üzerine kurulup uçmaya çalışmak yerine, CHP'yi tepeden tırnağa dönüştürecek Anthony Giddens tarzı teorisyenler bulup çevresine almalı ve onların sözlerine kulak vermeli.
 
Mümtazer Tüeköne/Zaman