İŞTE TELEVİZYON DÜNYASININ ''ÇÜRÜK DOMATESLERİ''

İşte sizin en kötüleriniz; Çürük Domatesler!  

Yılın en kötü TV yapımlarına verilen "Çürük Domates Ödülleri" dördüncü yılında yine sizden gelen oylarla belirlendi. Bazı isimlere itirazım da olsa, çoğunluğun dediği oldu. Ve bakın yılın en kötüleri nasıl sıralandı;  

Yılın En Kötü Dizisi: Türk Malı. Bana kalsa bu dalda ödülü hak eden onlarca yapım var ama en çok oy Türk Malı için geldi. İtiraz şerhimi düşerek açıklamak zorunda kaldım... 
 
Yılın En Kötü Kadın Oyuncusu; Sinem Kobal. Küçük Sırlar’da canlandırdığı Su karakteriyle genç oyuncu oy patlaması yaşadı. Ve yılın en kötüsü oldu...

Yılın En Kötü Erkek Oyuncusu: Necati Şaşmaz. Yıllardır ekranda olmasına rağmen rol kabiliyeti konusunda adım bile atmaması Polat Alemdara bu ödülü getirdi sanırım...
 
Yılın En Kötü Senaryosu: Kavak Yelleri. Bu sonucu bekliyordum açıkçası. Gereksiz uzatılan hikayesiyle en uzun süre yayında kalan gençlik dizisi çok tepki topladı...  

Yılın En Kötü Kuşak Programı: İzdivaç programları. Bu dalda kolektif şekilde ödül alan tek format evlendirme programlan oldu. İsme gerek yok, herkes biliyor ne izlediğini...  

Yılın En Kötü Kadın Sunucusu: Esra ve Ceyda Ersoy kardeşler. "Çirişler" bir yıl içinde birkaç kanalda birden iş yapmalarına rağmen seyircinin gözüne giremedi...  

Yılın En Kötü Erkek Sunucusu: Mahmut Tuncer. Aslında bir türkücü olan Mahmut ağabey Türk televizyonlarının en kötü formatlarından olan şovuyla (Kanal 7) ödüle layık görüldü...  

Yılın En Kötü Yarışması: Yemekteyiz. Bana göre klasikleşen bir format ama izleyiciye göre bıkkınlık veren bir laf koşusu. Dolayısıyla daha kötüleri olmasına rağmen tahta o oturdu!

Yılın En Kötü Talk Showu: Kral Çıplak. Oylamada Okan Bayülgen’in bu yıl başladığı yeni formatının tepki topladığını yazmıştım. Ama birinci olacağını hiç düşünmemiştim...  

Yılın En Kötü Eğlence Programı: Osmantan Erkır Show. Sunucusunun bile ne yaptığını bilmediği bir programdı. Yayından kaldırıldı ama yarattığı tahrifat unutulmadı...  

Yılın En Kötü Haber Programı: Sansürsüz. Kendi adıma tepki göreceğimi biliyorum. Ama gelen oylar adına "Elçiye zeval olmaz" diyorum Yiğit Bulut’a. Hayırlısı olsun...  

Yılın En Kötü Haber Bülteni: Show Haber. Ciddi bir referans kaybı yaşadı Ali Kırca. Nedenlerini düşündü mü bilmiyorum ama yenileneceği konusunda eminim. Geçmiş olsun!

Yılın En Kötü Spor Programı: Maraton. Gereksiz bir sterillik içine girerek elindeki büyük görüntü kaynağının hakkını veremeyen bir program oldu Maraton. Çok düşündürücü...  

Yılın En Kötü TV Formatı: Rengarenk. Daha kötüsünü yine Fox TV’de Osmantan Erkır Show’da görmüştüm ama yeni formatıyla Ece Erken birinciliği kimselere vermedi...  

Yılın En Kötü Tematik Kanalı: TRT 6. Açılım için açıldı ama kimseye yaranamadı. Bana göre çok daha kötü kanallar vardı ama en çok oyu TRT Şeş aldı...  

Yılın En Kötü Kanalı: Uydudaki müzik kanalları. Baştan aşağı reklam ve ekran kirliliği yaratan müzik kanallarının tamamı çürük domatesi suratına yedi...  

Yılın En Kötü TV Fenomeni: Nasıl fenomen olduğunu bilmiyorum. Rüyanız Hayrolsun (Flash TV) isimli program çok sayıda çürük domates oyu aldı. Sanırım sunucularının da payı büyük bunda...

Yılın En İstikrarsız Yayını: Bu yıl ilk kez bu dalda ödül geliyor. Ve hemen tüm kanallara veriliyor. Dizilerin günlerini sürekli değiştirerek izleyiciyi çileden çıkardıktan için...  

Yılın En Kötü TV Reklamı: 118’li hatlar için yapılan reklamların hepsi birbirinden kötü ve mide kaldırıcı bulundu izleyici tarafından. Haksız da değiller hani...  

Mansiyonlar: Mehmet Metiner ve Rasim Ozan Kütahyalı (Ekranların en çok bağıran tipleri oldukları için), Son Kale (Sahici olmayan polemiklere imza attığı için), Koltuk Sevdası (Doğmadan öldüğü, ölü doğduğu için), Tek Türkiye Son Karakol (Senaryosu giderek anlamsızlaştığı için), Arka Sıradakiler (Sıradan eleştirilere sıradan olmayan yanıtlar verdikleri için), Murat Bardakçı (Programlarında ses kirliliği yarattığı için), Küçük Sırlar (Hakkında en çok şikayet gelen dizi olduğu için), Melih Gümüşbıçak (Spikerlikle yorumculuğu karıştırdığı için), Sergen Yalçın (’Sıkıntı var’ lafının üstüne yeni bir şey koyamadığı için), Mehmet Ali Birand (Her gün yeni bir tanesini taktığı saatleri gözümüzün içine sokup iştahımızı kabarttığı için), Bizim City (Bir animasyondan çok yaylım ateş saçan bir suikast silahını andırdığı için) ve Ömer Coşkun (Bütün uydu kanallarından saat satın alıp ne idüğü belirsiz haplarını pazarlamaya doymadığı için)...
 

TELEVİZYON HASTASI ÖZEL ÖDÜLÜ: Dizi fanatiklerine gidiyor bu yıl ödülümüz. Gerçek hayatla hiçbir ilgisi olmayan dizilerde gördüklerine inanıp, haklarında eleştiri yazan; yani işini yapan ben ve meslektaşlarıma gönderdikleri sayısız küfür mesajı için!

Mesut YAR / POSTA