Medya
14 Şub 2012 10:01 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:20

HÜKÜMETE YAKIN YAZARLARA SERT ELEŞTİRİ; "BİLEN DE YAZIYOR BİLMEYEN DE"

Bazı köşe yazarlarının yazılarını okuduğumda "bu iş bu kadar sığ ele alınacak kadar basit mi" diye sormadan edemiyorum.

Yaşananlar bir iktidar mücadelesi değil...
Bilen de yazıyor, bilmeyen de!

Hele hükümete yakın bazı köşe yazarlarının yazılarını okuduğumda "bu iş bu kadar sığ ele alınacak kadar basit mi" diye sormadan edemiyorum.

Bir kere hükümet ile cemaat arasında olduğu iddia edilen "cedelleşme" bir iktidar mücadelesi değil ki!

Cemaatin derdinin hükümetin iktidarına ortak olmak ya da olmayan muhalefet boşluğunu doldurmak olduğunu sanmıyorum.

Bu teknik olarak da mümkün değil.

Cemaat yapısı ve bu yapıdaki insanlar kanaatkârdır, kimseden bir şey istemezler. Hep kendi yağları ile kavrulmuşlardır. Cemaat yapısı almak değil, tersine vermek ve fedakârane faydalı olma düşüncesi üzerine bina edilmiştir.

Cemaatin bugüne kadar global ölçekte gerçekleştirdiği son derece önemli, herkesin takdir ve beğenisini kazanan hizmetleri içinde kamunun tek kör kuruşu yoktur!

Kaldı ki, Türkiye'de iktidar belli, tek başına ve hiç olmadığı kadar muktedir biçimde belli, belirgin.
3. seçim döneminde dahi, askeri vesayet, askeri muhtıra ve darbe teşebbüsleri ile mücadele ede ede,

Ergenekon Terör Örgütü'nün her türlü tezgâhını boza boza her defasında oylarını artırıp yüzde 50 oy alarak daha önce hiçbir iktidarın elde edemediği bir güçle iktidar AK Parti.

Kaldı ki hiçbir iktidar iktadırını paylaşmak istemez. Bu doğaldır zaten!

Cemaatin de zaten somut bir dünyalık talebi yok.

Ama iktidara yüzde 50 oy veren kesimler, "Niçin iktidarına dört elle sarılıp yapılması gerekenleri yapmıyor ve eski düzen ile bağları gerektiği kadar hızlı koparmayıp yavaş davranıyor, geri adım atıyorsun, başlanılan işleri neden sonuna kadar götürmüyorsun" diye ikazda bulunuyor.

Anayasa'yı değiştir.

Askeri vesayete zemin teşkil eden yasal düzenlemeleri yap.

Genelkurmay'ın statüsünü belirle, her demokratik memlekette olduğu gibi Genelkurmay'ı Milli Savunma

Bakanlığı'na bağla.

PKK terörü ile mücadelede bugüne kadar bilerek ya da bilmeyerek yapılan hataları gör ve terörün ortadan kaldırılması için kararlı ol!

Toplumun kahir ekseriyetinin iktidardan bekledikleri ve talepleri bütünüyle bunlar. İşte hepsi bu.

Bu noktada yargının tespiti önemli.

PKK'yı MİT'in kurduğu ve PKK-Ergenekon ilişkisinin Türkiye'de askeri vesayeti koruyup geliştirmek için çabaladığı, bu yüzden bu işin uzatıldığı iddialarını herkes biliyor.

PKK'yı MİT kurdursun.

KCK'yı MİT kurdursun.

Hizbullah'ı MİT kurdursun ve sonunda bu örgütlere sızmak için ajanlar suç işlemek zorunda kalsın.

Doğrusu iyi tezgâh!

İşte siviller böyle kandırılıyor.

Nasıl bir istihbarat örgütü ki, kendi kurdurduğu istihbarat örgütüne sızmak için suç işleyebiliyor?

Yahu bu nasıl iş, insan kendi ürettiği bir suç örgütünün hem casusu hem militanı hem de en gözü kara
eylemcisi olabiliyor.

İşte savaş bu yüzden bitirilemiyor. Çünkü askeri vesayetin devamı ve geliştirilmesi için kullanılıyor.

Savaşı başlatanlar bitirmek istemiyor çünkü.

Nuh Gönültaş / BUGÜN