Televizyon
03 Ara 2013 16:21 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:47

Gönül Hırsızı seyirciyi Altındağlı'dan çalabilecek mi?

TV eleştirmenimiz Murat Tolga Şen, Gönül Hırsızı ve Altındağlı dizilerinin ilk bölümlerini eleştiriyor. Seyirci bu dizileri sever mi?

Seyirci diziye doydu, dizi yüzlerine alıştı, hikayelerden sıkıldı. Ben de bir TV seyircisi olduğuma göre içinde olduğum ruh halinin başka bir açıklaması yok. Eskiden olsa ağzımız açık izleyeceğimiz diziler artık ağzıyla kuş tutsa yaranamaz hale geldiler. Bu daha da kötüye gidecek gibi görünüyor.

Dün gece TRT1 kanalında başlayan yeni komedi dizisi Gönül Hırsızı’nı düşünerek yazdım yukarıdaki girişi… Önemli eksikler olmasına rağmen  hepsini neredeyse Ekmek Teknesi’nden hatırladığımız bir cast ile yine aynı popülerliğe ulaşması hedeflenmiş bir iş gibi gözüktü bana ama tutmaz baştan söyleyeyim!

Gönül Hırsızı, karakterlerin hikayede kapladığı alan ve ruh halleri açısından  Okan Yalabık’ın oynadığı Çapkın dizisini andırıyor. Leyla ile Mecnun’un olması gereken gün ve saatte yayınlanan dizi bu aromadan, cin fikirli mizah anlayışından da faydalanmak istemiş ancak öyle sahneler yazmak her babayiğidin harcı değil! Hele girişteki rüya sekansı çok uyduruktu. Burada TRT’yi anmadan geçemeyeceğim. Leyla ile Mecnun gibi yüzakı bir TV işine yeni sezon onayı vermeyip yerine ona özenen bir iş koymak gerçekten çok akıllıca! Ne yani, Leyla ile Mecnun'un mahalle ahlakına uygun olanını mı çektirdiniz?

Dizinin en kötü oynayanı esas kızımız Tuğçe Kazaz… Buzdolabında birkaç gün unutulduktan sonra bulunup sete getirilmiş gibi… Ayrıca biz bu kızı “güzel” olarak hatırlıyorduk, zaman pek yaramamış kendisine… Şu haliyle esas kızın ablasını oynar en fazla… Onun rolü için “Lan Jale” Esin Civangil daha uygun bir seçim olurdu kesinlikle… Hem, Tuğçe Kazaz gibi magazinel olarak aşırı sömürülen bir ismin mahalle dizisinde işi ne Allahınızı severseniz!

İlk bölüm daha çok Cem Kılıç’ın güldürme potansiyeli üzerine kurulmuş gibi görünüyor ancak o da rolüne alıştıkça açılan oyunculardan. İlk bölümden üzerine bu kadar yük yıkılmış olması oyununda abartıya yol açmış.

Gönül Hırsızı dizisi de tıpkı Cesur Hemşire gibi vasat bir açılış yaptı. Hikayeyi açıp Hasan Kaçan’ı yine Heredot Cevdet’e çevirecek kadar yayınlanma imkanı bulurlarsa bir yere gidebilir. Günü değil ama saati sıkıntılı… İlk iş gününün ardından insanlar çok fazla uyanık kalamıyorlar ne de olsa…

Şafak Sezer’le Sopranos olur mu?

Şafak Sezer çok iyi anılan bir oyuncu değil, adı neredeyse sette şiddet olaylarıyla özdeşleşmiş arıza bir isim olarak akıllarda yer etti. Anlıyoruz ki bu oyuncumuz mafya hikayelerinden hoşlanıyor. Yaptığı “bitirim komedisi” sinema filmlerinde de sezilen bir şey bu, hep mafyaya çıkan hikayeler çekiyor ama bunun için Sopranos’u uyarlamak biraz abartılı değil mi?

Öncelikle Show TV’nin bu işe aklının yatmasına şaşırdım ama sanırım onlar da “bir deneyelim, tutmazsa dizi kaldırmaktan kolay ne var”! diye düşünmüş olmalılar.

İlk bölümü izledim, Şafak Sezer’in daha çok sinema filmlerinde kullandığı ekibinin tamamı cast’a girmeyi başarmış ama bu ekiple Sopranos uyarlaması çekmek biraz zor, çok zor, imkansız!

İlk bölüm Şafak Sezer dizilerini seven, gülen seyircinin dahi hoşuna gitmemiştir diye düşünüyorum. Türk Malı, Alemin Kralı gibi dizileri bile sevenlerden bahsediyorum. Merak unsuru ve yayın saati yüzünden reytingi yüksek çıksa da böyle devam ederse mutlaka eriyecektir. Sezon sonuna gideceğini düşünmediğim, kısa ömürlü olacağını tahmin ettiğim bir dizi daha…

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com