Gündem
11 Ağu 2012 02:28 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:01

GENERAL OLSAN NE YAZAR? SENİN GRAMIN NE ÇAPIN NE?

Başbakan Erdoğan Kızılay'ın düzenlediği iftarda yaptığı konuşmada isim vermeden yine Osman Pamukoğlu'na yüklendi.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

Kızılay'ın kurucularından Ömer Paşa ve Marko Paşa'nın yakınlarına çok teşekkür ediyorum. Tüm Kızılay gönüllülerine ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Tabi ki en büyük takdiri bağışçılarımız hakediyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı yaptığı dönemden bu güne kadar yurt dışına yüzlerce ziyaret yaptım. Orada kimi zaman başarılı bir işadamımızı, öğrencimizi gördük gururlandık. Ecdadımızın yadigarlarını gördük gururlandık. Ancak şunu bütün samimiyetimle ifade etmek istiyorum, gittiğim bir çok ülkede Kızılay'ın bayrağının dalgalanmasından büyük gurur duydum. Kızılay bugün hiç kimsenin gidemediği yerlere gidiyor. Bazı yaklaşım tarzları var ki bunlar insanı üzmektedir. Burada bizim ne işimiz var diyenler var. Kim ne konuşursa konuşsun bu millet tarihinden aldığı mirasla hareket ediyor. Ta Hint Okyanusu'na kadar uzanan bir ecdadın torunlarıyız. Hiç kimsenin gitmeye cesaret edemeği Somali'ye giden bu millet oldu, Kızılay oldu. Gazze'ye havadan ölüm yağdığında Kızılay'ın neferleri bir yaralının elinden tutmak için seferber oldu. Bu Kızılay hiç bir ayrımcılık yapmadan ihtiyaç sahiplerinin yardımına koştu. Bize bu gururu yaşattıkları için Türk Kızılayı'na şükranlarımı sunuyorum.

Uluslararası ilişkilerde sert güç egemen olmuş. 21. yüzyılda ise sert güçün yanına yumuşak güç girmiştir. Bu gün ülkelerin gücü sadece silahlı gücü olarak ele alınmıyor. Yardımlaşmadaki gücü sert gücün önüne geçmektedir. Biz tarih boyunca millet olarak bunu biliyoruz. Kalemin kılıçtan daha keskin olduğunu biliyoruz. Selçuklu da Osmanlı da bugün 3 kıta üzerinde sömürüyle asla olmadı. Adaletiyle ve inşa ettiği değerleriyle var oldu. Dün olduğu gibi bugün de biz hiç bir halka çıkar gözüyle bakmıyoruz.

Çarşamba günü Dışişleri Bakanım, eşim, kızım ve geniş bir ekip Myanmar'a gittiler ve orada temaslarda bulundular. Bu ülkeyle ilk defa diplomatik temas kurduk. Burada ne ırkı bir ayrımcılık ne de dinsel bir ayrımcılık bunların hiç biri olmadı. Fakat Arakan'a da geçmek için diplomatik işlemler başlattık. Türkiye'de toplanan yardımları oradaki Müslümanlara aynı zamanda Budistlere ulaştırdık. Nasıl ki şu anda  Suriye'den insanlar Türkiye'ye kaçıyorsa oradaki Müslümanlar da Bangladeş'e geçiyorlar. Bu gece yarısı oradaki heyetimiz geri dönüyor. Telefonla yaptığımız görüşmede oradaki durumun Somali'den daha kötü olduğunu anlıyoruz. Bazı basın mensupları Dışişleri Bakanı'nın orada ne işi var diyorlar. 50 milyona yakın bir ülkeyle diplomatik teması ilk kez kuruyorsunuz ve bize orada ne işiniz var diyorsunuz. Bu bir kısım medya vatan toprakları içinde bize yaşam hakkı tanımayacaklar. Bakıyorsunuz birisi Hakkari elden gidiyor diyor. Beni televizyona çağırıyor. Kimsin sen de Başbakan'ı televizyona çağırıyorsun. Senin gramın ne çapın ne. Efendim neymiş general olmuş. General olsan ne yazar. Bu gördüğünüz tablolar Türk milletinin elinin uzanmasını bekliyor. Biz tarihte olduğumuz gibi nerede feryat varsa orada olmaya mecburuz.

STAR