Gündem
24 Kas 2010 18:24 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:49

GAZETECİ ÖRGÜTLERİ'NDEN TRT'YE BÜYÜK TEPKİ! "SÜRGÜNLER VE KIYIM DURDURULSUN!"

TRT'de son iki haftada 33 kişinin çeşitli bölgelere sürgün edilmesi çalışanları ayağa kaldırdı.

TRT’de, kurum çalışanlarının görev yerlerinin değiştirilmesi ve taşeron firma çalışanlarının işten çıkarılmasını protesto eden KESK’e bağlı Haber-Sen üyelerine TGC Yönetim Kurulu destek verdi.

“Sürgünler durdurulsun”

TRT'de son iki haftada 33 kişinin çeşitli bölgelere sürgün edilmesi çalışanları ayağa kaldırdı. Haber-Sen üyesi bir grup, TRT İstanbul Radyosu önünde, 33 kurum çalışanının görev yerlerinin değiştirildiği ve taşeron firma çalışanlarının işten çıkarıldığı gerekçesiyle protesto eylemi gerçekleştirdi. Harbiye'deki TRT İstanbul Radyosu önünde toplanan grup, ''Sürgünler durdurulsun”, “Özerk ve tarafsız bir TRT'' istekleri ile görev yeri değişikliklerinin önlenmesine ilişkin çeşitli pankartlar açtı. Haber-Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Demir, iktidarın, kamu hizmetini ve sosyal devleti tasfiye planı yürüttüğünü ileri sürdü.

“Yayınları eleştirmek hakkımız”

KESK’e bağlı Haber-Sen üyelerine destek veren TGC Yönetim Kurulu adına açıklama yapan TGC Başkan Vekili Turgay Olcayto, TRT’de uzun yıllar görev yaptığını belirterek, Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca’nın TRT ekranlarına çıkarılmasını şu sözlerle eleştirdi:  “TRT’nin yayınlarını eleştirmek elbette televizyon tüketicisi olarak hakkımız. Ama en son yapılan yayın bir katili ekrana çıkarmak, kamu hizmeti yayıncılığı yaptığını söyleyen bir kurum için çok acı bir şeydi. Özellikle TGC başkan yardımcısı olan Abdi İpekçi’nin katilini ekrana çıkarmak çok üzücü Abdi İpekçi’nin de kemiklerini sızlatan bir olaydı.”

TGC Başkan Vekili Olcayto, TRT ülkenin kamu hizmeti yayıncılığı yapan tek kurum olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla bu kurumdan halkın tümünü kucaklayan, her türlü görüşe ve inanca saygılı evrensel boyutta, çağdaş bir yayın beklemek tüm yurttaşların hakkıdır. Son dönemlerde TRT yönetimi bu anlayışın dışında bir tutum izlemekte, kurumu tecimsel televizyon ve radyolara benzetmeye çalışmaktadır. Nitelikli, deneyimli TRT çalışanlarına iş verilmezken, birçok program ve haber üniteleri taşeron firmalar aracılığı ile yürütülmektedir. Yönetimin bu anlayışına biat etmeyen, haberlerin gizlenmesine, manipüle edilmesine, tek tip program üretimine karşı çıkanlar ise görevlerinden alınmakta, uzmanlıkları ile ilgisi olamayan görevlere atanmaktadırlar. TRT’de sürgün dönemi başlamıştır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu olarak TRT’nin ivedi olarak kamu hizmeti yayıncılığı yaptığını anımsayarak tuttuğu yanlış yoldan dönmesini bekliyoruz. TRT yönetimi tarafından mağdur edilen üyemiz muhabir, kameraman, ve prodüktör arkadaşlarımızın haklarını aramakta ve savunmakta kararlı olduğumuzun da bilinmesini isteriz.”

“TEK BİR SORU SORULMADI”

TGC Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Özdemir ve Recep Yaşar’ında katıldığı İstanbul Harbiye TRT İstanbul Radyosu önündeki eylemde konuşan Haber-Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Demir, bazı kurum sanatçılarının ve yöneticilerinin TRT'den uzaklaştırıldığını ifade ederek, ''TRT'nin bir okul olmasında emeği geçmiş tüm değerlere sahip çıktık. Bunu sadece bu iktidar döneminde yapmadık, tüm iktidarların yanlış uygulamalarına 'Hayır' dedik. Ancak gelinen nokta, geçmişi de fazlasıyla aratır hale geldi'' dedi. Görev yeri değiştirilen 33 kişiden 29'unun farklı illere sürüldüğünü belirten Demir, bu kişilerden 8'inin Türk Haber-Sen, 5'inin KESK Haber-Sen, 1'inin Birlik Haber-Sen üyesi olduğunu, 19 kişinin ise hiçbir sendikaya üyeliği bulunmadığını ifade etti. AK Parti Hükümeti döneminde TRT'deki kadrolaşmanın hiç olmadığı kadar hızlandığını öne süren Demir, kamu kurumlarında yöneticilik yapması yasal olarak mümkün olmayan sözleşmeli personelin üst ve orta kademe yöneticiliklere getirildiğini belirtti.

TRT'nin yanlı yayınlarından dolayı ilk kez AK Parti döneminde bir siyasi partiye tazminat ödediğini ifade eden Demir, ''Bu dönemde ilk kez üç TRT yöneticisine yayınlarda tarafsızlık ilkesini ihlal ettikleri için dava açıldı. Bu dönemde TRT ilk defa yanlı yayınları nedeniyle bir seçim öncesinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından uyarıldı. Bu dönemde TRT, bir katili ekrana çıkarıp işlediği suikasta dair tek bir soru sormayarak neredeyse o cinayetten akladı. Gene bu dönemde TRT, suikasta kurban gitmiş bir gazeteciyi, Maraş katliamının faillerinden biri olarak gösterdi'' diye konuştu.

''TÜRKİYE'NİN SESİ OLMALI''

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi de TRT'deki gelişmelerin AK Parti Hükümetinin iktidara geldiği günden beri gelişmekte olduğunu söyledi.

''TRT, yönetenlerin değil, Türkiye'nin sesi olmalı'' diyen Çelebi, kurumun halktan toplanan vergilerle yönetildiğini ifade ederek, TRT'nin adil olması gerektiğini belirtti. TRT çalışanlarının bütün eylemlerine destek vereceklerini vurgulayan Çelebi, ''TRT'ye katilleri çıkartarak bizim sesimizi kısanlara karşı bizim mücadelemiz sonsuza kadar devam edecek'' dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası İstanbul Şube Başkanı Uğur Güç de gazetecilere yapılan baskıların herkes tarafından görüldüğünü ifade ederek, tarafsız haber yapan gazetecilerin hapis yattığını ileri sürdü.

ANKARA’DA PROTESTO

Haber-Sen üyesi bir grupta, Ankara’daki TRT Genel Müdürlüğü önünde ''Yaşasın özerk, demokratik TRT mücadelemiz'' yazılı pankartın önünde toplanarak, TRT yönetimi aleyhine sloganlar attı.

Burada açıklama yapan Haber-Sen Genel Başkanı Ali Yılbaşı, TRT yönetiminin siyasi kadrolaşmayı hiç olmadığı kadar hızlandırdığını öne sürdü.

Yılbaşı, TRT'de asli ve sürekli yayın hizmetlerinin yasalara aykırı şekilde taşeron şirketlere devredildiğini özellikle tarafsız olması gereken TRT'nin tek bir görüşün ve sesin kanalı haline geldiğini iddia etti. TRT çalışanı 33 kişinin rızası dışında görev yerlerinin değiştirildiğini ifade eden Yılbaşı, ''TRT yönetimine sesleniyoruz, sürgünleri durdurun. Haklı bir gerekçeye dayanmadan işten çıkarılan bu arkadaşlarımızın mağduriyetine son verilmesini talep ediyoruz'' diye konuştu.

''TRT KAMU YAYINCILIĞINI ESAS ALMALI''

Eyleme destek veren KESK Genel Başkanı Sami Evren ise TRT'nin sürgün politikalarını protesto ettiklerini belirterek, ''TRT herhangi bir siyasi iktidarın, hükümetin sesi ve borazanı değildir'' diye konuştu. TRT'nin kamu yayıncılığını esas almak durumunda olduğunu ifade eden Evren, şöyle devam etti: ''TRT hiçbir siyasi iktidarın sesi olamaz. TRT halkın sesi olmak durumundadır. Kamu yayıncılığı yapmak durumundadır. Buradaki deneyimli birikimli arkadaşlarımızın sürgün edilmesi kabul edilemez'' dedi.

“ELEMANLARINI YAKIYOR”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Ahmet Abakay da yaptığı açıklamada TRT'nin iktidarın yan kuruluşu haline geldiğini savundu. TRT'de son 8 yıldır yetişmiş elemanların sürüldüğünü ve pasif görevlere getirildiğini öne süren Abakay, ''Bir kurum kendi elemanlarını yakıyor, yıkıyor'' diye konuştu.

İZMİR’DE DE EYLEM YAPILDI

Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, TRT'de 33 personelin görev yerlerinin değiştirilmesini, ''TRT hafızasını yitiriyor'' sözleri ile eleştirdi. TRT İzmir Bölge Müdürlüğü önünde toplanan bir grup kurum çalışanı, 33 personelin görev yerlerinin değiştirildiği gerekçesiyle protesto eyleminde bulundu.

Grup adına açıklama yapan KESK'e bağlı Haber-Sen üyesi Emire Özkoç, ''Toplam 33 kişinin görev yeri değiştirildi. 29'u farklı illere sürüldü. Bu 33 kişinin 8'i Türk Haber-Sen, 5'i KESK Haber-Sen, 1'i Birlik Haber-Sen üyesi, 19'u ise hiçbir sendikanın üyesi değil. Sırada yeni tayin listeleri olduğunu biliyoruz'' diye konuştu.