Medya
31 Ağu 2010 12:53 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:35

GANDİ BİRGÜN DAĞA ÇIKAR! AKİF BEKİ'DEN GANDİ FIKRALARI!

Gandi fıkraları da çıktı. İlk fıkralardan iki tanesi Radikal yazarı Akif Beki'den geldi. İşte o fıkralar...

Gandi Bir Gün Dağa Çıkar

Kabiliyetim elverse, şöyle bir karikatür çizerdim;
Kahramanımız Gandi, Kandil kampından içeri girer bir gün...
Silahlı kamp ahalisini toplar etrafında.

Ortam gergindir, bakışlar ters...Hiç oralı olmaz bizimki.
Der ki; ’Bir sürprizim var size’.
Sivillerin anayasa reformuna ’Hayır’ oyu verirlerse, genel af alacaklarını söyler, karşılığında.

Kamptakiler şaşkın şaşkın birbirlerine kesik atarken, ’Apo hariç ama ha!’ diye devam eder.
Sinirler boşalır gibi olur, gülüşmeler başlar hafiften...
Sevindirik olduklarını sanan Gandi’den, bir ikaz daha gelir ’heval’lere.
’Ama silahlarınızı da şartsız şurtsuz hemen yere bırakacaksınız ha!’ der.
Dağda bir kahkaha tufanı yankılanır o esnada.

Mayanın tuttuğunu görünce, bir adım daha ileri gider Gandi.
’Benden duymuş olmayın ama, toplumsal mutabakat olursa ha!’ deyiverir.
Büsbütün kopar dağdakiler...
Ama, sırada başka ’ama’lar da vardır.
Gandi hızını alamaz bir türlü, tur üstüne tur bindirir fazladan.
’Sonuçta buna karar verecek olan TBMM’dir. Af mı çıkarır, başka bir şey mi yapar, af tartışılır mı? Yoksa af gereksiz mi? Bilesiniz ha!’ diye uyarır tekrar.
Son müjdeli haberle, Kandil bile yıkılır sarsıntıdan.
Aşka gelip, iyiden iyiye coşar bizim Gandi de;
’Mührü kahverengiye basacaksınız ha, yanlışlık olmasın...’
***
Kahverengi demişken, çizerin aklına yeni bir cinlik gelmesin mi!
’Bir fincan kahve ikram etseler de Gandi’ye, kırk yıl hatırı kalsa bari...’
Nerede bulunur dağ başında böyle şenlik?
Hemen söylensin, bol telveli kahveler...

Derken, telefonu çalar çizerin...
Masaya döndüğünde, ’heval’lerden birine kısmet falı baktırma hali üzere düşler, bu kez Gandi’yi.
Çizgiler karışıp iyice dağılır fakat, bu hayal ile.

Hepsini silerek, baştan alır usta;

Bizim Gandi, bir gün bara gider...
Fıkra bu ya; barın üzerinde ’Platon bir gün bara girer’ kitabı durmaktadır.
Barmenle iddiaya tutuşur:
Bugüne kadar, Platon dahil hiçbir filozofun akıl edemediği en orijinal paradoksu kim bilecek?
Zavallı barmen, nereden bilsin!
Gandi kasıldıkça, ufalandığını hisseder barmen.
Çare, ’felsefeyi mizah yoluyla anlatan’ kitaptan kopya çekmektir.
Aklında kalan pisuvar yazılarını sıralar bir çırpıda;
* Kendi kendilerini tıraş edemeyenlerin tıraşını yapan bir berber, kime tıraş olur?
* Başarısız olmayı deneyip başaran kişinin yaptığı hangisidir?
* ’Bu cümle yanlıştır’ cümlesi doğru mu, yanlış mı?
Gandi düşünür taşınır ve barmenin 3 el ateşine, tek cümlelik bir karşılık verir.
O dakika, kafasının içinde bir şimşek gibi çakan tutarsız fikir şudur;
* 12 Eylül’de, 12 Eylül Anayasası’na ’Hayır’ veren, sınırsız genel af bulsun!
Bahisçi ayağına yatıp gizli ’Evet’çilik yaptığı gerekçesiyle, yaka paça kapı dışarı edilir derhal.
Üstünü başını silkelerken, bardakilerin arkasından kıs kıs güler bizim Gandi.
Nedeni, karikatürün son konuşma balonunda beliren yazıdadır:
’Bir de, gündelikçi taktisyen deyip dalgaya alıyorlar beni.
Nassıl...Demek benim de bir exit stratejim varmış ha!’

Akif Beki/Radikal