Televizyon
22 Mar 2013 14:04
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:05
GALİP DERVİŞ: BİR İSTANBUL POLİSİYESİ Mİ?
Yazarımız Murat Tolga Şen, dün gece Kanal D'de başlayan yeni polisiye dizimiz “Galip Derviş”in ilk bölümünü yorumluyor. Bu dizi tutar mı?
Engin Günaydın’ın performans gösterisine dönüşecek gibi duran Altın Küre ve Emmy ödüllü “Monk” uyarlaması “Galip Derviş” dizisi dün gece Kanal D’de başladı.
Öncelikle şunu söyleyeyim, kendisinden önce gösterilip “kıymetli yayın kuşağı”nı işgal eden İntikam’dan çok daha iyi bir dizi “Galip Derviş”. Çünkü yalan ilişkilerden, aile içi saçma sapan entrikalardan iyice bunalmış bünyeme güzelce “polisiye” serpti. Üstelik her bölümde (ya da birkaç bölümde) bir macera izletecek gibi duruyor ki bu da takibini kolaylaştırıyor.
Galip Derviş, alışık olduğumuz asabi hafiyelere pek benzemiyor. Resmi olarak görevli bile değil yani hem insan hem de polis olarak arafta kalmış biri. Geçmişindeki trajedi Ankara’lı Behzat Ç. ile benzeşiyor. Onun aslında psikolojik olarak herkesten daha fazla yardıma ihtiyacı var ancak içindeki ‘insancıllık’ arazlarını sevimlileştiriyor. Adam döven, birilerini vuran, sorguda zulüm eden bir ‘erkek’ değil o… İçindeki imdat çığlığı çok daha içerilerden ve artık komikleşmiş bir acımayla geliyor.
Engin Günaydın daha ilk bölümden karaktere girmiş gibi, yardımcısı Hülya’yı oynayan Algı Eke’de öyle… Genel olarak çekirdek kadroda sıkıntı yok ancak performansını abartarak kendi alanını genişleten Engin Günaydın ve Ersin Korkut gibi iki ‘komiğin’ çatışması kaçınılmaz. Şunu da eklemek gerek, asıl kadroya gösterilen özen nedense figürasyon seçiminde görülmüyor. Dizinin inandırıcılığına en büyük darbe de buradan geliyor.
Uyarlama diziler eğer gereken özen gösterilirse iyi yazılmış hikâyeleri yüzünden ilgi çekici yapımlara dönüşüyor. Kanal D’nin bir önceki uyarlama dizisi “Umutsuz Ev Kadınları”nda olduğu gibi ancak işin hikâye ve oyunculuk kısmında gösterilen özenin teknik tarafa da yansıması gerekiyor. “Galip Derviş” bu anlamda biraz sıkıntılı. Sanki daha ucuz bir diziyi, mesela “Bizim Okul”u andıran bir görüntü, ses ve ışık çalışması mevcut. İlerleyen bölümlerde işin bu tarafına da gereken özen gösterilirse izleyicinin aldığı seyir zevki katlanacaktır.
“Komiser Colombo” bir zamanların en sevilen dizisiydi. Buradan Türk TV seyircisinin komediyle soslanmış hafiye öykülerini izlemeyi sevdiği sonucunu çıkarabiliriz. Eğer Kanal D kendi dizisini sürekli gün ve saat değiştirerek sabote etmezse “Galip Derviş” tutar. Engin Günaydın birkaç bölüm sonra kendi izleyicisini bu dizinin başına toplayacaktır. Geç yayın saatine rağmen daha ilk bölümden totalde 4, AB grubunda 3. Sırada… Umarım uzun ömürlü bir proje olur, biz de kimin eli kimin cebinde entrikalardan biraz olsun kafamızı kaldırıp içinde zeka pırıltıları bulunan hikayeler izlemeye başlarız böylelikle.
MURAT TOLGA ŞEN
murattolga@gmail.com / twitter.com/murattolga
Öncelikle şunu söyleyeyim, kendisinden önce gösterilip “kıymetli yayın kuşağı”nı işgal eden İntikam’dan çok daha iyi bir dizi “Galip Derviş”. Çünkü yalan ilişkilerden, aile içi saçma sapan entrikalardan iyice bunalmış bünyeme güzelce “polisiye” serpti. Üstelik her bölümde (ya da birkaç bölümde) bir macera izletecek gibi duruyor ki bu da takibini kolaylaştırıyor.
Galip Derviş, alışık olduğumuz asabi hafiyelere pek benzemiyor. Resmi olarak görevli bile değil yani hem insan hem de polis olarak arafta kalmış biri. Geçmişindeki trajedi Ankara’lı Behzat Ç. ile benzeşiyor. Onun aslında psikolojik olarak herkesten daha fazla yardıma ihtiyacı var ancak içindeki ‘insancıllık’ arazlarını sevimlileştiriyor. Adam döven, birilerini vuran, sorguda zulüm eden bir ‘erkek’ değil o… İçindeki imdat çığlığı çok daha içerilerden ve artık komikleşmiş bir acımayla geliyor.
Engin Günaydın daha ilk bölümden karaktere girmiş gibi, yardımcısı Hülya’yı oynayan Algı Eke’de öyle… Genel olarak çekirdek kadroda sıkıntı yok ancak performansını abartarak kendi alanını genişleten Engin Günaydın ve Ersin Korkut gibi iki ‘komiğin’ çatışması kaçınılmaz. Şunu da eklemek gerek, asıl kadroya gösterilen özen nedense figürasyon seçiminde görülmüyor. Dizinin inandırıcılığına en büyük darbe de buradan geliyor.
Uyarlama diziler eğer gereken özen gösterilirse iyi yazılmış hikâyeleri yüzünden ilgi çekici yapımlara dönüşüyor. Kanal D’nin bir önceki uyarlama dizisi “Umutsuz Ev Kadınları”nda olduğu gibi ancak işin hikâye ve oyunculuk kısmında gösterilen özenin teknik tarafa da yansıması gerekiyor. “Galip Derviş” bu anlamda biraz sıkıntılı. Sanki daha ucuz bir diziyi, mesela “Bizim Okul”u andıran bir görüntü, ses ve ışık çalışması mevcut. İlerleyen bölümlerde işin bu tarafına da gereken özen gösterilirse izleyicinin aldığı seyir zevki katlanacaktır.
“Komiser Colombo” bir zamanların en sevilen dizisiydi. Buradan Türk TV seyircisinin komediyle soslanmış hafiye öykülerini izlemeyi sevdiği sonucunu çıkarabiliriz. Eğer Kanal D kendi dizisini sürekli gün ve saat değiştirerek sabote etmezse “Galip Derviş” tutar. Engin Günaydın birkaç bölüm sonra kendi izleyicisini bu dizinin başına toplayacaktır. Geç yayın saatine rağmen daha ilk bölümden totalde 4, AB grubunda 3. Sırada… Umarım uzun ömürlü bir proje olur, biz de kimin eli kimin cebinde entrikalardan biraz olsun kafamızı kaldırıp içinde zeka pırıltıları bulunan hikayeler izlemeye başlarız böylelikle.
MURAT TOLGA ŞEN
murattolga@gmail.com / twitter.com/murattolga
