Gündem
06 Mayıs 2019 08:48 Son Güncelleme: 06 Mayıs 2019 12:12

Emniyet'ten çok konuşulacak TSK raporu

FETÖ/PDY’nin “askeri mahrem yapılanması”na ilişkin hazırlanan gizli raporda, örgüt mensuplarının deşifre edilmelerine rağmen aktif görevde oldukları vurgulandı.

Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanlığı, FETÖ/PDY’nin “askeri mahrem yapılanması”na ilişkin hazırladığı “gizli” ibareli raporda ciddi tespitler yaptı, yeni darbe uyarısında bulundu. Raporda, FETÖ/PDY askeri mahrem yapılanmasının deşifre edilmesinin, “yeni bir darbe eylemi ihtimalini ortadan kaldırılacağı” belirtildi. Buna karşılık FETÖ’nün TSK’de hücre şeklinde yapılandığı, bu nedenle günümüzde dahi örgüt yapılanması ve mensuplarının tamamıyla deşifre edilemediğine dikkat çekilen raporda, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan farklı rütbelerdeki TSK mensuplarının birçoğunun 17-25 Aralık 2013 tarihi sonrasında da sivil mahrem sorumluları ile irtibatlarının devam ettiği vurgulandı. Terörle Mücadele Daire Başkanlığı, 11 Aralık 2018’de, FETÖ’nün “Askeri Mahrem Yapılanması / Kontörlü (Büfe) Sabit / Ankesörlü Telefon Hattı İle İletişim Modeli Değerlendirmesi” başlıklı 85 sayfalık bir rapor hazırladı.

Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın ulaştığı raporun, “sonuç ve değerlendirme” bölümünde şu tespitler yapıldı:

TSK’DEKİ HÜCRE YAPILANMASI DEŞİFRE EDİLMEDİ: Örgüt yapılanması ve mensuplarının tamamıyla deşifre edilemediği, kamu görevlisi görünümündeki militanların örgütsel tabirle “tedbir” adı altında farklı yaşam tarzı ve siyasi görüşlere sahipmiş gibi maskeleme yapmaya çalıştıkları hususları bir arada değerlendirildiğinde bu yapının tamamıyla deşifre edilmesi milli güvenliğimiz açısından hayati önem taşımaktadır.

TSK’NİN FETÖ’CÜLERİ TESPİT ETMESİ İMKÂNSIZ: TSK içerisindeki örgüt mensupları, dini inançlarını başkalarının önünde yaşamak (namaz kılmak, oruç tutmak, eşinin başını örtmesi.vs.), çocuklarını örgüte müzahir okullara veya dershanelere göndermek, Bank Asya’ya para yatırmak, ByLock kullanımı, şirket, dernek, gazete ve dergi aboneliği yaptırmak gibi örgütle iltisakının olabileceği hususlarında değerlendirilebilecek her türlü faaliyetten genellikle uzak tutulmuşlardır. Bu nedenle TSK’nin kendi içerisindeki örgüt mensuplarını idari soruşturmalarla tespit etmesi neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Bu şahısların tespiti ancak ve ancak yapılacak adli soruşturma ve istihbarat teknikleri ile mümkün olabilmektedir. Ardışık arama yöntemi deşifre edilerek adli soruşturma konusu edildikten sonra FETÖ/PDY ile organik bağını devam ettirmekte olan binlerce TSK mensubunun aktif olarak görevlerine devam ettiğinin tespiti bu imkânsızlıkların bir göstergesidir.

İTİRAFÇILAR HALEN ÖRGÜTLE İRTİBATLI: Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan farklı rütbelerdeki TSK mensuplarının birçoğunun 17-25 Aralık 2013 tarihi sonrasında da sivil mahrem sorumluları ile irtibatlarının devam ettiği anlaşılmaktadır.

‘ÖRGÜT DEŞİFRE OLURSA DARBE İHTİMALİ OLMAZ’

TEM, “FETÖ/PDY askeri mahrem yapılanmasının deşifre edilmesinin, terör örgütüyle mücadelede önemli kazanımları da beraberinde getireceğini” belirterek bu kazanımlar arasında “Örgüt tarafından düzenlenecek yeni bir darbe eylemi ihtimalinin ortadan kaldırılması” da sıralandı.