Gündem
06 Kas 2013 15:42 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:44

DENEYİMLİ GAZETECİDEN YÜREKLERİ SIZLATACAK BİR ROMAN; İHTİLALİN YETİMLERİ!

Gazeteci- Yazar İbrahim Karahan, “Sarı Gelin” ve “Hasan Sabbah'ın Fedaileri” adlı kitabının ardından “İhtilal Yetimleri”ni Paraf Yayınları'ndan çıkardı.

Siyasetin halkın üzerine yoğun yoğun geldiği zamanlarda yaşam mücadelesi veren insanımızın dramı... Geçmiş bakıp ta şöyle bir düşündüğümüzde; ekmek kuyruklarında sıra bekleyen dedelerimiz gelir aklımıza; şeker bulamayıp da kuru üzüme talim eden Çanakkale Şehitlerimizin yanında, şekeri karneyle alan ninelerimiz gelir gözlerimizin önüne; bir dünya savaşında anasını babasını kaybetmiş dedelerimizin ve ninelerimizin, yeni bir dünya savaşı kapıda diye çektikleri işkence gibi hayatlar hep anlatılmıştır analarımıza, babalarımıza; yakın zamana kadar da ana babalarımız şahit olmuşlardır sokak ortasında birbirini umarsızca öldüren sağcıların solcuların kavgalarına... Davalar uğruna alınan canların kanları, hâlâ yürüdüğümüz kaldırımlarda ya da yollarda izleriyle durmaktalar... İşte elinizdeki bu roman, bu izlerin peşinden gitmektedir. Siz de neler oldu ki diye merak ediyorsanız, bir çırpıda okuyacağınız bu romanla, derin izler bırakan hadiselere dramatik yönleriyle şahit olacaksınız...

“TÜRKİYE’Yİ SARIP SARMALAYAN TERÖR VE İHTİLALLER”

Rus orduları 1917 devriminin ardından Anadolu topraklarından silahını ve süngüsün toplayarak çekilip gitmişti. Ardından da onların eğittiği ve verdiği silahlarla Ermeni zulmü başlamıştı…
Bir vakitler İpek Yolu’nun üzerinde olduğu için varlıklı ve soylu tüccarların geçtiği önemli bir kent olan Erzurum yıkım yaşamıştı. Telafisi zor günler yaşanıyordu.
Atatürk’ün liderliğinde kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti ayakta kalma mücadelesi veriyordu.
Minik Asalet ülkenin tamir edilme döneminde dünyaya gelmişti. Ancak babasını göremeyecekti. Çünkü o doğmadan ölmüştü.  Annesiyle birlikte yokluğa sefalete ve soğuğa karşı durmaya çalışmışlardı. Ancak, yorgun ve bitkin annesi dünyaya gözlerini yumunca  Asalet kendisini koca dünyada yapayalnız bulacaktı…
Hem öksüz hem yetim kalmıştı. Asalet’in hayat serüveni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kader çizgisiyle paralel ilerleyecekti…
“GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDEKİ PERÇEMİ KALDIRALIM”
Kıtlık, yokluk, açlık ve sefalet yıllarını terör belası takip edecekti. Nihayetinde askerin demir yumruğu insanların suratlarına çarptığında yepyeni bir süreç başlayacaktı… O süreç hem kanlı hem yıkıcı hem de yıpratıcı bir süreç olacaktı.
Yazar İbrahim Karahan, “İhtilal Yetimleri” kitabında askeri rejimlerin, yokluğun, işsizliğin ve terörün insanların kaderini nasıl etkilediği konusunu irdeliyor. Karahan; yaşanmış gerçek olaylardan yola çıkarak yazdığı kitabında kitabını kendi kahramanları çevresinde kurgulayarak okuyucuya sunuyor…
Okuduğunuzda pişman olmayacaksınız…
Bilginizi gerçek hayat hikayeleriyle yoğurarak insanların vicdanlarını, şuurlarını ve merhametlerini sorgulamaya başlayacaksınız…
Değişen dünyamızda gözümüzün önünü kapatan askeri ihtilallere, teröre ve insan ayrımı perçemine artık yer olmaması gerektiği duygusu içinizde daha da güçlenecek.
Erzurum’dan küçük yaşta evlatlık olarak İstanbul’a giden Asalet, minik bedeninin kaldıramayacağı işkencelere maruz kalacaktı. Kurtuluş olarak gördüğü evlilik hayatı genç kızlık hayallerinin yıkıldığı günlere denk gelecekti. İşkence gördüğü bir evden kaçarken başka bir eve, ‘yuvam’ dediği zulümhaneye gidecekti…
Terör, işsizlik ve yokluk kol geziyordu. İstanbul’un sokaklarında eşkıyalar, teröristler ve onlardan rüşvet yiyen güvenlik görevlilerince tutulmuştu… İş hayatına atılan Asalet’i bekleyen olaylar zinciri aralıksız devam edecek…
Sular duruluncaya kadar….
İhtilal Yetimleri, o yıllara şahit olmuş insanlara vicdan muhasebesi yapma imkanı sunacak, zulüm görenlerin gözlerini yaşartacak, yavrusunu kaybeden insanların yüreklerini sızlatacak… Her şeyden önemlisi vicdanı çürümüş insanların neler yapabileceğini gözler önüne serecek…
“Sağcısın-solcusun” diyerek insanları birbirine düşüren sapık ideolojilerin kurbanı olan aileler parçalanırken, iki farklı görüşteki iki kardeş aynı silahla vurup öldürülecekti. İnsanlar karınlarını doyurmak için yiyecek ekmeği uzun kuyruklara girerek bulmaya çalışacaktı. Gazyağı kuyrukları kilometreleri bulacaktı. İnsanlar ısınmak için ormanlardaki ağaçları katlederken yakacak bir şey bulamayanlar eşyalara sarılıp donup ölmemek için çaba gösterecekti…

İBRAHİM KARAHAN

1967 Yılında Erzurum’un Pasinler ilçesinde dünyaya geldi. İbrahim Hakkı İlkokulu’ndan mezun olduktan sonra Pasinler Lisesi’ni bitirdi. Ardından Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Rd-TV bölümünde lisans, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden yüksek lisans (Master) yaptı. “Medya ve Siyasi İktidar İlişkileri “ adlı yükselk lisans tezi derslerde okutuldu. Sürekli Sarı Basın Kartı sahibi olan Karahan, iyi derecede İngilizce biliyor.  Karahan evli ve bir çocuk sahibi.