Medya
30 Mar 2011 08:32 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:11

"BU İŞ GÜLEN'İN İŞİ DEĞİL, FETHULLAHÇI BİR ORGANİZASYONUN İŞİ!"

Fethullah Gülen, benim tanıyabildiğim kadarıyla mistik yönü ağır basan, kendine özgü bir felsefesi olan bir din adamı.

Cemaat şeffaflaşmak zorunda

TUTUKLU gazeteci Ahmet Şık’ın İmamın Ordusu isimli kitabının taslak halindeyken “örgüt dokümanı” iddiasıyla “tutuklanması”, yayınevindeki kopyalarına el konulması üzerine başlayan tartışmada Fethullah Gülen, kendisinin bu yönde bir telkininin olmadığını açıkladı.

Başka türlü olması da beklenemezdi. Kimse de kitabın Fethullah Gülen’in emriyle toplandığını iddia etmiyor zaten.
Fethullah Gülen ile tanışmışlığım var, 28 Şubat döneminde ciddi bir baskı gördüğünde de bir kez kahvaltı etmiştik. Daha sonra aleyhine açılan “terör örgütü” davası nedeniyle, davanın saçmalığı üzerine yazdıklarım da Radikal arşivinde duruyor.

Fethullah Gülen, benim tanıyabildiğim kadarıyla mistik yönü ağır basan, kendine özgü bir felsefesi olan bir din adamı.
Onun bu yönüyle kısaca “Fethullahçı” diye tanımlanan organizasyonu birbirine karıştırmamak gerek.
Kişisel kanaatim şu ki bugün Fethullah Gülen isminin etrafında dönen tartışmaya su taşıyan hususlardan biri ve en önemlisi bu organizasyonun niteliği.

Said-i Nursi’yi anlatacak bir filmin çekimi sırasında yaşanan olayları Yeni Şafak’ta yayımlanan bir yazıdan yararlanarak sizlere daha önce aktarmıştım.

Filmi çekmek isteyen kişi cemaate yakın önemli birisine ulaşmış ve filmin finansmanına destek istemişti. Sonrasını da onun gazetedeki yazısından öğrendik.
Bir tür “mütevelli heyet” toplanmış, başka konularla birlikte bu konuyu da görüşmüş ve filmi desteklememeye karar vermişlerdi.
Yani ortada kendisine Fethullah Gülen’in izleyicileri sıfatını uygun görmüş bir grup var. Bu grubun gayrı resmi bir yönetimi var. Bu grubun yönettiği, miktarı ve kaynağı belli olmayan bir bütçe de var.
Muazzam bir parasal kaynak bu ve bu kaynakla değişik işler yapılıyor, gazeteler basılıyor, televizyonlar idare ediliyor.
Bir adım ileri gidip bunun bu yönüyle bir “gizli örgüt” olduğunu bile iddia edebilmek mümkün.
Üstelik kamuoyunda yaygın kanaat bu cemaatin devletin kurumları içinde kadrolaşma çabası içinde olduğu, bunu bazı kurumlarda büyük ölçüde başardığıdır.

Fethullah Gülenci cemaat, bu nedenle suçlanmaktan rahatsız ise yapacağı şey şeffaflaşmaktır.
Nitekim ABD’de başlatılan FBI soruşturması büyük ölçüde böyle bir şeffaflığın olmamasından kaynaklanıyor.


Mehmet Y. YILMAZ / HÜRRİYET