Medya
08 Mar 2013 10:33 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:04

BEKİR COŞKUN'DAN MİLLİYET KRİZİNE ÇARPICI YORUM; MAYMUN GAZETECİ!

Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun, İmralı tutanaklarını yayınladığı için Başbakan'ın hedefi olan Milliyet Gazetesi çerçevesinde medyanın durumunu yorumladı.

İşte Bekir Coşkun’un Cumhuriyet Gazetesi’nde yeralan bugünkü köşe yazısı...

Maymun Gazeteci...

Genel yayın yönetmeni, kendi eliyle sayfaya koyduğu iktidarı kızdıracak haberi, ertesi sabah orada görünce korkabilir...
“Bu da ne?” der...


*
Bu, maymunun aynaya bakması gibidir...


*

Yönetmen kişilik bölünmesine uğramıştır çünkü...
Haberi koyarken biraz olsun “gazeteci” olmuştur...
Koymuştur...
İkinci gün okurken ise “kovulma tehlikesi altındaki gazeteci” olmuştur...
Korkmuştur...


*

Başıma geldi çünkü...
Haberi koyduk sayfaya...
“Harika oldu” diye birbirimizi de kutladık...
Ertesi gün genel yayın yönetmeni kızdı görünce:
“Ne bu?..”
“Haber...”
“Ama nereden çıktı?..”
“Sen koydun ya...”
“Olur mu ama?.. Bu şimdi oldu mu?..”
Beni kovdular, o kaldı...


*

Patron gazeteleri böyledir, özellikle de bu zamanda...
Çünkü işadamı patron, gazetecilik için gazete sahibi olmuş değil... Başbakan’a, bakanlara yakın olmak için gazete sahibidir sadece...
Gazete ihaleye yarar...
Krediye yarar...
Başbakan’ın uçağına binmeye yarar...
Cumhurbaşkanı’nın sofrasına oturmaya yarar...
Maden ocağı için dağ, HES için dere, fabrika yeri için ova, otel için koy, altın için orman kapatmaya yarar...
Bir tek gazetecilik yapmaya yaramaz gazete...


*

Böyleceeeee...
Türk basını, bu dönemde sürüp giden dinci istilanın karşısında durmak bir yana... Türkiye’nin başına gelenleri okurlarından gizleyerek, okurlarını yanlış yönlendirerek, toplumun gözünü boyayarak, insanların kulağını tıkayarak suçun parçasıdır...
Yüreğindeki gazetecilik duygusunu söndüremeyen muhabirlerin, yazarların, çizerlerin çırpınışları, her gün “yönetim” duvarına çarpıp döner...
Kol kırılır ya, yen içinde kalır...


*

Genel yayın yönetmeni kendi eliyle koyduğu haberden korkar kimi zaman...
Görünce durduğu yerde zıplamaya başlar:
“Bu ne?” der...
Kaçmak ister...
Seyircilerden gördüğü ilgiden, patronun muzundan, zihnindeki parmaklıktan çıkıp kaçamaz da...
Kafesteki maymundur bu kez...