Bahçeli'nin "İşine bak" dediği VOA muhabirinden açıklama! "Benim için üzücü olan..."

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Amerika'nın Sesi / VOA muhabiri Yıldız Yazıcıoğlu'nun Sinan Ateş suikastı sorusuna tepki gösterdi, "Hadi işine bak" dedi. Korumalar ve MHP'liler, gazetecileri iterek uzaklaştırdı. Gazeteci Yazıcıoğlu KRT TV'ye yaptığı açıklamada, "Benim için üzücü olan nokta, asıl itme eylemini yapan kişinin milletvekili olması" dedi. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye partisinin TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu soru yöneltti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığı tartışmalarına ilişkin soru soran Yazıcıoğlu'na Bahçeli "Beni dinlememişsiniz, o anlaşılıyor" diye cevap verdi. Ardından Sinan Ateş cinayetine ilişkin sorusuna ise  "hadi işine bak, hadi bakayım!" diye tepki gösterdi. Bahçeli'nin bu tepkisiyle birlikte MHP liderinin özel kalem müdürü Fikret Hayali ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak'ın, Yazıcıoğlu'nu geriye doğru ittiği görüldü. 

"BAHÇELİ'YE DOĞRUDAN BİR YANIT VERMEK İSTEMİYORUM"

Gazeteci Yıldız Yazıcıoğlu, KRT TV'ye yaptığı açıklamada, "Gazetecilik bize soru sorma mesleği olarak öğretildi. Ben sayın Bahçeli'ye doğrudan bir yanıt vermek istemiyorum. Görüntüler ortada. Benim yaptığım iş her zaman soru sormak" dedi. 

"BENİM İÇİN ÜZÜCÜ OLAN İTME EYLEMİNİ YAPAN KİŞİNİN MİLLETVEKİLİ OLMASI"

Yazıcıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: "İtme pozisyonunda ben refleks olarak geriye kaçtığım için olayın fiziki şiddeti benim açımdan çok etkin olmadı. Orada sorudan duyulan rahatsızlık net olarak görülüyor. Benim için üzücü olan nokta, asıl itme eylemini yapan kişinin milletvekili olması; polis değil, korumalar değil. Böyle bir milletvekilinin kendine görev edinerek böyle bir tutum alması benim için üzücü oldu. Bir gazeteci olarak bir siyasi partinin liderinin açıklaması ilişkin kendisine yanıt verecek bir tutum olamaz. Gazeteciliğin temel görevinin soru sormak olarak tanımladım ben. MHP Grubu çıkışında birkaç haftadır Sinan Ateş cinayeti gündemde olmasına rağmen soru almıyoruz şeklinde bir tutum vardı."