Gündem
15 Nis 2012 10:19 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:32

"AZİZ YILDIRIM ODAMI BASSA GÖZALTINA ALIRDIM"

Eski hakem yeni futbol yorumcusu Bünyamin Gezer, çok konuşulunan o iddiayı yanıtladı..

Hakemlikten istifa etti çünkü kırgındı, polis memurluğunu bıraktı yorumcu olmak istiyordu. TRT Spor’da Futbol Ateşi programının yorumcusu Bünyamin Gezer “Sahip çıkılsa hala hakemdim” diyor.

Polis memurluğundan istifa edip yorumcu oldunuz. Neden?

Devlet memuru olduğum için, mesleğim televizyon yorumcusu olmama izin vermiyordu. Teşkilatımız ‘Hala devlet memurusun’ diye ücretsiz izne de müsaade etmiyordu. İstifa etmek zorunda kaldım.

Peki niye yorumcu olmak istediniz?

Aslında kafamda böyle bir fikir vardı ama bu dönem için yoktu. Süregelen sonuçlar, Karabük-Galatasaray maçında verdiğim kırmızı kart sonrasında Merkez Hakem Kurulu’nun (MHK) beni savunamayışı üzerine hakemliliği bıraktım. MHK’ye inancım kalmamıştı.

BAŞKAN BENİ SAVUNMADI

Neden inancınız kalmadı?

MHK Başkanı’nın (Yusuf Namoğlu) Erman Toroğlu’nun yer aldığı programda Galatasaray maçında verdiğim kararlarla ilgili açıklamalarını izleyince... Herhalde hakemliği bırakmama o program neden oldu. MHK Başkanı beni savunamadı.

Karşısındaki yorumcu bizleri işaret ederek ‘Bir FİFA hakemi olamayan eski  hakemleri artık sen bilirsin Yusuf’ dediği zaman hiç ses çıkarmadı.

‘Hayır onlar FİFA hakemi olamadı ama Türkiye liginin ve benim hakemimdir. Her zaman onlardan faydalanacağım. Türkiye liginde çok önemli maçlar var. Bu  maçları yönetecek kapasitedeki hakem arkadaşımız için bu lafları söylemenizi anlamakta güçlük çekiyorum’ deseydi herhalde hakemliği bırakmazdım.

Peki yorumcu olmak zor mu? Çünkü siz hakemken sizin kararlarınızı yorumluyorlardı, şimdi siz başkalarınkini yorumluyorsunuz.

Yorumlanmaya hiçbir zaman karşı olmadım. Zaman zaman yorumculardan hakemlilik dönemimde  çok büyük fayda da gördüm. Onları izleyerek ve dinleyerek zaman zaman pozisyon eşliğinde onlardan eğitim alarak. Ama bu fayda görme belli bir dönemden sonra izlememeye, zarar görmeye başladı. Özellikle kişiliğinize dokunan eleştiriler yapılmaya başlandığı an izleyemiyorsunuz.

Yorumcu koltuğunda oturup eski meslektaşlarınızı eleştirmek nasılmış?

Hakemlikte hata var. Önemli olan o hatalardan ders çıkartıp deneyim ve tecrübemizle bu hataları bir daha yapmamanın yollarını aramak. Türkiye’de yorumcular arasında reytinge, takıma ve hakemi sevip sevmemeye göre hep yorumlar yapılıyor. ‘Bunları önleyeceğim’ dedim. Bu zamana kadar hiçbir arkadaşıma belden aşağa vurmadım. Hiçbir arkadaşıma yönelik seviyesiz bir üslupla eleştiri yapmadım. Bundan sonrada yapmayı düşünmüyorum. İçinden yeni koptum. Sevilen isimlerden biriydim. Hala da arıyorlar.

Siz şu anda ve geçen sene yaptığınız işle kimseyi memnun edemeyen bir meslek kategorisi içerisindesiniz. Yaptığınız yorum veya karar yüzünden taraftarlar binlerce kez  sizi Allah’a havale ediyor.

Etsinler. Ben de onları havale ediyorum. Ama zaman zaman taraftar arkadaşlarımız geliyor. Fotoğraf çektiriyorlar benimle, sohbet ediyoruz, ‘Size kötü sözler söylemiştik hakkını helal et’ dediklerinde hakkımı helal ettim. Her zaman da ederim.

ANNEM ESPRİ YAPIYOR

Hakem statta küfürü duyuyor mu?

Duyuyorsunuz tabii.

Sinirlendiriyor muydu sizi?

Sinirlendirdiği zaman oldu ama belli bir tecrübeden sonra sinirlenmiyorsunuz. Hakemlik kolay bir iş değil. Bugün hakemliğe yeni başlayan bir kişiyi 10 bin kişinin arasına atın, dağılır gider.

Genelde annelere küfür edilir...

Annemin şöyle bir esprisi var: ‘Bana birşey gelmiyor rahat ol.’ İstemediğimiz bir şey ama Türk toplumumuzda küfür var. Bir tabir vardır ‘Demirden korkan trene binmez’ diye... Bundan korkuyorsak hakemlik yapmayız.

Polis olmadan önce hakemdim

Polisliğin hakemliğe veya yorumcu olmaya faydası var mı?

Ben 18 yaşımda hakem, 24’ümde polis oldum. Hakemliğimin polisliğime faydası var. En azından insanlarla olan ilişkimi maçta sağlıyordum. Herkes sert yüzümü polisliğe bağladı.

Oysa şimdi programda o kadar çok kahkaha atıyorsunuz ki Saba Tümer ile yarışırsınız.

Saba Tümer gibi kimse olamaz (gülüyor). Rahmetli Hulusi Kentmen’in filmlerde karakol amiri profili vardı, babacan ama otoriter. Saha içinde futbolcu kardeşimi kırmadan otoritemi sarsmadan hakemlik yapmaya çalıştım.

Beğendiğiniz futbolcular kim?

Mehmet Yıldız, Arda Turan, Selçuk İnan, Alex de Souza, Tolga Zengin’i çok severdim. Onlarla maç içinde kavga da etsek maçtan sonra gelir ‘Hadi abi hakkını helal et’ derler.

Başkan odamı bassa gözaltına alırdım!

Size şike teklif edildi mi?

Ben hiç yaşamadım.

Geçen sene yönettiğiniz Bucaspor-Fenerbahçe maçı çok konuşuldu. Sahada Bir şey gördünüz mü?

Ortada yargısal bir süreç var. Bu süreçte hiç açıklama yapmadım. Şike var desem de yok desem de yargıyı etkilemiş olabilirim.

Aziz Yıldırım’ın hakemler üzerinde baskı kurduğu iddia edildi. Sizin odanızı kimse bastı mı?

Basmadı, bassa gözaltına alırdım (gülüyor).

Öyle bir yetkiniz var mı?

Yok. Maçtan sonra biri gelip hakaret ederse söylediklerini rapor eder, federasyona yollarsınız. Hakemin yapabileceği şey bu.

Ailece Barcelona’yı tutuyoruz

Amasya’da memleketimde Amasya Gençlik Spor’da futbola başladım, kalecilik yapıyordum. Antrenörüm, komşumuz, ilkokul öğretmenim futbol hakemiydi. Beni de hakemliğe yönlendirdiler. Futbolu bıraktım, 20 yıl hakemlik yaptım.

Samimiyetimle söylüyorum. Gençliğimde takım tuttum. Ama şu an tutmuyorum. O hakem formasını giydiginizde taraftarlık duygusu biter.

Mesela bir futbolcunun morali bozuksa basın tarafından çok eleştiriliyorsa maç içinde onu bir iki cümleyle motive ederdim, ‘Bakma sen onlara bize neler diyorlar’ derdim.

Eşim polis memuru. Kahramanmaraş’ta görev yapıyor. İki oğlum var biri beş, diğeri bir yaşında. İnanın çocuğuma bile ‘Takım tutarsak eğer Barcelona’yı tutacağız’ diye öğretmeye çalışıyoruz. Çocuğumu giydirirken bile çok dikkat ederdik. Sarının yanına kırmızı veya lacivert olmasın diye.

Duygusal filmde ağlarım. Babam ve Oğlum’da çok ağlamıştım. Çok iyi tavla oynarım, siyaset programlarını izlemeyi çok severim.

İnci DÖNDAŞ / STAR GAZETESİ