Medya
24 Kas 2014 11:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:56

Zaman yazarı dalgasını geçti: Fethullahçı BBC de Samanyolu’na girdi

Zaman Brüksel Temsilcisi: "17 Aralık’tan sonra Avrupa'da neredeyse 'Fethullahçı' olmayan medya yok" yazdı.

Zaman Gazetesi Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı, Sabah gazetesinin başyazarı Mehmet Barlas'ın "BBC’yi ‘Cemaatçi’, BBC muhabiri Mark Lowen’ı da ‘Fethullahçı’ olmakla suçlamasına ilişkin olarak ironi yaparak, "Şöyle kısaca bir göz gezdirdim ve 17 Aralık’tan sonra Avrupa’da neredeyse ‘Fethullahçı’ olmayan ya da ‘Fethullahçılar’dan etkilenmeyen matbuat yok gibi. Hangisine göz gezdirseniz Erdoğan’ı ya otoriterleşmekle itham ediyor, ya basın hürriyetini yok etmekle ya da yolsuzluk iddialarını örtbas etmekle" dedi.
Gültaşlı'nın Zaman'da "Fethullahçı BBC de Samanyolu’na girdi" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Zaman hakikatin, yandaş medya hamakatin, kizb-i mübalağanın remiz ve timsali oldu, 17 Aralık sürecinde. ‘Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez’ diye sefere çıkanlar sahil-i selamet yerine, yalan limanına demir attılar.
Erdoğan öyle konuşmalar yapıyor ki ilk duyduğunuzda Zaytungçuların keskin zekasının mamulüdür diye düşünüyorsunuz. Akademisyen hüviyetiyle en tabii hakkı olan iktidarı eleştirdi diye İhsan Yılmaz’ı hain ilan eden Erdoğan, kendi milletini Afrika’da ‘hain’ olarak yaftalıyor. Milletinin büyük eseri okulları, şimdiye kadar katarakt ameliyatları ile 27 bin 586 Afrikalının gözünü açan, Kara Kıta’nın 18 ülkesinde açtığı su kuyuları ile 3 milyon kişiye temiz içme suyu temin eden Kimse Yok mu’nun bağış toplama hakkını elinden almak kesmemiş olacak ki, nefret seferini sınır ötesine taşıyor. Bu kurumların kapatılması için hem devletin hem kendisinin itibarını son kuruşuna kadar harcamaktan imtina etmeyeceğini her vesile ile izhar ediyor. Ne kadar ciddiye alındığını, bekleyip göreceğiz.
Bu dönemde Zaytung’un tek rakibi iktidar medyası. Hangisinin kurgu, hangisinin hakikat olduğu konusunda ciddi meşakkat çekildiği bir zaman diliminden geçiyoruz
Sabah gazetesinin başmuharriri, Erdoğan’ın devasa başarılarının ardından ülkesini yalnızlığa sürüklediğini yazması üzerine BBC ve muhabirini ‘Fethullahçı’ ilan etmiş. “Ama İngilizlerin ve özellikle BBC’nin Fethullahçı olmaları akıl alır iş değil... BBC’nin Türkiye’ye ilişkin haberlerini izlemek yerine Samanyolu’na bakın, Zaman’ı okuyun aynı bakış açısına ulaşırsınız.” diyor başyazar. İnanması zor ama ilerleyen satırlarda haberin yazarı Mark Lowen de ‘BBC’nin Fethullahçı muhabiri’ olarak tespit ediliyor. Metinde bir istihza ya da mecaz yok. Sermuharrir, düpedüz Lowen’in ‘Fethullahçı’ olduğunu yazıyor. Haberin arkasındaki kötü niyet de hemen ortaya çıkıyor: Lowen’e bu aklı verenler, Zaman, Samanyolu ve Pensilvanya. BBC, Türkiye’de ne olup bittiğini anlayamayacak kadar aciz.
Şöyle kısaca bir göz gezdirdim ve 17 Aralık’tan sonra Avrupa’da neredeyse ‘Fethullahçı’ olmayan ya da ‘Fethullahçılar’dan etkilenmeyen matbuat yok gibi. Hangisine göz gezdirseniz Erdoğan’ı ya otoriterleşmekle itham ediyor, ya basın hürriyetini yok etmekle ya da yolsuzluk iddialarını örtbas etmekle.
Sadece Avrupa matbuatı da değil, koca koca Avrupa kurumları da ‘Fethullahçı kumpasa’ gelmiş görünüyor. Avrupa Parlamentosu da Avrupa Birliği Komisyonu da yayınladıkları Türkiye raporlarında ‘yolsuzluk yok, paralelci darbe var’ tezinden ziyade ülkede demokrasinin gerilediğine, yargı bağımsızlığının büyük yara aldığına, basın hürriyetinin daraldığına, işinden kovulan gazeteci sayısında muazzam artış olduğuna ve en mühimi 17 Aralık yolsuzluk iddialarının araştırılmadığına odaklanmış.
‘Fethullahçı BBC muhabiri Mark Lowen’ iddiası, geçtiğimiz yıl Brüksel’i ziyaret eden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun dönemin Sosyalist lideri Hannes Swoboda ile iptal edilen toplantısını akla getiriyor. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı diktatörlükle suçlamış, Swoboda bu sözlerin tadil etmesini istemiş, CHP lideri de reddedince ikili görüşme iptal edilmişti. Hadisenin hemen ardından CHP’ye yakın gazetelerde toplantının Fethullahçı kumpas sonucu yapılamadığı, Swoboda’nın bazı danışmanlarının ‘Fethullahçı’ olduğu yer almıştı.
Kendinden başka herkesi suçlu gören, devleti kutsayan, kuvvetler ayrılığından hazzetmeyen, dini kontrol eden ve çatlakları hep ‘dış ve iç düşmanlarla’ sıvayan Kemalist zihniyetin AKP’yi zaptetmesine şahitlik ediyoruz. CHP bu hatalarından vazgeçme işaretleri verirken, AKP bu boşluğa talip. Laik Kemalizm’i ‘dindar’ Kemalizm’le ikame eden AKP ve medyası, AB raporlarında, BBC haberlerinde, bütün eleştirel beyanların arkasında ‘Fethullahçıları’ tespit etmeye devam edecek. Zaytung’la iktidar medyasının arasındaki fark da kapandıkça kapanacak.