Gündem
02 Mayıs 2013 13:36 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:09

YURT GAZETESİNDEN YAZAR TRANSFERİ! KADROYA KİMİ KATTILAR?

Medyada köşe ve televizyon programlarını kaybeden "muhalif" isimlere sayfalarını açan Yurt gazetesine yeni bir isim daha katıldı.

Radikal gazetesindeki köşesi Eyüp Can tarafından sonlandırılan, ardından yeni dönemde gazetecilik üzerine yazdığı kitaplar ve Türk medyasına yönelik eleştirileri ile medya ile ilişkilerini devam ettiren İletişim Bilimci Haluk Şahin, bundan böyle Yurt gazetesinde haftada üç gün yazacak.

"Buhardım, yağmur oldum " başlıklı yazısında Şahin, kendisi gibi pek çok ismin medyada "buharlaştırıldığı" görüşünde.

İşte Şahin köşelerinden olma durumunu ele aldığı ilk yazısında yazdıklarından bir bölüm:

"Buhardım, çünkü buharlaştınlmıştım. Ülkenin tüm fikir tersanelerini ele geçirmeye kararlı buyurgan irade, bağımsız görüş sahibi olduğu bilinen "usta'lan bir bir açığa alıyor, işsiz bırakıyordu. Çok ince, post modem yollannı bulmuştu bunun...

 Önce yandaş gazetelerde listeler çıkıyordu: "Filanca grubun filanca gazetesinde yazan şu şu şu yazarlara yeni Babıâli'de yer yok. Onlar yolcu..." "Yok yahu, o kadan da olmaz, o adam 25 yıldır o grupta çalışıyor," diyordunuz. Sonra bir bakıyordunuz, o yazarlar birer birer kaybolmuşlar! Kaybolmuşlar ve aynldıkları yerdekiler sanki hiçbir şey olmamış gibi yaşamaya devam ediyorlar.. Ne açıklayan bir patron çıkıyor, ne de yas tutan bir komşu. Bir vardılar, bir yoklar...

 Sanki "buharlaşmışlar".

 Bu bağlamda, ileride Türk basın tarihine geçeceğine inandığım "buharlaşma" sözcüğünü ilk kullanan sanınm ben oldum. Bir mesleki konferans sırasında aklıma geldi. "Biz bir anda gözden kaybolduk, adeta buharlaştık" dedim.

 Orada bulunan bir büyüğüm en doğru terimi buldu: "Siz tebahhur etmişsiniz!" dedi. Yani, yeni buyurgan iradenin güneşi altında uçup gitmişsiniz! Modemist dönemlerde olsaydık, "Yeni rejim tarafından temizlendiniz, tasfiye edildiniz" de diyebilirlerdi.

 O güneş son birkaç yıl boyunca var gücüyle parlamayı sürdürdü ve "tebahhur" edenlerin sayısı arttıkça arttı, gazete sayfalanndan televizyon stüdyolarına sıçradı. Ülke medyasının "en parlak ve en iyi"lerini yuttu. Zamanla, harareti arttıkça, asla buharlaşmaz denilenleri bile çözdü aldı.

Ve geride, delik deşik olmuş, en yaşamsal organlannı kaybetmiş, en zorunlu görevlerini bile yerine getiremeyen, kalbi çok bay-paslı, beynine sonda takılmış bir ağır hasta kaldı. "Ceset" demiyorsam hâlâ oralarda çalışan, gerçeğin hiç olmazsa "light" bir versiyonunu verebilmek için didinen arkadaşlarımın hatırınadır.
 (...)

Tebahhur ettik diye sustuk mu. susacak mıyız?

 Elbette hayır! İçindeki değerler buharlaştınlarak porsutulmuş eski medyadan kalan boşluğu, demokrasilerde yapılması gerekenleri yaparak doldurmaya talip Yurt Gazetesi gibi, "artı bir" TV gibi girişimleri önemsiyorum. Onlara destek olmayı bir meslek görevi sayıyorum.

Merdan Yanardağ davet etti geldim. Epeydir buhardım, yağmur olup Yurt sayfalanna haftada üç gün yağacağım.