Medya
25 Mayıs 2019 17:02 Son Güncelleme: 25 Mayıs 2019 17:12

Yeni Şafak yazarı bombaladı: Muhafazakâr orta sınıf nasıl delirdi?

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, "Muhafazakâr orta sınıf"a dair bir eleştiri kaleme aldı.

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, "Muhafazakâr orta sınıf nasıl delirdi?" başlığıyla yayımlanan yazısında "Kolay olmadı. Seküler orta sınıfın delirmesinden daha acıklı da olmadı aslında" değerlendirmesi yaptı.

İsmail Kılıçarslan, "Başımıza geleni konuşmanın bile ‘risk almak’ anlamına geldiği tuhaf bir yere geldik. Şundan eminim: Yola çıkarken buraya geleceğimize hiçbirimiz ihtimal vermemiştik" diye yazdı.

"Tertemiz delirdiler"

Kılıçarslan, "Öncelikle bir adet muhafazakâr iktidar gerekti. O iktidarın açtığı alanda ‘yeni bir yaşam kültürü inşa etmek mümkün’ cümlesinin dolaşıma girmesi gerekti. Bu cümlenin çeşitli görünür görünmez etkileri oldu. Bu etkiler zamanla büyük bir toplumsallık üretti ve muhafazakâr orta sınıfla seküler orta sınıf el ele vererek tertemiz delirdiler." ifadelerini kullandı.

"Garabet tam bu boşluktan sızdı hayatımıza"

Kılıçarslan, "Nargile kafelerden babyshower partilerine, instagram tesettürcülerinden çay romantizmine kadar bir dünya ‘garabet’ tam bu boşluktan sızdı hayatımıza. Tıpkıbasım hatlarla, ederinden fazla ödenen tespihlerle, değersiz ebrularla devam etti yoluna." açıklaması yaptı.

"Abdest suyunu şalımla kurulamak istiyorum"

Kılıçarslan, "Dolandı, kıvrıldı falan derken Kâbe’nin önünde evlilik teklifleriyle, hayatı ‘romantik ve dini’ bir şeymiş gibi kurgulayan ‘pempe dindarlar’la, ‘abdest suyunu şalımla kurulamak istiyorum’ cümleleriyle, duvarlarında hat levhaları asılı çikolata kafelerle, moda haftalarıyla, romantik Bosna turlarıyla, ultra romantik Kudüs gezileriyle devam etti o yol" şeklinde konuştu.

"Popüler vaizlerin geliştirdiği din diline gider"

"İkincilik şüphe yok ki kendi iktidar alanlarını canlarından çok seven popüler vaizlerin geliştirdiği din diline gider." diyen Kılıçarslan, "Ne anlattıklarını bilemediğimiz, sistematik olmaya inanmak yerine ‘tık almaya’ inanan -dahası buna hiç inanmıyormuş gibi yapan- popüler vaizlerin din anlatımları ‘sağlıklı olanı’ yavaş yavaş şehirden kovdu." dedi.

"Burası cephe, mevzi, kavga yeri"

Kılıçarslan sözlerini şöyle sürdürdü: Bir pay da medyaya elbet… ‘Burası cephe, mevzi, kavga yeri’ diyerek başlayan cümleler giderek ‘böyle inceliklere burada yer yok’ durağına uğrayıp şöyle finalledi kendini: ‘Sen şimdi eleştiriyorsun ama bu eleştirin kime yarıyor bir düşün?’

"Herkes bu delirmeye ufak-büyük katkılar sağladı"

Liste daha uzun aslında… ‘Abi kariyer havuzunuza cvmi attım’ cümlesini kurabilmek için STK’cılık yapan gençlik STK’larımızdan bugüne mesaj vermekten başkaca numarasını görmediğimiz tarih dizilerimize, düşünür olacak derken sosyal medya fenomeni olan adamlarımızdan mizah yapıyorum adı altında kanalizasyon ifrazatı üreten yapılarımıza, trol çalıştırmayı marifet zanneden bakanlarımızdan kültür ihale etmeyi iş sayan belediyelerimize kadar herkes bu delirmeye ufak-büyük katkılar sağladı.