Gündem
31 Eki 2011 14:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:57

YAZARLARDAN ÇOK SERT TEPKİ!

Gazetelerin önde gelen yazarları, KCK kapsamında Ersanlı ve Zarakolu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili ne dedi?

Aydıntaşbaş, Engin, Cemal, Çalışlar, Yağcı, Türker, Çaralan, Gönensin, Talu, KCK kapsamında Ersanlı ve Zarakolu'nun gözaltına alınmasıyla ilgili ne dedi?

KCK'ya yönelik düzenlenen operasyonlar kapsamında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi ve BDP Parti Meclis üyesi  Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Türkiye Yayıncılar Birliği Yayımlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı ve Evrensel gazetesi yazarı Ragıp Zarakolu'nun gözaltına alınması ile ilgili köşe yazarlarından iki gün boyunca gelen tepkiler Bianet tarafından derlendi.

İşte o tepkiler...

Oral Çalışlar (Radikal): KCK tutuklaması yanlıştı, şimdi berbat oldu


Büşra Ersanlı ... Boğaziçi Üniversitesi'nde genç bir öğrenci iken, devletle, polisle, savcıyla, hakimle ve cezaeviyle tanıştı. 12 Mart 1971'deki askeri darbeye karşı çıktığı, baskılara direndiği için hapse atıldı. ... Başını hep dik tuttu, sözünü açıkça söylemekten hiçbir zaman geri durmadı. Kürtlerin kimlik talebinin en ısrarlı destekçileri arasına girdi. ... Başörtülü öğrencilerin üniversiteye girme, Kürt öğrencilerin anadil eğitimi konusunda yürüttükleri mücadeleyi canla başla savundu.

(...)İşte böyle bir insanın Datça'daki yazlık evi basılıyor, bu insan gözaltına alınıyor ve 'KCK yapılanmasına karşı mücadele'den söz ediliyor... Bu operasyonların arkasında hangi siyasi akıl, hangi hukuki akıl varsa, kim buna destek veriyorsa onlara "durun artık" diyorum.

Hasan Cemal (Milliyet): Sadece AK Partili Kürt mü istiyorsunuz?

Ersanlı'yı 12 Mart darbe döneminden ve o yıllarda çektiği acılardan tanıyorum, hayatta demokrasi ve insan hakları çizgisindeki yürüyüşünü biliyorum.
İstanbul'daki bir KCK operasyonunda önceki gün gözaltına alındığını öğrenince aklıma üç soru takıldı.
Soru bir:
Meydanda sadece 'Ak Partili Kürt' mü kalsın istiyorsunuz?..
Soru iki:
Yoksa, Ak Partili olmayan bütün Kürtler de dağa çıksa iyi olur diye düşünenler mi var saflarınızda?
Soru üç:
Türkiye'nin 1990'larda içine çekildiği 'tuzak', bugün daha farklı bir makyajla yeniden mi tezgâhlanıyor?
Bu sorularım yeni değil.
KCK operasyonlarının 2009 yılı baharında başlamasından beri sürekli soruyorum.

Aydın Engin (T24): Ragıp Zarakolu ile 40 yıl


Seni, Büşra'yı, Ayşe Berktay'ı da kapsayan bu "gözaltı" ve galiba onu izleyecek "tutuklama" dalgası Kürt siyasal hareketinin TBMM'de de temsil edilen legal örgütlü yapısını illegalleştirme, yasadışı bir örgüt olarak gösterme hesabının bir adımı.

Peki Başbakanın kasım kasım kasılarak "Terörle mücadele, siyasetle müzakere"  sözü bu durumda ne anlama geliyor? Herhalde müzakereye kendi partisi içindeki "Kürt kökenli" milletvekilleri ile yapıp "Müzakereler sonuçlandı. Durum bugünkü gibi sürecek. Sadece TRT'deki Kürtçe yayının saati  15 dakika daha uzatılacak" filan diyecek...

Aslı Aydıntaşbaş (Milliyet): Anayasa zirvesinden nezarethaneye

Ersanlı, sıradan bir öğretim görevlisi değil, İstanbul entelektüel çevrelerinde iyi tanınan, son yıllarda BDP safında yer alsa da aktivist değil akademik kimliğiyle öne çıkan biriydi.

(...)Ersanlı gözaltına alınmadan hemen önce gazete arşivlerinde yer alan son fotoğrafında, BDP ve Ak Parti'nin anayasa heyetleri arasında toplantıda inci kolyesiyle Ömer Çelik, Sadullah Ergin, Beşir Atalay, Burhan Kuzu ve Ahmet İyimaya'nın karşısında oturmuştu.
İşte bütün bunlardan dolayı hafta sonu gelen sürpriz gözaltı, kimilerine göre KCK davası için bir cins "Nedim Şener eşiği," kimilerine göre ise operasyonların "Bağcılar'dan Etiler'in göbeğine inmesi" (Ersanlı Rumeli Hisarı'nda oturuyordu) olarak algılandı.

Okay Gönensin (Vatan): Bu yolun ucu bellidir

KCK operasyonlarının, bütün tepkilere rağmen, devam etmesine hükümet tarafından tatmin edici bir açıklama getirilmiş değildir. Üstelik yayıncı Ragıp Zarakolu ile öğretim üyesi Büşra Ersanlı da son gözaltı dalgasının içine alınmıştır. Bu iki ismin gözaltına alınmaları vahim bir işarettir.

Kürt sorununun çözümüne ve barış ortamına katkıda bulunmak isteyen herkes Kürt siyasetinin değişik unsurlarıyla ilişki kurabilir, bu da asla suç değildir.

Ankara'da bir kısım yetkilinin kafası bu derece karışmışsa hemen kendilerini gözden geçirsinler. Bu operasyonlarla girilen yolun ucunda aydınlık yoktur.

Sultan Özer (Evrensel): Sıra barışın kalemlerinde

Prof. Dr. Büşra Ersanlı'nın ardından Yazar Ragıp Zarakolu'nun da son yapılan 'KCK' operasyonları kapsamında göz altına alınması, sıranın, barışın kalemlerine geldiğinin göstergesi oldu. BDP'li birçok seçilmiş milletvekili, belediye başkanı, parti yöneticisi ve üyesinin tutuklanmasının ardından sıra artık Kürt sorununda barışçıl, demokratik çözümü savunanlara, aydın, sanatçı, bilim insanlarına geldi.

Nabi Yağcı (Taraf): Kötü gidişat


Ersanlı ve Zarakolu'nun da KCK operasyonları kapsamında gözaltına alındığı haberini okudum. Can sıkıcı ... Kalemini tarihî gerçeklerle yüzleşmek için, halkların özgürlüğü için kullandı hep. Ermeni meselesinin aydınlanması, Kürt sorunu en yoğun ilgi konularıydı. Gözaltına alınma gerekçesi "terör" ise, terörle uzaktan yakından ilgisi olmadığına hiç kuşkum yok.

KCK operasyonlarının yanlışlığını başından beri tekrarlayanlardan biriyim. Diyarbakır'da KCK davasının ilk celsesini de izlemiştim, daha açılır açılmaz haksız, çürük bir dava olduğu besbelliydi. Halkın seçilmiş temsilcilerini içeri atmanın siyasetin alanını daraltmaktan başka sonuç vermeyeceğini görmemek için kör olmak gerekirdi.

(...) barış demokrasiyle birlikte gelmeli ve barışın güvencesi özgürlükçü demokrasi olmalı.

Umur Talu (Habertürk): Çala klavye notlar

Düğün yapabilen, tören yasaklayınca hamasici ile hamasetçi birbirine girdi! Oysa "cumhuriyet"ten özgürlük, eşitlik ve kardeşlik anlatmamakta mutabakat tam! Dil esasen ortak, sadece şive farklı! O yüzden, KCK tutuklamalarının Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nu da alan iştahında da birleşiyorlar.Canlı, cansız bombalarla da, onca can pahasına ve nefretlerle şiddetlenen bir cumhur ile (n)iyeti!

Yıldırım Türker (Radikal): AKP'nin savaşı

KCK tutuklamalarında sıranın Prof. Büşra Ersanlı'ya kadar gelip dayanmış olması, AKP hükümetinin muhalif sözü kökünden kurutup siyaset alanını bombardımana tutma gayretinin zirve noktasını oluşturuyor.

(...) Onu bir savaş taktikçisi olarak yutturmaya çalışanları tarihe havale etmek yetmez. KCK tutuklamalarına karşı can havliyle haykırmak zorundayız. Yoksa eli kulağında, ölüm kazanacak. ... Büşra Ersanlı gibi Ragıp Zarakolu da BDP Parti Meclisi üyesi olduğu için gözaltına alındı. ... Hükümet yandaşı zevat ne kadar küfrederse etsin, tekrar ediyorum: Bu savaş. AKP'nin savaşıdır.

(...) Bu zihniyet ve bu uygulama sürdükçe Türkiye şiddetle baş edemez.

İhsan Çaralan (Evrensel): Önce cezalandır, sonra yargıla


Bu kapsamda yürütülen soruşturmalar da; "Önce tutukla, sonra aylarca cezaevinde kalsın, operasyonlar operasyonlara eklensin, bir 'kanıt' bulunursa ne ala, bulunmazsa da zaten verilebilecek ceza kadar yatırılmış olur" mantığı ile yürütülüyor.
(...)AKP Hükümeti de bir yandan kendisini demokrasi ve özgürlüklerin savunucusu olarak ilan ederken, özgürlük ve demokrasi isteyen, barış ve kardeşlik isteyenleri "bölücü", "terörist", "teröristlerin uzantısı", "terörizmin destekçisi" olarak suçlamaktadır.

Selçuk Candansayar (Birgün): Büşra Ersanlı'ya takılan sarılan sarı yıldız


Büşra Ersanlı'nın gözaltına alınmasıyla iktidarın Kürt sorununu çözme stratejisinin temel izleği açık seçikleşti. Süreçteki her tutuklamanın tartışmalı olduğu bir gerçek ama Ersanlı'nın gözaltına lınmasının sembolik bir değeri var. İktisar bloku Türkiye'ye Ersanlı ile bir mektup gönderdi.

(...) Mektup, özelde Kürt sorunu genelde demokratikleşme süreci üzerine kafa yotan ve çözüm için etkin çaba harcayanlara ve süreci izleyenlere bir mesaj içeriyor.

(...) İktidar bloku, Kürt sorunu ve demokratikleşme konusunda kendisinden farklı düşünen herkese ama özellikle aydınlara, "Ya bendensin ya da sana PKK'li muamelesi yaparım" haberini yolluyor.