Polemik & Kulis
27 Nis 2014 08:42 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:07

Veda yazısı 'Yurt'u salladı, gazete açıklama yayınladı! (Medyaradar/Özel)

Yurt Gazetesi yazarı İnci Hekimoğlu’nun “Veda” yazısı, gazete yönetimini rahatsız etti.

Yurt Gazetesi yazarı İnci Hekimoğlu  “Hoşçakalın derken…” başlığıyla yazdığı son yazısında “medya etiği”, “tetikçi gazetecilik” gibi konulara değinirken yaptığı, “1980 öncesi Aydınlık Gazetesi’nin solcuları hedef gösterdiği ve Doğu Perinçek’in bugün AKP’ye destek vermesinin şaşırtıcı olmadığı” tespiti yönetimin tepkisine neden oldu.
Hekimoğlu’nun yazısının ertesi günü gazete, Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın talimatıyla bir “Açıklama” yayınlayarak, bu görüşlere katılmadığını belirtti.
İşte İnci Hekimoğlu’nun 26 Nisan 2014 tarihli yazısı ve gazetenin “Açıklama”sı…

***

Hoşçakalın derken...

İki yıla yakındır içinde bulunduğum Yurt Gazetesi'yle vedalaşırken, pek çok meslektaşım gibi duygusal bir yazıyla veda etmek isterdim de kalemim o tarafa gitmedi.

“Söz uçar yazı kalır” denirdi, artık yazıların bile uçtuğu bir süreçteyiz. Bir gün önce atılan manşetlerin bir gün sonra yok sayıldığı, gazetecilik etiğinin iktidarın eteği altında piyasa malı haline geldiği bir dönem bu.

Gazeteciliğe ilk başladığım yıllarda Babıali Yokuşu'nu çıkarken, kutsal topraklara ayak basıyormuş gibi hissederdim kendimi, şimdi mesleğimizi söylemekten utanır hale geldik. Yandaşların sık sık söylediği gibi; “Nereden nereye!” değil mi!?

12 yıllık AKP iktidarının toplumda yarattığı kutuplaşma ve biriktirdiği öfke, doğal olarak medyada da karşılığını buldu. Bir yanda; mesleki birikim ve deneyim, ilke ve ahlak hızla itibarsızlaşırken; “AKP yandaşıyım” demekten “mahcup” olmayan, temel misyonlarının kamuoyunun haber alma hakkı olduğu gerçeğini çöpe atan, her biri birer propaganda makinesi olma görevini üstlenmiş, şirretlik ve çirkeflikleriyle prim yapan çapsızlar sürüsü adeta medyayı teslim aldı.

Hatta o hale geldi ki, gücünü iktidardan almanın rahatlığıyla her tür pervasızlığı yapabilen 'gazeteci'ler, karşı cephedeki meslektaşlarını hedef gösterecek kadar dip yaptı.

Bu döneme kadar bunun tek istisnası 1980 öncesi Aydınlık Gazetesi'nin sicilinde yazılıdır. Devrimcilerin fotoğrafını, adını, adresini kapaktan yayınlamış, sivil ve resmi faşistlere dehşet bir istihbarat 'gazeteciliği' ile 'derin' hizmetler yapmıştı. Hâlâ “sol”cu olduğunu iddia edebilen Doğu Perinçek'in geçmişini iyi bilmeyenler, bugün Silivri'den çıkar çıkmaz AKP iktidarına yanaşmasına şaşırabilir ama bu 78 Kuşağı için hiç şaşırtıcı değildir.

Evet, eskiden de iktidar ya da MGK yanlısı kalemler vardı ama doğrudan “Alo Fatih” hattı kuracak, baskı ve sindirmeyle biriken “havuz”larda medya yaratacak kadar kimse ileri gitmemişti.

Öte yandan, kendisini “muhalif” olarak konumlandıran medya da başka bir handikapla boğuşuyor. Önemli bir bölümü iktidarın yarattığı ekonomik kuşatma, ilan ve reklam verenler üzerindeki baskı, gelir kaynaklarının tamamen kapatılması gibi nedenlerle ya havlu attı ya da küçülmeye gitti. Dolayısıyla havuz medyası ile rekabet etme şansları neredeyse sıfır. Bu doğru, ama bir başka gerçek daha var.

Daha başlangıçta gerçekçi bir fizibilite çıkaramamaları, kitlelerini iyi belirleyememeleri, kurumsallaşamamaları, en önemli rekabet avantajları olması gereken habercilik ve haberciyi onların da çok önemsememeleri kaçınılmaz olarak dar boğazı da beraberinde getirdi.

En az bunlar kadar önemli bir başka gerçek de; muhalif olarak durdukları ideolojik konuma göre gazetecilik yapmayı seçmeleri oldu. Objektif, güvenilir, özgürlükçü, referans olabilecek bir gazetecilik yapmakta yetersiz kalınca, okur kitlesini de genişletemediler.

Kısacası bu sıkışmışlık içinde kendisine yer bulamayan, yer bulsa para alamayan, para alsa gazetecilik yapamayan basın emekçileri, bence medya tarihinin en zor döneminde ayakta durmaya çalışıyor. Tabi muhalif basın patronları da... Bunlardan biri de Yurt Gazetesi. Varlığını sürdürebilmek için küçülmeye giden gazete, Bağımsız Dergisi'nin yayınına 'belirsiz bir süre' ara verdi.

Yani Mayıs sayısından sonra Bağımsız Dergisi ve ben size veda ediyoruz.

Ama eminim, Alaşara (Gün ışığı) bu karanlık günlere rağmen bir yol bulup, bizi bir yerlerde yakalayacaktır.

Hoşçakalın...
  
***
AÇIKLAMA

Gazetemizin dünkü sayısında yayınlanan arkadaşımız İnci Hekimoğlu'nun yazısında yeralan Aydınlık Gazetesi ve Doğu Perinçek hakkındaki değerlendirmelere katılmadığımızı okurlarımıza açıklıyoruz.

YURT GAZETESİ

MEDYARADAR/ÖZEL