Röportaj
07 Oca 2018 11:36 Son Güncelleme: 24 Kas 2018 01:55

Usta yönetmen Steven Spielberg: Benden iyi gazeteci olurdu!

“Jaws”, “Shindler’s List”, “Jurassic Park” gibi birçok önemli filme imza atan yönetmen ve yapımcı Steven Spielberg, yönetmen olmasaydı gazetecilik yapacağını söyledi

"Ben hâlâ gazetelerden haber okuyorum, internetten takip etmiyorum" ünlü yönetmen, bu zamana kadar okudupu en etkili haberleri, " Birincisi Neil Armstrong’un aya ayak basması... O hâlâ aklıma kazılı bir haberdir. İkincisi içime işleyen, çok hüzünlü bir haberdi; John F. Kennedy suikastı" diyerek analttı.

Hürriyet'ten Barbaros Tapan'ın sorularını yanıtlayan yönetmen ve yapımcı Steven Spielberg'in açıklamaları şöyle:

◊ Son filminiz “The Post”, Amerikan halkının Vietnam savaşına bakış açısını değiştiren Pentagon belgelerinin ortaya çıkarılma sürecini anlatıyor. Nasıl gelişti proje?


- Her şey şubat ayında başladı. 31 yaşında bir yazar, senaryoyu Sony Pictures’ın eski başkanı Amy Pascal’a göndermiş, Amy de bana gönderdi. Ben de “Ready Player One” adlı başka bir film üzerinde çalışıyordum. Zaten şimdi de çekim aşamasındayım ama “The Post”un senaryosunu okuduktan sonra tüm işlerimi bir kenara bırakıp bu filmi yapmak istedim. Eğer takvimime göre gitseydim benim müsaitlik durumum için beklememiz gerekecekti. Dolayısıyla planlar değişti ve hemen çalışmalara başladık.

◊ Siz, Tom Hanks ve Meryl Streep ilk defa bir projede bir araya geldiniz değil mi?

- Tom ile Meryl daha önce birlikte hiç film yapmamışlar. Gerçekten inanılır gibi değil. Tom ile benim 5’inci filmimiz fakat Meryl ile çektiğim ilk filmim... Meryl ile yıllardır tanışsak da profesyonel olarak hiç çalışmamıştık. Bir türlü filmlerimde ona uygun rol yaratamıyordum. “The Post”un senaryosu gelince Meryl’den daha uygun kimse aklıma gelmedi. Böylelikle Tom ve Meryl birlikte film yapma şansına sahip oldu, ben de bu iki harika aktörün birlikte ilk projelerini yönetme şerefine eriştim.

"Şirketlerimi hep kadınlar yönetti"

◊ Filmde Meryl Streep, The Washington Post’un sahibi Katharine Graham’i canlandırıyor. Filmin yapımcılarından bir tanesi Amy Pascal yine güçlü bir kadın. Siz de bu piyasanın en başarılı ve güçlü kişilerinden birisiniz. Etrafınızda güçlü kadınlarla çalışmak nasıldı?


- Benim şimdiye kadar birçok kadın iş arkadaşım oldu. İş arkadaşlarım bir tarafa, şirketlerimi kadın yöneticiler yönetti. Kathleen Kennedy çok uzun yıllar Amblin Entertainment’ın başındaydı. Aynı şekilde DreamWorks Animation’ın başında 12 yıl bir kadın, 7 yıl da başka bir kadın yönetici vardı. İşlerimde kadınlar her zaman önemli roller oynamıştır çünkü çok güçlü bir annem vardı. Anneden öte zor bir arkadaş gibiydi. Ondan zor insanları idare etmeyi ve insan ilişkisi kurmayı çok iyi öğrendim. Annemden öğrendiklerimin ötesinde kadınların şirketlerde aile kültürünü daha iyi yarattıklarını ve her türlü ortama daha rahat uyum sağladıklarını gördüm...

◊ Sizden iyi bir gazeteci olur muydu?

- Kesinlikle olurdu! Eğer yönetmen-yapımcı olmasaydım seçeceğim tek meslek gazetecilik olurdu.

◊ Haberleri internetten mi, gazeteden mi takip ediyorsunuz?

- Ben hâlâ gazetelerden haber okuyorum, internetten takip etmiyorum.

◊ Bu zamana kadar okuduğunuz en etkileyici haber neydi?

- İki tane var; birincisi Neil Armstrong’un aya ayak basması... O hâlâ aklıma kazılı bir haberdir. İkincisi içime işleyen, çok hüzünlü bir haberdi; John F. Kennedy suikastı.

◊ Her tarzda film yapabilmeyi nasıl başarıyorsunuz?

- Eğer kurguya, eğlenceye yönelik bir film yapıyorsam tamamen kendi vizyonumla, hayal gücümden besleniyorum. Gerçek bir hikaye ya da tarihi, politik bir hikaye anlatıyorsam o zaman gerçeğin peşinde koşuyorum. İşin içine çok az hayal gücü, çok fazla araştırma, gerçek avcılığı ve bulduğumuz gerçekleri kontrol etme giriyor. Lincoln’de şimdi “The Post” için de çok fazla araştırma yapıldı. Bulduğumuz bilgilerin gerçekliği kontrol edildi. Çünkü böyle filmlerde hikayedeki her şeyin gerçekten olmuş olmasını istiyorum. Böyle filmlerde benim hayal gücüm engellenmeli.

"İyi bir seyyah değil"

◊ Birçok farklı ülkede bulundunuz. Sizi en çok etkileyen hangisiydi?


- İyi bir seyyah değilim. Çektiğim filmler beni nereye sürüklerse oraya gidiyorum. Film çekmiyorsam da eşim nereye gitmek isterse oraya gidiyoruz. Ben şahsen boş vakitlerimde evde oturup televizyon izlemeyi tercih ederim ama işim ve eşim sebebiyle evde kalamıyorum. Ama kültürel açıdan bakarsam beni en çok Çin etkiledi.

◊ Gençlik yıllarınızdaki Steven’a bir tavsiyede bulunacak olsanız bu ne olurdu?

- Rahat ol! Kendini bu kadar sıkma. Eninde sonunda başaracaksın, endişelenme...

"Film yapmak bina dikmek gibi"
◊ Hollywood’da başarının sırrı çok çalışmak mı, yetenek mi?


- Yaratıcılık açısından mı, teknik konulardan mı bahsediyorsun?

◊ Artistik yönden...

- O zaman yetenek... Eğer yetenek varsa her şey peşinden gelir. Film yapmak çok meşakkatli bir iş. Bina dikmek, ev yapmak gibi...

Minicik parçaları birleştiriyorsun, o minik parçaları birleştirmek için yüzlerce kişi çalışıyor.

Bazen set kurulurken kenarda oturup izliyorum, bir yanda ışıklar, araç-gereçler yerleştiriliyor, bir tarafta oyuncular diyalogları çalışıyor.

Aynı anda o kadar çok şey oluyor ki...