Medya
18 Ağu 2021 07:10 Son Güncelleme: 18 Ağu 2021 09:05

Uğur Dündar Sedat Peker'e hak verdi! ‘Birileri birtakım hesaplar yapmış…’

Uğur Dündar, KRT’de yayınlanan programda, Sedat Peker'in sokağa çıkmayın uyarıları ve provokatif olaylar hakkında konuştu.

KRT’de yayınlanan ‘Şimdiki Zaman’ programında konuşan Uğur Dündar, Afganistan Kabil Havalimanı’nda yaşanan dehşet verici görüntüleri değerlendirdi. Dündar, şu ifadeleri kullandı;

“TÜM İNSANLIĞA VERİLMİŞ İBRET DERSİDİR”

*Böyle bir olaya daha önce tanık olmadım ama dünden beri maalesef tanıklık etmiş bulunuyoruz. Bu aslında nedir biliyor musunuz? Bu aslında bütün dünyaya, tüm insanlığa verilmiş olan bir ibret dersidir.

*Bu görüntüler bize şunu anlatıyor, ABD’nin daha doğrusu emperyalizmin ipi ile kuyuya inenler bilmelidirler ki o kuyuya inerken o ip onların boyunlarına geçirilmiştir.

*Aradan onlarca yıl, belki yüzlerce yıl geçtikten sonra bile tekrar tekrar gösterilecek çok hazin görüntüler. Aslında insanlığın çöktüğü İnsanlığın o uçaktan düştüğü, ABD’nin tüm iddiasının yerle bir olduğu görüntüler bunlar.

“KONTROLSÜZ GÖÇÜ BAŞLATMIŞ DURUMDALAR”

*ABD Taliban’la masaya oturup geçen şubat ayında bir anlaşma imzalamak zorunda kaldı. Anlaşmanın en hazin tarafı neydi biliyor musunuz? ABD’nin çağdaş bir yönetim ve hukuku, demokrasiyi işler kılmak amacıyla geldiğini vadettiği o ülkede işbaşına getirdiği Afgan İslam Cumhuriyeti yönetiminden tek bir kelimeyle söz etmemesi, buna karşın İslam Emirliği adı altında Taliban’dan tam 15 defa söz etmesiydi.

*Afganistan’a bundan daha büyük bir kötülük yapılamazdı. Arkasında bir daha batı ülkelerini terörle tehdit etmeyeceği öne sürülen Taliban’ın ve iş savaşın yakıp, yıktığı perişan ettiği bir ülke bıraktı ve adeta kaçarak Afganistan’dan uzaklaştı gitti.

*Sadece kaçarak gitmedi, peşi sıra kendisine hizmet etmiş, kendi saflarında savaşmış ve Taliban’dan fena halde korkan yüz binlerce, milyonlarca Afganlıyı bıraktı. Şimdi onlar akın, akın kaçacak yer arıyorlar, sınırlara hücum ediyorlar, belki de tüm dünyanın yıllarca sorunu olabilecek bir kontrolsüz göçü başlatmış durumdalar.

“MEHMETÇİĞİN GÖREVİ TALİBAN’A KARŞI SAVAŞMAK DEĞİL, SINIRLARIMIZI KORUMAKTIR”

İktidara da eleştiride bulunan Dündar, Mehmetçiğin görevinin Taliban’a karşı savaşmak değil, ülke sınırlarımızı kontrolsüz göçe ve gelebilecek tehlikelere karşı koruması olduğunu söyledi. Dündar, şöyle konuştu:

*Bunun üstüne ülkemizi yöneten AKP iktidarı kalktı Afganistan’da bütün bu olacaklarını bilenler, eskinin deneyimli engin birikim sahibi diplomatları ‘Afganistan’a Mehmetçiği göndermek şuursuzca bir davranış olur, akıldışı bir davranış olur’ diye uyarmalarına rağmen halen düne kadar acaba Kabil Havaalanı’nın işletmesini yapan Mehmetçiğe ilaveten ABD adına orada vekaleten savaşacak Mehmetçikleri gönderebilirmiyizin arayışı içindeydiler.

*Bu hakikaten bir şuursuzluktu ve son 48 saatte, 72 saatte yaşadıklarımız işte o bilge kişilerden biri olan emekli büyükelçi sayın Şükrü Elekdağ’ın defaatle benim köşemde yaptığımız söyleşilerde belirttiği gibi permeperişan bir Afganistan kaldı geriye, Taliban hakimiyeti kaldı.

*Güçlenmiş bir El Kaide var şu anda Afganistan’da ve ne olacağı meçhul bir sürecin başlangıcındayız. Dileriz oradaki halen görev yapan Mehmetçiklerimizin hiç birinin kılına zarar gelmez. En büyük dileğimiz bu. Ve oradan gerektiği gibi Mehmetçik de vatanına döner ve burada sınırlarımızı koruma görevini üstlenir.

*Mehmetçiğin görevi Afganistan’da Taliban’a karşı savaşmak değil, bizim sınırlarımızı kontrolsüz göçe ve dışarıdan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı korumaktır. Mehmetçiğin başka bir görevi olamaz.

“ONDAN BAŞKA SİZİ KORUYACAK HİÇ BİR GÜÇ YOK ONA SARILIN”

Dündar, Afganistan’da yaşananlarla ilgili AKP’ye seslenerek, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek gösterdi. ‘Dönün bu yanlıştan’ diyen Dündar şöyle konuştu:

*Amerikan askeri nakliye uçağının, peşinden koşanları ve düşüp hayatını kaybedenleri görüyoruz. İçeriye 640 kişiyi almışlar, tıklım tıklım doldurmuşlar. Ama bazıları son bir umutla uçağın kanatlarına tutunmuşlar, daha sonra da düşüyorlar.

*Bu fotoğraf bize şunu anlatıyor; özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’ne tutunacak dal arıyorsanız, bunun tek bir adresi var. Büyük önder Ulu Önder Atatürk’ün kurduğu laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun kuruluş felsefesi…

*Ondan başka sarılacak hiçbir dalımız yok. Ondan başka sizi koruyacak hiç bir güç yok. Ona sarılın. Vakit geç olmadan sadece ve sadece ona sarılın onun izinde yürümeye gayret edin. Dönün bu yanlış yoldan.

*Vazgeçin bu çıkmaz sokaklarda macera aramaktan ve ulusumuzu maceralara sürüklemekten. Atatürk göstermiş, demiş ki ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umutsuz olmadım.’ Bu Türkiye’yi bilenler, Türkiye’nin gücünün farkına varanlar bu değerli insan malzemesini görenler, idrak edenler işte umutsuz durumun olmadığını da anlayacak  olanlardır.

Sözcü yazarı Uğur Dündar, organize suç örgütü liderliğinden hüküm giymiş Sedat Peker’in sosyal medyadan yaptığı son paylaşımlarla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“TAHRİKLERİN DOZU BELKİ DE ARTARAK DEVAM EDECEK’

*Sedat Peker ısrarla sokakta bir gerginliğin, hatta bir çatışma atmosferinin yaratılmak istendiğini ısrarla uyarıyor. Tivitlerini paylaştığı tarihten bu yana hemen hemen her mesajında bunun altını çizerek ifade ediyor. Türkiye’de bir kardeş kavgasının, bir iç çatışmasının körüklenmek istendiği uyarısını yapıyor ve asla bu tahriklere kapılınmaması gerektiğini belirtiyor.

*Ben de aynı düşüncedeyim. Tahrikler var, belki bunların dozu artarak devam edecek. Birileri bir takım hesaplar yapmış ve bunları hayata geçirmek için fırsat kollar hale gelmiş bulunabilir, bunların işaretlerini alıyoruz.

*Ama ben şunu da her gittiğim yerde görüyorum, siyasetin doruklarında ne kadar büyük kutuplaşma ne kadar büyük ayrışma gayretleri sergilenirse sergilensin sokaktaki yurttaşlarımız, özellikle hepimizi üzen, hepimizi derinden etkileyen bu doğal afetlerde yine kenetlenmeyi başarıyor, yine bir ve bütün olmayı sürdürüyor. Bu da bizim yüce Türk milletinin çok büyük hasletlerinden biri.

“AYNI ENDİŞEYİ BEN DE TAŞIYORUM”

Sedat Peker’in SADAT tehlikesine dikkat çektiğini belirten Dündar, kendisinin de aynı endişeyi taşıdığını aktardı. Dündar, şunları söyledi;

*Burada Sedat Peker, bir şeye daha dikkat çekiyor. Ben de onun çok tehlikeli bir yapılanma adeta bir örgüt olduğuna inanıyorum. SADAT’tan bahsediyor. SADAT’ın bu bahsettiği tehlikenin zuhur etmesi halinde bir vurucu güç olarak sokaklara inmesinden endişe ettiğini söylüyor.

*Aynı endişeyi bir yurtsever olarak ben taşıyorum. Sedat Peker ayrıca 2023 yılına kadar bir takvim hazırladığını videolara da devam edeceğini söylüyor ve kendisiyle ilgili olarak özellikle FETÖ çevrelerinin ortaya attığı ‘uzlaştı, işte bir takım pazarlıklar yaptı’ iddialarının aslında asılsız olduğunu ifade etmeye çalışıyor.

*Biz tabi bir suçlu veya suçluyu övmenin arayışı içinde değiliz. Biz yurtsever olarak ülkemizin gerçeklerini konuşup, halkımızı onların gerçekleri öğrenmeye hizmet ederek bilinçlendirmek ve uyarmak konumundayız. Büyük hesaplar yapıldığı artık ortada. Artık bunu kuşkuyla veya başka ifadelerle anlatmanın yersiz olduğunu düşünüyorum.

“PROVOKATİF GİRİŞİMLER BELLİ BİR YERDEN PLANLANIYOR”

İYİ Parti lideri Meral Akşener’e yapılan provokasyonlara da değinen Dündar, sözlerini şöyle sürdürdü;

*Meral Akşener’e yönelik olarak sürdürülen provokatif girişimler belli bir yerden, belli bir odaktan planlanıyor ve her gittiği ilçe veya ilde bunlar dile getiriliyor. Sayın Cumhurbaşkanı bir süre önce ‘Bunlar güzel günleriniz, daha neler olacak, neler’ demişti, ve onun bu sözleri gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde bizim ürkmemizin ve endişelenmemizin de haklı olduğu ortaya çıkıyor.

*Türkiye dünyanın en güzel ülkesi ve Atatürk bize eşsiz bir armağan ilan etmiş Cumhuriyet… Cumhuriyetin değerini bu zor günlerde, çevremizde bu coğrafyada yaşanan olaylara baktığımızda çok daha değer vererek anlıyoruz ne kadar eşsiz bir emanet olduğunu.

*Bizim yapacağımız bütün gücümüzle cumhuriyete sahip çıkmak, Mustafa Kemal’in askeri olduğumuzu her fırsatta göstermek ve Türkiye’nin bu karanlık günlerden çıkışının tek yolunun kuruluş felsefesinde yattığını bilmek olacaktır. Başka çıkış yolu yok. Bizi bu karanlıklardan, dar boğazlardan yine cumhuriyet, yine cumhuriyetin kuruluş felsefesi çıkaracak.