Medya
01 Ağu 2014 12:57 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:31

Türkiyeli oyuncular korkak mı?

Fatih Akın’ın “Hrant’ı canlandıracak Türkiyeli oyuncu bulamadım, korktular” demeci ortalığı karıştırdı. Gerçekten Türkiyeli oyuncular bir rolü geri çevirecek kadar korkak mı? Murat Tolga Şen yazıyor…

The Cut’ın fragmanları dönmeye başladığı şu sıralarda Fatih Akın, Agos gazetesinden Evrim Kaya’ya bir röportaj verdi. Fragmanı izledim, röportajı okudum. İzlediğimden anladığım kadarıyla, Fatih Akın Hollywood stiliyle bir tür Anadolu Westerni çekmek istemiş, 70’lerde sinemalarımıza düşen epik filmlere epey yakın bir tarz denemiş. 1915’te, tehcir sırasında yaşananlara sırtını dayayan bir macera filmi… Eleştirmen ya da festival değil de daha çok seyirci odaklı olduğunu düşünüyorum ben ancak filmi görmeden bu kadar tahmin yapmak bile yanlış.

Filmden, Cannes’a aday olup sonra da adaylığını çekmesi (o konu da enteresan) yüzünden haberi oldu çoğumuzun. Henüz sisler içinde bir yapım olduğu için kimseler üstünde durmadı ancak fragman ve röportaj hem heyecan hem de infial yaratmışa benziyor.

Röportajın bir yerinde,

“Aslında ‘Soul Kitchen’dan sonra Hrant Dink hakkında kurmaca bir film yapmayı planlamıştım. Hrant’ın Agos’ta yayımlanan yazılarından 12’sini temel alan bir senaryo yazdım. Bu avangart bir projeydi, çünkü yazılardan bazıları bilgilendirici makaleler, bazıları Hrant’ın kişisel anekdotları, bazıları da 1915’le ilgili anlatılardı. Metin zengini bir senaryoydu. İyi bir film olur muydu, bilmiyorum. Fakat hiçbir Türk oyuncuyu Hrant rolünü oynamaya ikna edemedim, hepsi senaryomu fazla sert buldu. O yüzden de projeyi dondurmak zorunda kaldım. Hiçbir oyuncuya zarar gelsin istemezdim, ama Hrant’ı anlatan bir filmin ‘Türk filmi’ olması da önemliydi.”

diyor Fatih Akın…

Bu demecin üzerine, özellikle sosyal medyada, günlerdir  bir polemik dalgası oluştu. Bir kısmına ben de dahil oldum. Çünkü bir sinema yazarı olarak Fatih Akın’ın Hrant Dink projesinden haberim yoktu ve tanıdığım hiçbir oyuncu da, "bana böyle bir teklif geldi ama şu sebeple istemedim oynamak" demedi.

Önce şu yanlış anlamayı düzeltelim; The Cut, Türkiyeli oyuncuların Hrant Dink’i canlandırmaktan korktuğu iddia edilen film değil… O proje, Hrant’ı canlandıracak Türkiyeli oyuncu bulunamayınca sonlanmış ve yönetmen oradan bazı parçalarla birleştirdiği ve daha çok bir western olarak nitelediği The Cut'ın senaryosunu yazmış... İnsan ne yazdı da herkes bu kadar korktu diye düşünmeden edemiyor. Keşke çekemediği filmin senaryosunu internet uzayına salsa da okusak…

O çekilemeyen film için kurduğu cümlelere de dönersek,

Kim oynamadı, niye oynamadı? Her senaryoda Hrant oynanacak diye bir şart yok, okursun, bakarsın, karakterle, filmle ilgili sıkıntılar sezersen kabul etmezsin. Cidden kaç kişiye senaryoyu okutmuş da olumsuz cevap almış, merak ediyorum?

Bize gerçekten somut veriler lazım. Türkiyeli oyuncular şu anda zan altında. Herkes, “bana böyle bir teklif gelmedi, gelseydi seve seve oynardım” diye açıklama yapıyor. Fatih Akın'ın filminde Hrant'ı oynama şansını hangi oyuncular, ne sebeple ittiler, bilmek istiyorum ben!

Fatih Akın, The Cut için “Benim parçası olduğum Türkiye bu filmi görmeye hazır” demiş ancak buna da katılmıyorum, hem de can-ı gönülden istediğim halde. Çünkü biz geçen yıllar içinde hem duyarlılıkları hem de nefretleri körükledik.  Fatih Akın, film gösterime girdikten sonra bunu ilk elden tecrübe edecek. Biz artık çaya bile bandırılamayacak kadar küçük bir parçasıyız Türkiyenin... Bazen, geleceği görmek için kahin olmaya gerek yok ama kim bilir, belki de istediği budur.

Son olarak, Fatih Akın yine aynı röportajda amacının 1915 olaylarını, tehcirde yaşanan acıları anlamak ve iki toplum arasında bir köprü kurmak olduğunun altını çiziyor ama bence o amaç bu filmi aşar. Bize her iki tarafın bakış açısına sahip, klasik kahraman-macera formüllerinden üretilmemiş filmler lazım bunu başarmak için, haksız mıyım?

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com