Röportaj
28 Tem 2013 12:29 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:18

TÜRKAN ŞORAY BENİM BÜTÜN FİLMLERİMDE ÖPÜŞTÜ!

Ünlü yönetmen Ülkü Erakalın defne samyeli ile samimi bir röportaj yaptı. Erakalın çektiği fimleri ve Türkan Şoray'ı anlattı.

İşte o röportaj!

Erakalın'ın erotik filmleri bir yana her filminde mutlaka öpüşme sahnesi var: "Türkan Şoray benim bütün filmlerimde öpüştü. Türkan 17 yaşında gelmiş elime. Bana 'Benim kanunum var' diyecek yüzü yok. İlk hocalarından biriyim"

Türk sinemasına 200'den fazla filmiyle damga vurmuş yönetmen Ülkü Erakalın da bir dönemin erotik furyasından nasibini almış. En fazla10 tane erotik film çekmiş olsa da adına yapışıp kalmış bu filmler. Yeşilçam'ın birçok ünlü yıldızıyla çalışan Erakalın'ın erotik filmleri bir yana her filminde mutlaka öpüşme sahnesi var: "Türkan Şoray benim bütün filmlerimde öpüştü. Türkan 17 yaşında gelmiş elime. Bana 'Benim kanunum var' diyecek yüzü yok. İlk hocalarından biriyim"


Ülkü Erakalın, tanıyanların melek olarak anlattığı hoşluk ve nezakette, olağanüstü yumuşak tavırlı ve kibar bir beyefendi.
80 yaşında ama inanın, en az 15 yaş genç gösteriyor. "Belki Selanikli genlerimden" diyor. Vasfi Rıza Zobu ve Cemal Reşit Rey'in öğrencisi olmuş Erakalın'ın elinde şimdiye kadar çektiği her filmin afişi var. Erotik filmler hariç.
Röportaj esnasında en az dört kere "Hiç pişman değilim" dediyse de, o filmleri hafızasından silmek ister gibiydi. Yine de olanca açıklığıyla o dönemin dinamiklerine ışık tutacak pek çok açıklama yaptı, tüm sorularıma içtenlikle cevap verdi.
İyi pazarlar.

Yeşilçam'ın seks filmleri dönemi sizin için ne ifade ediyor?

Şimdi, ben bunlara erotik film diyorum. Hiç seks filmi çekmedim. Katiyen, hiçbir yönetmen çekmedi sanırım.

 Peki niye "sanırım"?

O dönem sinemacılar, başka filmden o tür sahneleri alıp bizim çektiklerimize monte ediyorlardı. Özel seans koyuyorlardı. Müşterileri vardı çünkü. Buna "parça eklemek" denir.

 Sizin filmlerin içine de "parça" koyuyorlar mıydı?

Evet. Ben görmedim ayrıca. Hiç izlemedim son halini. Bazı erotik filmlerimde doğru düzgün hikayeler vardır ve ben çok güvenerek çektim bunları.

 Kaç tane erotik film çektiniz?

10'u geçmez. Baktınız mı daha
çok gibi görünüyor. Niye? Biz bir film çekerdik. Onun sahnelerine "parça"yla ek yapar, uzatır, en az iki film çıkarırlardı. Çektim öyle film ama neden çektim, esas o çok önemli.

 Neden çektiniz?

Şimdi, ben 70'lerin sonuna doğru "Ablam" diye bir film çekiyordum. Yıldız Kenter, Yıldırım Önal, Fikret Hakan'la. Eskiden bugünkü gibi blok işletmeciler yoktu. Bölgeler vardı. Ben filmi bitirmeden bu filmin Adana'sını ve İzmir haklarını Mehmet Karahafız'a sattım. Osmanlı Film'e yani. Fakat yetiştiremedim taahhüt edilen tarihe. Ben hep sinema için yaşamışım, ne bilirim öyle icraydı, mahkemeydi... Yeni tanıştım. Meğerse Karahafız bana icradan kağıt göndermiş, filmi teslim et diye. Tamam mı? Ben öyle bir kağıt almadım. Ve bu filmin montajını yapmak üzere stüdyoda çalışırken iki polis geldi. O zaman da Emniyet Müdürlüğü Sirkeci'de, Sirkeci Garı'nın karşısında. Arabalarına bindirdiler. Beni orada mahzen gibi bir yere attılar. Bana haber geldi, "Osmanlı Film'in avukatı sabah gelecek onunla konuşmaya" diye. O da Abdullah Şanrah. Çok önemli bir avukat, bugün hâlâ Yeşilçam'ın avukatıdır.

"En gerçek filmlerim erotik olanlardı çünkü onlarda sansür yoktu"

 Ne yaptınız nezarette?

O gece sabaha kadar ağladım. Yalnız da değilim. Hayat kadınları var, bağıranlar, çağıranlar, sarhoşlar... Sabah da Abdullah Şanrah geldi. "Ülkü sen şu filmi taahhüt etmişsin
şu tarihe, teslim etmedin. Ama Karahafız çok efendi davrandı. Eğer iki-üç tane erotik film çekersen, seni hemen çıkartacağız buradan" dedi. Şanrah yaşıyor. Sorabilirsiniz. Karahafız öldü.

 İlk erotik filminizin adı neydi? Ve kimi oynattınız?

Hepsini hatırlamıyorum. İsimlerini değiştirirlerdi. "Kadınlar Hamamı" olmalı. Melek Görgün oynadı. Sonra, Zerrin Egeliler çok oynadı. Zerrin Egeliler, şimdi Bursa'da, evli; o zaman Emniyet'ten bir sevgilisi vardı. O bana güvenir, Zerrin'in filmlerini sırf bana çektirirdi.

 Neden? Nelere dikkat ederdiniz?

Onları koruyabildiğim kadar korurdum. Çok açık sahne koymazdım. Ve çok enteresan bir şey söyleyeceğim, en gerçek filmlerimi ben bu erotik filmlerde çektim.

 Ciddi misiniz? Niçin?

Öbürlerinde sansür vardı, bilmem ne vardı. Sansür filan yoktu bu filmler çekilirken.

 Türkiye'nin siyasal koşulları, erotik sinema döneminin içerik açısından daha özgür olmasına mı neden oldu?

Tabii. Ayrıca o filmleri çektiğim için hiç pişman değilim çünkü borçlarımı ödedim adama. Yoksa hapis yatacaktım.

 Ne kadar borç ödediniz tam olarak?

O zamanın parası işte. Pek karıştırıyorum paraları.

 Sizin kadar çok iş yapmış bir rejisörün birikmiş parası yok muydu o borcu kaşılayacak?

Sinemada hiç kimsenin parası olmaz. Şimdi bile para televizyonlardan kazanılıyor. O eski Yeşilçam'da bir avuç kahraman, kendi kendimize film çektik biz.

 Kime kazandırıyordu erotik sinema?

Patronlara, sinemacılara. Bize de senet verirlerdi. Bazen de ödenmezdi.

 Filmlerin maliyeti de düşük ayrıca. Ne kadar zamanda çekilirdi?

Ben bir haftadan evvel film çekemezdim. Diğer tür filmler, dramalar falan ise 15-21 günde çekilirdi.

 Işıkçısı, sesçisi, hepsi diğer filmlerde de çalışan Yeşilçam emekçileriydi değil mi?

Tabii. Ne yapsın hepsi mecbur. Sinemalar iş yapmıyor. Geceleri aileler sokağa çıkmıyor. E çıkanlar da bayağı asi çoluk çocuk.

 Türkiye'de anarşinin tırmandığı, sağ-sol çatışmaların arttığı dönemler...

Evet. Ve nereye gidecek onlar,bu filmlere gidecekler. Aileler gitmiyordu sinemaya. Borçlarımı ödedim bu filmlerle ve birkaç tane iyi insan tanıdım. Zerrin Egeliler, Arzu Okay ve Mine Mutlu. Aslında ben bu isimlere önce başrol oynattım. Arzu'yu Zeki Müren'le oynattım, Mine'yi Türkan Şoray'la. Ondan sonra erotiğe geçtiler. Çünkü baktılar ki imkan bulamıyorlar.

Defne Samyeli/ Milliyet

RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ