Türk Televizyonculuğu'nu dünyaya tanıtan adam!

Şaşırdınız değil mi? “Böyle bir adam var ve bizim neden haberimiz yok?” dediğinizi duyar gibiyim.

Bugün sizlere bir başarı hikayesini ve başarının kesinlikle tesadüf olmadığını, aksine bunun bir “vizyon” işi olduğunu anlatacağım.

Televizyon sektöründe olanların bile çok az tanıdığı ama dünya televizyon sektörünün parlayan yıldızlarından biri o. Adı İzzet Pinto.

Kendisi Global Agency isimli format firmasının kurucusu. 10 yıldır Türkiye’de format sektöründe hizmet veriyor.

Günümüzde bile formata yeteri kadar önem verilmeyen ülkemizde 10 yıl önce bu işin önemini görerek giren ve şu anda dünyadaki format firmaları tarafından tanınan ve takip edilen bir isim.

Yazılarımda sık sık yer verdiğim bir konu format konusu ve Türk Televizyonculuğunun da ilerlemesinin anahtarı bence. Çünkü, format üretmek yerine çalmayı tercih eden yapımcılar ve kanallarımızı düşününce, Türkiye’de yapılması zor bir iş.

Fikir üretmek ülkemizde önemsenmeyen bir olay. Oysa ki, eğer format alanında dünyada söz sahibi olmak istiyorsanız “yenilikçi ve özgün fikirler” üretmeli ve bunu dünyaya pazarlayabilmelisiniz. Üstelik bunu yaparken de Hollanda ve İsrail gibi bu konuda tekelleşmiş ülkelerle de yarış halinde olmanız gerekiyor.

Henüz fikir üretimi aşamasında yetersiz olsak da, satış alanında öne çıkan isimlerden biri olmaya başladık. Bunu da Global Agency’ye yani İzzet Pinto’ya borçluyuz.

İzzet Pinto, Türk Televizyonlarında yayınlanan ve az da olsa bizim kendi üretimimiz olan formatları uluslararası arenada başarıyla pazarlıyor ve bunu yaparken de Türk formatlarının haklarını da tüm dünyada savunuyor. Gerçi dünyada bizim gibi “format hırsızı yapımcılar” pek yok ama en azından bizim formatlarımızı bizim yapımcılarımızdan da koruyor diyelim.

Ben, fikir ve yaratıcılığa önem veren bu tip firmaların ve insanların artmasını çok önemli buluyorum. Çünkü böylece Türk Televizyonculuğu uluslararası arenada hak ettiği yere gelebilecektir diye düşünüyorum.

Hala, minimum 9 saat mesaiyle masa başında çalışarak format üretilebileceğini düşünen yapım firmaları ve yabancı formatların daha çok izleneceğini düşünen kanal yöneticilerimiz var çünkü.
Zaten bu sektörün önündeki en büyük engel de bu iki grup. Oysaki yerli formatları desteklemeli ve bunların çoğalması için onlara destek olmalıyız. Yoksa her yıl binlerce mezun verdiğimiz İletişim Fakültelerinin hiçbir anlamı kalmaz.

Bu nedenle İzzet Pinto’ya sektöre verdiği bu hizmetler ve vizyonu için tekrar teşekkür ediyorum. Umarım onun gibi insanlar bu piyasada daha çok söz sahibi olur ve Türk Televizyonculuğu hak ettiği yere gelir.

medyaradar@gmail.com