Türk medyasının yeni icadı: Savaş Magazini...

Normal bir ülkede ancak ‘savaş magazini’ kategorisinde değerlendirilebilecek bazı haberleri herkesin gözüne sokmak sadece Türk medyasına nasip oldu.

Rusya-Ukrayna savaşının ayak sesleri yaklaştığında, olası bir savaşta Türk medyasının savaş haberlerine nasıl yaklaşım göstereceğini fazlasıyla merak etmiştim.

Neyse ki savaş başlar başlamaz o merakımı da giderdim. Güzide Türk medyası, bir yandan cephe hattındaki gelişmeleri aktarırken, diğer yandan da yeni bir buluşa da imza attı: Savaş Magazini…

Savaşın magazini de olur muymuş demeyin?

Biz yaptık oldu…

Savaş gibi ölümcül bir konudan bile basit magazin haberleri türetebildik,

Savaş gibi bir felaketi bile medyanın kendi içindeki bazı kısır çekişmelere alet ettik,

Savaş gibi bir insanlık suçunu bile reyting malzemesi yapmaya çalıştık,

Savaş gibi insanlık tarihinin en korkunç olaylarından birini bile iktidar-muhalefet çekişmesinin odağına çekmeye çalıştık,

Savaş gibi kültürel, sosyal ve ekonomik bir barbarlığı bile sevmediğimiz gazetecilere ve medya kuruluşlarına hücum etmenin bahanesi olarak gördük.

Savaş bölgesindeki gelişmeleri en yalın haliyle sunan bazı yayınları elbette tenzih etmek gerekir. Lakin normal bir ülkede ancak ‘savaş magazini’ kategorisinde değerlendirilebilecek bazı haberleri herkesin gözüne sokmak sadece Türk medyasına nasip oldu.

İşte bu tür haberlere ilişkin bazı örnekler…

Türk medyasından birçok gazeteci gibi Habertürk muhabiri Çetiner Çetin de cephede canı pahasına görev yaparken, onun İngilizcesiyle alay edildi.

Savaştan kaçanların görüntüleri ekranlara yansırken, Rusya Devlet Başkanı Putin’in sevgilisi olduğu iddia Alina Kabaeva’nın ülkeden kaçtığı, kızı Luiza Krivonogikh’in instagram’ını kapattığı haberleri baş tacı edildi.

Ukrayna şehirlerine bombalar düşerken, Lviv Tren İstasyonu’nda piyano, sığınakta keman çalan kadınların haberleri medyada geniş geniş kullanıldı.

Putin’in emriyle Rus ordusu Ukrayna’yı işgal ederken, Türk medyası “Rusya Lideri Putin’in yürürken neden sağ kolunu sabit tuttuğu” konusunu haberleştirmekle meşguldü.  

İnsanlar bombalar altında ölürken, sosyal medyada gazeteci Cem Küçük’ün Kalaşnikof ve AK-47’nin aynı silah olduğunu bilmediği tartışılıyordu.

Savaş en acımasız haliyle sürerken, internet medyası ve sosyal medya hararetli tartışmalar eşliğinde Youtube içerik üreticisi Adem Metan’ın neden Ukrayna’ya gittiğinin cevabını arıyordu.

Ukraynalı erkekler savaşta can verirken, bir yayına katılan Prof. Dr. Hasan Köni’nin, “Erkeklerimiz Ukraynalıların gelmesini bekliyor” şeklindeki talihsiz gafı, sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri oluyordu.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky ülkesini Rus işgaline karşı ölümüne savunurken, Türk medyası ise onun beden dilinin ve fotoğraflardaki duruşunun ne ifade ettiğini tartışmakla meşguldü.

Ukraynalılar Rus işgaline karşı topyekûn seferber olurken, Türk medyası Ukrayna’nın hangi ünlü kadınlarının savaşa katıldığını haberleştiriyor, boy boy onların üniformalı fotoğraflarını yayınlıyordu.

Yukarıda saydıklarım kısa bir araştırma sonucu gözüme ilk çarpan haberlerdi. Bunlara benzeyen ve gözümden kaçan benzer nitelikte pek çok haber olduğunu tahmin ediyorum.

Savaş devam ettikçe bu liste muhtemelen böylece uzayıp gidecek…

Bu tür haberlerin yapılmasına elbette kimsenin karşı olması gibi bir durum söz konusu değil… Ancak buradaki esas sorun, ‘savaş magazini’ olarak tabir edilen bu tür haberler, yorum ve polemiklerin asıl savaş haberlerinin önüne geçmesi…

Benzer nitelikteki haberlerin medyada geniş yer tutması nedeniyle büyük bir insanlık dramına sahne olan bu savaş, evlerimize adeta magazin programı edasıyla giriyor.

Savaş bu…

Şakası yok…

İnsanlar ölüyor, sakat kalıyor, yerlerinden ediliyor, kültürel varlıkları yok ediliyor.

Kısacası, insanlık dramının yaşandığı bir yerde konuyu magazine dönüştürmek asla doğru değil…

Bitirirken şu soruyu sormadan da edemeyeceğim…

Acaba güzide Türk medyası 2000’li yıllarda yaşanan Afrika’daki bazı çatışmalar, ikinci Çeçen savaşı, Filistin intifadası, Afganistan savaşı, Irak savaşı, İsrail-Lübnan savaşı, Suriye ve Libya savaşlarında neden bugünkü kadar ‘savaş magazini’ üretemedi? Bilenler aydınlatırsa sevinirim.