Televizyon
31 Mar 2010 22:56 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:12

TRT'DE BELGESEL SANSÜRÜ! NAZIM HİKMET'İN ŞİİRİNİ NEDEN KESTİLER?

TRT'nin Belgesel ve Kültür kanalında filmi kesilerek yayınlanan Ömer Tuncer, sansüre tepki gösterdi. İşte Tuncer'in iddiaları

Ömer Tuncer, 2007 yılında "Kuruluştan Kurtuluşa - Anadolu'da Yeniden Doğuş" başlıklı bir belgesel film çekmişti. 13. yüzyıl Anadolu'sunu anlatan film, birçok etkinlikte ve internet üzerinden çok sayıda izleyiciyle buluşmuştu. Son olarak, TRT'nin Belgesel ve Turizm kanalında yayınlanan "Hayatı Belgeleyenler" programında yayınlanacaktı.
Savaş Karakaş'ın sunduğu programa, Yönetmen Ömer Tuncer'le Görüntü Yönetmeni Cabbar Yıldız konuk oldu. Programın içinde gösterilmesi beklenen yaklaşık 35 dakikalık "Kuruluştan Kurtuluşa - Anadolu'da Yeniden Doğuş" ise beş dakikalık bölümü çıkarılarak yayınlandı.

NÂZIM HİKMET SANSÜRLENDİ
Çıkarılan bölümlerin ilki, Nâzım Hikmet'in "Şeyh Bedreddin Destanı" şiirinden bir bölümdü.
"Mübalağa cenk olundu" diye başlayan ve "Hep bir ağızdan türkü söyleyip / hep beraber sulardan çekmek ağı, / demiri oya gibi işleyip hep beraber, / hep beraber sürebilmek toprağı; / ballı incirleri hep beraber yiyebilmek / yarin yanağından gayrı her şeyde / her yerde / hep beraber / diyebilmek / için / on binler verdi sekiz binini.." diye devam eden bölüm, TRT ekranında yer bulamadı.
Sansür, elbette yönetmene haber de verilmemişti. Tuncer bunu, televizyonda programı izlerken fark etti.
Sansürlenen ikinci bölümde ise Yavuz Sultan Selim'in ordularının Şah İsmail'le savaşı anlatılıyordu. Bu bölümde, 13. yüzyılda yükselen Anadolu'nun hikayesinin sonu şöyle anlatılıyor: "Anadolu Türkmenleri, Şah İsmail'in Osmanlı sınırları dışında kurduğu Safevi devletini destekler. Şah İsmail'in Osmanlı'ya karşı giriştiği savaş, Anadolu'nun da son başkaldırısıdır. Sultan Selim, Çaldıran'a giderken, bütün Türkmenleri çoluk çocuk demeden öldürtür. 13. yüzyıl Anadolu'sunun önü böyle kesilir."

YÖNETMEN FİLMİ GERİ ÇEKMİYOR
Başbakan'ın daha geçen hafta sinemacılarla yaptığı toplantının üstüne bu olayın yaşanmasına, Yönetmen Ömer Tuncer özellikle dikkat çekiyor. Başbakan'ın, "Sizin filmleriniz bugüne değin göz önüne alınsaydı, Türkiye bugünkü halinde olmazdı" sözlerini hatırlatan Tuncer, şöyle diyor: "Başbakan'ın bu sözlerinden yalnızca birkaç gün sonra, salt kendi düşüncelerine ters geldiği için filmleri sansürlemeyi sürdüren o Başbakan'ın memur sansürcüleri!.. Sizce hangisinin takiye yaptığına inanalım?.."
Filmin yayınlandığı program, hafta sonuna kadar yayın akışında görünüyor. Bu da filmin, sansürlü olarak hafta sonuna kadar tekrar tekrar ekrana geleceği anlamına geliyor. Buna göre bugün 13.30 ve 23.30'da yarın 15.00'te, cuma 16.00 ve 02.00'de, cumartesi 17.00'de film ekrana gelecek. Ömer Tuncer, filmin yayınını durdurmayı düşünmüyor. Kendisini "eski bir memur-yapımcı" olarak tanıtan Tuncer'in gerekçesi, programın yapımcısının ve belgeselcilerle söyleşiler yayınlayan programın "başına gelebilecekler". "Ama" diye devam ediyor; "en azından bundan sonraki yayınlarda bir kez daha izlemeye ben, dayanabileceğimi de sanmıyorum..."
Filmin sansürsüz haline ise internet üzerinden ulaşılabiliyor.

FİLM, 13. YÜZYILDA GEÇİYOR!
Sansüre uğrayan film, bundan tam sekiz yüzyıl öncesini anlatıyor. Ancak buna rağmen "rahatsız edici" bulunabilen konusu, yönetmenin anlatımıyla şöyle: "Kuruluştan Kurtuluşa", 13. yüzyıl Anadolu'sunda örgütlü olarak kulluktan kurtulma sürecini başlatmış olan insanlığın serüvenidir. Bu başarının, Selçuklu ve Bizans kulluk düzeni tarafından el ele verilerek önü kesilecek; 13. yüzyıl Anadolu Devrimi, Ahilerle, Şeyh Bedreddin'le ve Şah İsmail ile kulluk düzenine direnecek, ancak güçlü aristokrat tırmanma karşısında yenilip geleceğin dünyasının düşünsel ve siyasal tabanını oluşturmuş olarak tarih sahnesinden çekilecektir."