Televizyon kanalları ekranlarını temizlesin!

Yıllardır söyleniyor, neyi çok gösterirsen, misliyle yeniden gerçekleşir! Bu konuda zerre sorumluluk hissetmeyen medya, ülkede ne yaşanıyorsa birinci derecede suçludur.

Merhaba, son zamanlarda ekranlarda neler izliyoruz öyle! Hayır hayır, detaylı anlatmayacağım merak etmeyin. Zaten bildiğimiz şeyler. Ancak bu olayların neden kaynaklandığını anlatacağım.

Ama önce birkaç hatırlatma yapayım. Sabah kuşağında gördüm, cinci-sübyancı hocanın teki, kız çocuklarını istismar ediyor. Hormonlarını kontrol edemeyen bu ergen kız çocukları da haliyle hemen kanıveriyor. Sonra bir bakıyorum başka kanala, kocasından ya da karısından sıkılmış, sosyal medyadan tanıştığı kişiye kaçan eşler; üstelik geride çoluk çocuk, borç harç ne varsa bırakıp gitmiş… O kadar aşık yani… Anne babasının yanından sebepsiz kaçan genç kızlar, erkekler… Sebep: kendi ayaklarının üzerinde duracakmış. Başka kanala geçiyorsun, yine hocalar başrolde. Torunu yaşındaki çocukla birlikte oluyor, çocuğun rızası ile. Bunu normal görenlerin açıklamaları her yerde.

Haberleri izlemek için zaten artık yürek ister! Reyting uğruna saçma sapan haberler. Şiddetin her türlüsü… Kızların okulda erkek kavgası, daha çok tık almak için kurguladıkları şiddet görüntüleri… Kim kiminle nerede ne yapmış belli değil! Gençler izledikçe yürekleniyor, kafalarında bir “acaba bende mi yapsam” düşüncesi hasıl oluyor. Kumandanın açma tuşuna basmaya korkar olduk. Çünkü şiddet ile birey arasındaki ilişki bütünüyle ikiyüzlü ve marazi bir ilişki. Yurt dışındaki tematik bir televizyon kanalının sloganını aynen yazıyorum: “Suç ilgimizi çeker. Cinayet merakımızı uyandırır. Gizem bizi tahrik eder.”

İzledikçe bilinçaltı seni dürtüyor: “Sen de yap, sen de yap”…

Televizyon Kanalları Ekranlarını Temizlesin!

Kanallar bu durumdan bi’haber! Yıllardır söyleniyor oysa, neyi çok gösterirsen, misliyle yeniden gerçekleşir! Bu konuda zerre sorumluluk hissetmeyen medya, ülkede ne yaşanıyorsa birinci derecede suçludur. Toplum ve gençlerimizin yapısı bozuldu, kimyasal bir değişim oldu diye sabahlara kadar tartışma programları yapacaklarına, ekranlarını temizlesinler! Çiçek, böcek koysunlar, eğitim programları koysunlar. Bilemiyorum… Ama halk izliyor ve istiyor safsataları romantik bir inanış artık! Yemiyoruz! Halkın isteklerini belirleyen 100 yıllık bir sistem olduğunu çocuklar bile biliyor artık. Kazandığınız paralar yetmedi mi hala, neyi bekliyorsunuz? Aynı sunucular, aynı kurgusal seyircilerle tartışmaları körükleyen, şiddeti meşru gösteren, zina ve ensest ilişki güzellemesi yapan programlarınızdan vazgeçin artık yahu!

Bir de oturup bu saydıklarımızı “neden yozlaştık” başlığı ile tartışmıyorlar mı? Bu nasıl bir oksimoron!

Toplayın seyircilerinizi, mesela masal yarışması yapın, en iyi masal okuma nasıl fikir? Ya da bilgi yarışmalarını çoğaltın. Yani bilemiyorum… Oturup biraz kafa patlatın; seyirci ne verirseniz izliyor zaten.

Ölüm Şekline Göre Puan Kazandıran Oyunlar

Bir başka konu ise şu dijital oyunlardaki tehlike. Ama onu detaylıca başka bir yazımda işleyeceğim.

Sadece şunu söylemek istiyorum, bir sürü dijital oyun içerisinde gençlerimiz şiddet uygulayabiliyor, birini yaralayabiliyor, hatta oyun içinde rahatlıkla cinayet işleyebiliyor. Bir de konusunun tamamen cinayet olduğu oyunlar var. İster samuray kılıcıyla, ister silahla isterseniz de kafasını duvara vura vura birini öldürebiliyorsunuz. Ölüm şekline göre puan kazanıyorsunuz vs.

Şu ana kadar yazdıklarım bile tek başına yeterli aslında tehlikeyi anlatmaya. Bu oyunlar o kadar fazla ve her yerde ki…

Çocuklarımızın, gençlerimizin, insanlarımızın kimyasını bozan sadece televizyon ekranları değil elbette. Bu oyunlar da var. Mesela gençlere yönelik hiç program görmüyorum kanallarda. Bu tehlikeyi tartışıyorsunuz sabahlara kadar programlarınızda. Acilen gençlerin ilgisini çekecek içeriklerin üretilmesi şart.

Şiddetin Pornografik Sunumundan Vazgeçin Artık!

Cinselliği, vahşeti, teşhirciliği ve şiddeti pornografik bir içerikle sunmaktan vazgeçin artık. Çıplak bedenlere gösterilen arzulu merak kadar, acı çeken bedenleri gösteren görüntülere karşı duyulan iştahlı merak aynıdır. Kısacası, toplumsal bir soruna dikkat çekmek gibi kamusal bir sorumluluk hissediyorsanız, daha az gösterin, hatta hiç göstermeyin. Olmamış sayın, görmezden gelin. Dizilere, filmlere yerleştirmeyin.

2023 yılının bu ilk yazısında umutlarımızın hiç tükenmediği bir yıl dilerim.

Sevgiler…