Gündem
18 Kas 2012 12:32 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:23

TARAF YAZARININ SANSÜRLENEN NAZLI ILICAK YAZISINI MEDYARADAR YAYINLIYOR!

İşte Taraf yazarının istifasına yol açan "Nazlı Ilıcaklı bölümü çıkar yayınlayalım" denilen yazısı :

MEDYARADAR, Barbaros Altuğ’un Taraf’tan istifasına yol açan sansürlü yazısını ele geçirdi..

İşte Altuğ’u Taraf Gazetesi’nden koparan yazı :

Çikolatadan


İlla ki büyüklerin oynadığı oyunların arasına karışmak isteyen, biraz da şımartılmış çocuklar analarının-babalarının ısrarıyla oyuna dahil edilirler. Ama çikolatadan; yani oyunda söz hakları yoktur, gol bile atsalar kazara, bu gol olarak sayılmaz, oyuncu sayısına bile dahil edilmezler. İşte Türkiye böyle büyütülen çocuklarla dolu; sonra büyüdüklerinde de bunların hayattaki duruşları değişmiyor üstelik. Çikolatadan yazar, çikolatadan gazeteci, çikolatadan aşık oluyorlar. Hayatımıza girdikleri gibi, hiç etkileri olmadan çıkan çikolatadan çocuklar… Yazdıkları sayılmıyor, kızdıkları sayılmıyor, sadece kenarda kendilerini seyreden anaları-babaları hatrına oyuna dahil ediliyorlar bu biçare şımarıklar… Herkes zaten biliyor; ama bir de ben işte bunlar çikolatadan demek istedim.

Boşa çekilen kürekler: Tuna K.

Çikolatadan çocukların enbaşta geleni elbette ki Kiremitçilerin oğlu Tuna. Ulusalcılığı da çikolata, başörtüsüne saygısı da. Bala bulasan okunmaz Kelebek yazılarının (her ne kadar kendisi Hürriyet’ten kovuldum dese de kovula kovula Kelebek’ten kovuldu zatıalleri; Onur Baştürk’den hatta Nil’den dahi kötü yazıyordu zira) ardından çıkan kitabı da göründüğü gibi “çikolatadan”. Ama kendisi sırtını bunca sene sıvazlayıp “yazarsın” diyenlere inanmış bir kere; bırakamıyor peşini bu artık oyuncudan bile sayılmadığı oyunun. İşin daha da acıklı tarafı; kendisini şımartanlar bile umursamıyor artık onu. “Seni ezdiklerinde iki şıkkın vardı. Ya öfkeyi seçecektin ya da bilgeliği. İkinciyi seçtin. "Gönül Meselesi"ni yazdın. Aferin sana çocuk” diye twit atarak Tuna K.’yı oven tek kişi var (çok tuhaf ama gerçek); o da kendisinden başkası değil. “Çikolata çoktan eridi, farkına var çocuk”. Bu twit de benden kendisine hediye; tepe tepe kullansın.



Batuların kızı, kapak güzeli Pelin

Senelerce ağırlandığı yetmedi on dalda on marifet ufacık tefecik Pelin’in. Şiir yazdı; göklere çıkarıldı- tarih öğrendi, televizyondan ahkam kesti, kesmedi oyuncu oldu, bolca sevgili oldu, sonsuz röportaj verdi, soyundu (pek de giyinmedi aslında, evinde bile çıplak dolaştığını da bize kendisi muştulamıştı-merak ettiğimizden değil). Ama çikolatadan köşe yazarı olabileceğini biz dahi tahmin edemedik. Hem de “nihayet düzelecek” diye umut bağlanan Milliyet’in ilk yazar transferi olarak başlayıverdi çikolata yazılarına. Kimin fikri, hangi giden yazarın boşluğunu dolduracak, fotomuzdaki halini köşesine koymazsa onu kim merak edecek sorularını sormak manasız. Zira ne yapsa kızcağız biliyoruz biz aslında; “oyuna sokun bunu da çikolatadan” diyenlerin hatrına bir süre ortada boşa koşturacak. Hadi bakalım bu sefer ne kadar sürecek?

Çavuşoğlu’nun Nazlı

THY uçaklarına alınan resmi gazetelerden Sabah’ta (dün THY yönetim kurulu başkanı Hamdi Topçu açık ve net ifade etti sadece resmi gazeteleri aldıklarını uçaklara “Gazete olarak kabul ettiğimiz her gazeteyi uçağa alıyoruz, gazete kabul etmediklerimizi almıyoruz”) okudum en son köşesini geçen hafta, siz kaçırdıysanız diye de paylaşayım istiyorum. Yayla köşesinin en mühim kısmı sanıyorum çünkü göze çarpsın, kimse kaçırmasın diye farklı, sarımsı renkte basılmış; Fadime başlığını taşıyor. Akla gelebilecek bin türlü Fadime öyküsü var memlekette; okuyoruz bu önemli gazetenin çikolatadan yazarının Fadime’sini. “Masada gazetesini okuyan Temel’e karısı Fadime demiş ki: Uyy heruf keşke pen de gazete olsaydım. Bütün gün penu elinde tutar purakmazdun!!! Temel cevap vermiş: Ha keşke olsaydun! Hergun yenisinu alirdum!” Buraya kadar yüzünüz kızarmadı ise Çavuşoğullarından Nazlı Ilıcak’ın adına, devam edelim. Fadime’nin yanında bir bahçıvan ile köşk şahibi fıkrası, hemen altta da Napolyon ile Obama fıkrası var aynı gün “köşe” dediği fukara (fikir olarak) hanesinde.

Aslında çok da üstüne gitmemek lazım Nazlı Hanım’ın; zekidir en azından. Belki kendisi de çoktan farkına vardı çikolatadan oyuncu olduğunun; arada işte okuyan olursa da onun adına utanıversin. Nasılsa kendi yazdığı gibi “hergün yenisi” alınacak oyuna bu oyuncuların, sırtını sıvazlayanlar oldukça. Kolay gelsin. Durmak yok yola devam o zaman.