Gözetleme Kulesi
30 Kas 2014 16:13 Son Güncelleme: 19 Oca 2021 17:43

Sushi’yi sadece zenginler mi yer?

Sushi nedir, neden yenir ve sadece çok zenginler mi yer? Kendi önyargılarımı yıktım, meseleyi de okurumla paylaştım!

Arkadaş için çiğ tavuk yenir ama çiğ balık yenir mi?

Türkiye, başka ülkelerin yeme kültürleriyle tanışalı çok olmadı, hala da pek çok ilimizin tanışabildiği söylenemez; Kütahya’da bunun tek yolu, gidip marketten üstüne sıcak su dökülüp yenen lastik tadında noodle’lardan (bir çorba türü) almaktır sanırım!

Açıkçası bizim dönerciler-kebapçılar gidip Almanya’da ya da başka bir Avrupa şehrinde lüks restoranlar açmıyorlar ama bize gelen Uzakdoğulular biraz bütçe düşmanı idi. Mekan ne kadar şıksa yemek o kadar lezzetsizdir felsefesiyle hareket ettiğimden şimdiye kadar Asya restoranlarından uzak durdum ancak artık bunu değiştiren bazı zincirler mevcut, örneğin SushiCo… Makul fiyatlara gerçekten lezzetli Asya mutfağı örnekleri sunuyor. Japon-Çin ve Thai mutfağını dünyanın öbür ucuna gitmeden ayağımıza getiriyor.

Tabi ben hiçbir zaman çok değişik lezzetler peşinde koşan bir gurme ya da gurman değilim. Benim ilgi alanım daha çok küçük dükkanlar ya da seyyar yemekçiler. Malatya’da, Bakırcılar Çarşısı’nda bulunan Özgüngör Kebap mesela… 12 TL verip Türkiye’nin en iyi zırh kebabını, yanında biberi, salatası, turp ve yeşilliğiyle ve de sınırsız ayranla yemenin keyif hem damakta hem de cüzdanda bir mutluluk patlaması yaşatıyor.

Yine de denemekten zarar gelmez dedim ve damağı en kuvvetli dostum Sayım Çınar’ı aradım, o da beni Nişantaşı City’s’in karşısındaki SushiCo restoranına götürdü. Herkesin kendini kasmadan girebileceği rahatlıkta ama şık bir mekan… Bir masada sıradan insanlar, diğer masada Ahmet Hakan, herkes kendi havasında! Menüler geldi, baktım, evet burası bir esnaf lokantası değil ama fiyatlar saç-baş yolduracak kadar da pahalı değil, hatta iddia ediyorum; burada yemek orta karar bir balık restoranında rakı-balık yapmaktan daha ucuz! Peki lezzetli mi? Benim gibi bir kırmızı et düşkününün bile bu yazıyı yazarken tükürük salgılamasına yol açacak kadar yoğun bir lezzet düştü damağıma…



Sushi, bir Japon mutfağı yemeği; pirinç sirkesi ve şeker ile tatlandırılmış haşlanmış pirinç (şari) üstüne veya içine balık, diğer deniz ürünleri veya sebze gibi malzemeler (neta) konarak servis edilirmiş, tek başına dilimlenerek servis edilen çiğ balığa saşimi denirmiş. ilk olarak Güneydoğu Asya’da ortaya çıkmış ve Japonya’ya yaygınlaşmasından önce Çin’de görülmüş. Sushi kelimesi de eski Japonca’da “ekşi” demekmiş, o da pirincin ve balığın yoğun bir tuzlama işlemi sonrası tadının ekşimesi yüzündenmiş ama okuyunca yüzünüz ekşimesin, tadı şahane!

Yine de asgari ücretin 1000 TL bile olmadığı bir ülkede sushi yiyip keyifli kahkahalar atmak suçlu hissettiriyor. Ben de beni günaha teşvik ettiği için Sayım’ın gırtlağına yapıştım ve onu terletecek bir iki soru sordum, amacım kendimi aklayıp bu akşamın suçunu ona atmaktı ama Sayım Çınar yaman gezgin, beni ustaca savuşturdu!

Aramızda şöyle bir konuşma geçti!

İyi de Sayım, herkes  her istediğinde sushi yiyebilir mi?

Neden olmasın, ayda bir rakı-balık yapan, sushi de yer, sushi klasik bir  Japon yemeği, bizdeki kuru fasulyeden çok farklı değil ve Avrupa’da pek çok yerde iki kişi 10 Euro harcayarak sushi ziyafeti çekebilir. Ne yazık ki, sushi bize Sunset gibi, Dragon gibi çok pahalı restoran zincirleri üzerinden geldi ve insanlarda bu yemeğin bir lüks tüketim olduğuyla ilgili yanlış (en azından şimdiden sonra) bir algı oluştu. SushiCo, çok fazla yatırım yapan, yurtiçinde ve yurtdışında yayılan bir Türk markası ve Uzakdoğu mutfağının Türk damak tadına uyan örneklerini sunmakta çok başarılı… Sadece Japon mutfağı üzerine yoğunlaşan bir de Udonya var örneğin, orayı da çok seviyorum. Türkiye’de şu anda 50-60 TL’yi gözden çıkararak bu müthiş lezzetleri mideye indirmek mümkün. Yaygınlaştıkça da fiyatı ucuzlayacaktır. SushiCo’nun evde sushi yapmayı öğreten kursları bile var!”



“İyi de ben bu menüye uzay gemisinin kullanma kılavuzuna bakar gibi bakıyorum.”

“Udon çorbasıyla başlayıp bizim damak tadımıza çok uyan California Roll ile devam edilebilir, ön yargılı bakmadan girişmek lazım, soya sosuyla vasabi’yi karıştırıp keyfini çıkara çıkara, hızlı davranmadan yemek gerek.”


Sayım’ın aydınlatmasından sonra sushi yemenin kalbimdeki ve kafamdaki yerinin değiştiğini itiraf etmeliyim. Asya mutfağı, NG belgesellerinde, seyyahların gidip tuhaf şeyler yemesinden çok daha ötesi ve SushiCo gibi mekanlar size sevmeyeceğiniz lezzetleri sunmamak konusunda çok dikkatli… Gerçekten de Sayım’ın dediği gibi, salaş bir restoranda rakı-balık keyfi yapmaktan daha fazla cüzdana dokunan bir durum yok ortada, o yüzden ara sıra mutlaka sushi denemeli.

Ah bir de o çubuklar olmasa! İtiraf ediyorum; sushi keyfimin yarısında garsondan kaşık istedim!

Bu Pazar, sinema TV sektörünün dertlerinden biraz uzak duralım, bir şeyler keşfedelim istedim, yarın medya yazılarına tam gaz devam, Kaçak dizisinin setinde yaşanan tatsız durumla ilgili içeriden bilgiler paylaşacağım, takipte kalın!

Not: Sevgili dostum Oya Doğan’ın yeni programı Dizi Doktoru başladı. Oya, sektörü yakından ve doğru takip eden biri isim, bana da çok yardımcı olmuştur. Reytingi bol, yayın ömrü uzun olsun.

MURAT TOLGA ŞEN / murattolga@gmail.com