Medya
18 Kas 2011 10:43 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:00

STAR YAZARI İDDİA ETTİ! KILIÇDAROĞLU YDH'LIYDI!

CHP'de kargaşaya yol açan "Kılıçdaroğlu TESEV'in kurucu üyesi" açıklamasına Star yazarı Ahmet Kekeç'ten ilginç bir tepki geldi.

İşte Kekeç'in o yazısı...

Kılıçdaroğlu YDH’lıydı

Barış Yarkadaş’la konuştum, “Kılıçdaroğlu ve TESEV” meselesini sordum.

Öyleymiş...

Kılıçdaroğlu TESEV’in kurucu üyelerinden biriymiş.

Fakat, bunun CHP’de tartışma konusu yapılmasını anlayamadım.

Ne olmuş, TESEV’in kurucu üyesi çıktıysa?

Bu kuruluşa üye olmak utanç verici bir iş mi?

Bu cümleden olarak, birçok değerli araştırmaya imza atmış bulunan Can Paker ve arkadaşları utanç verici bir iş mi yapıyorlar?

Ne oluyor ki TESEV’de?

Memleket mi satılıyor?

Barış’ın değilse de, kazan kaldıran CHP’lilerin bu sorulara açık ve anlaşılabilir cevaplar vermesi gerekiyor... Barış Yarkadaş, son tahlilde gazeteciliğini yapmıştır, bilinen bir gerçeği faş etmiştir.

Nitekim, CHP kulislerine yakınlığıyla bilinen Sabah yazarı Mahmut Övür, Barış’ın gündeme getirdiği (gündeme getirdiği ve küçük çaplı bir depreme yol açtığı) konunun, “aslında bilinen bir gerçeğin tekrarından ibaret olduğunu” yazıyordu.

Konuyu, ilk, Baykal’a yakın eski CHP milletvekili Esfender Korkmaz köpürtmüş, “Kurucular, TESEV’in prensiplerine uymayı taahhüt etmiştir. Bu kurucular arasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da var” filan gibi şeyler yazmış.

Sadece Kılıçdaroğlu mu?

Kemal Derviş ve Hurşit Güneş de TESEV’in kurucu üyeler arasında yer alıyorlarmış.

Hani, “kitleleri eğitecek” olan Hurşit Güneş...

Eğitilmiş kitlelerin (“birey” niteliği kazanacakları için) ister istemez CHP’ye yöneleceklerini söyleyen Hurşit Güneş...

Cuma namazının kaza edilebileceğini ileri süren Hurşit Güneş.

İçinde “Kürtler” ve “kucak” geçen spekülatif cümlelere konu olan Hurşit Güneş.

Babası rahmetli Turan Güneş’e hiç çekmemiş olan Hurşit Güneş...

Herhalde TESEV üyeliğini “gerekçelendirecek” bir açıklama yapacaktır.

Daha büyük bir depreme yol açmayacaksa, ben de bir ifşaatta bulunmak istiyorum.

Kılıçdaroğlu aslında YDH’lıydı.

Hani genel başkanlığını işadamı Cem Boyner’in yaptığı; Mehmet Altan, Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, Ayhan Aktar, Cengiz Çandar’dan mürekkep aydınların “kurucu üye” bulundukları, Cem Boyner’in saçmalamaları sonucu bir “fikir kulübü”nden öte gitmeyen Yeni Demokrasi Hareketi (Partisi...)

Partinin (yani hareketin) iki Kemal’i vardı.

Kemal’lerden ilki, Kemal Anadol’du.

Bir ara sosyalist oldu, bir ara Kürtçü fikirlere meyletti, sonra YDH’ya katıldı...

Derken, CHP’li ve “disipline gelmez” coşkun bir Kemalist oldu.

İkinci Kemal, SSK Genel Müdürü bulunan Kemal Kılıçdaroğlu’ydu.

Hayır, üye değildi.

Destekçiydi...

Bir diğer ifadeyle, gönüllüydü.

İsmi kulislerde çok sık geçiyordu... “SSK Genel Müdürü varya... İşte o da bizden!” deniyordu.

Nerden mi biliyorum?

Söylemesi ayıptır, ben de (öhö) YDH’lıydım, “teşkilatlanma başkanımız” Cengiz Çandar’ın direktifiyle Fatih İlçe Teşkilatı’nın kurulmasına önayak olmuştum, Salih Tuna’yla birlikte parti toplantılarına katılıyorduk, ordan biliyorum.

Şimdi ister misiniz, Barış bu bilgiyi de alıp bir güzel köpürtsün!

Cillop gibi malzeme. Neden olmasın?

Fakat, benim anlayamadığım husus şu:

Bir dönem “demokrat” görüşleriyle temayüz eden ve dibine kadar piyasacı olan Kılıçdaroğlu, nasıl oldu da işi Ergenekon üyeliğine götürecek kadar dağıttı ve kendini “kaya gibi adamlar”ın savunusuna adadı?

Bu da benim çözemediğim “ukte”dir!