Gündem
25 Mar 2012 15:31 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:28

SKANDAL YANIT MEŞHUR ETTİ! HERKES ONU KONUŞUYOR!

Yarışma programında verdiği yanıtla bir anda gündeme oturan Gözde Umay Dalkalı, sosyal medyayı salladı

Kim Milyoner Olmak İster adlı bilgi yarışmasına katılan Yeditepe Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi Gözde Umay Dalkalı, “TBMM başka hangi adla anılır” şeklindeki soruya “Yüce Divan” cevabını vererek izleyenleri şaşırmıştı. Dalkalı verdiği bu skandal yanıtla sosyal medyada en çok konuşulan isim oldu.

Dalkalı, ilk verdiği cevabın parlamento olduğunu ancak heyecanlandığı için bir anda Yüce Divan dediğini öne sürerek, ‘parlamento’ dediği bölümün ekrana yansımadığını iddia etti. Dalkalı şunları söyledi:

“Bana arkadaşlarım kasıtlı mı yaptın diye soruyor ancak kasıtlı yapmadım. O kadar heyecan verici dakikalardı ki cevap veremedim. Bir diğer soruda da satranç kelimesini bile heyecandan okuyamamıştım. O soruda da hemen telefon jokerimi kullandım. Aşırı heyecanlıydım, sakinleşmeye çalıştım ama olmadı. Bana yönelik eleştirilere üzülüyor musunuz derseniz, hayır üzülmedim. Pişman değilim. Okuldan çok eleştiri aldım. Ama yapacak bir şey yok. Yaşanması gerekiyordu yaşadım. Böyle olacağını da asla tahmin etmedim.”

‘Okulun adını kirletmişim’

“Hocalarımla yarışmadan sonra görüştüm. Olsun dediler bir şey söylemediler. Ama bu tepkilerden sonra hocalarıma da çok laf gitti. Çok üzgünüm bunun için de. Okulun adını kirletmişim. Ama hiç istemezdim böyle olmasını. 310 puanla girdim bölümüme. Açıkçası bölümümü de sevmiyorum. Ben siyaset yapmamalıyım. Severek okuduğum bir bölüm değil. Gazete okumayı ve haberleri izlemeyi bile yeni yeni sevmeye başladım. Okumayı ise severim. Daha çok korku romanları okuyorum.”

DESTEK VERENLER DE OLDU

‘Gazete okumuyor, haber izlemiyorlar, okul yetmez’

Habertürk Gazetesi Yazarı, “Türkiye Konuşuyor”
Programı Sunucusu PAKİZE SUDA


Gençler cahil yetişiyor diyemem ama bizim yaptığımız “Türkiye Konuşuyor” programından da edindiğim izlenim, insanlarda bir heyecan var. Ben soru sormak için yaklaştığımda beni görüyor, şaşırıyorlar. Mikrofonu dayıyorsun, herkes alışık değil buna. Televizyondaki yarışmalar da keza. Bazen çok sakin olanlar da denk geliyor, ama genel olarak bir heyecan hâkim Türk insanında soru sorulduğu zaman. Ben bu yarışmadaki kızın da heyecanlandığını düşünüyorum, ona inanmak istiyorum. Ama şunu da düşünmek lazım: Okullar okuyoruz ama sadece okuduklarımızla mı kalıyoruz? Hayatı takip ediyor muyuz? Genel kültürümüzü geliştiriyor, okuyor, interneti faydalı şekilde kullanabiliyor muyuz? Okullar eksik öğretiyor ya da gençler cahil demem ayıp olur, genelleyemeyiz. Ama sanki gençlerin biraz hayattan haberdar olmaları lazım. Günde bir kere bir kanalı açsınlar, haber izlesinler. 3 arkadaş bir gazete alsalar, okusalar dünyadan haberleri olur. Tabii ki derslerini çalışacaklar ama gündemi takip etmelerini de istiyorum. Çok azınlıklar belki ama böyle gençler var. Böyle konularda hep çocukların okudukları okullar örnek veriliyor. Okulları suçlayamayız, kişinin kendinde görürüm ben kusuru. Öğrenci ne kadarını alır, ne kadarını öğrenir, onun bileceği iştir. Gençliğin biraz aklı beş karış havada dolaştığı doğru, bizim de böyle dönemlerimiz oldu.

‘Siyaseti bilmeyebilirler, ama onların bildiğini de ben bilmem’

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Dr. NÜKHET SİRMEN


TBMM’ye parlamento denildiğinin bilinmemesi bence cehalet göstergesi değil, parlamentoyla ilgilenmediğinin göstergesidir. Ki buna da bin türlü neden bulunabilir! Niye parlamentoyla ilgilensin, orada bir şey olmuyor ki! Ona bakarsanız bizim okuldan, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü öğrencisi bir çocuk da bu yarışma da Edith Piaf’ ı bilemedi. Ancak şöyle bir şey var, ben de onların bildiği bir sürü şeyi bilmiyorum! Bunlar hep konuşuluyor, gençlik gündemi, siyaseti takip etmiyor, cahil yetişiyor... Siyaseti takip edenler zaten gözaltında! Bu gibi örnekler gençliği cehaletle suçlamamız için yeterli veriler değil. Çocuklar gündemi takip ederlerse başlarına ne geleceği belli değil. Çocukları apolitik yetiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz, sonuç böyle olunca daha ne istiyoruz ki?

‘Yeni nesil donanımlı ve cevval yarışmalarda heyecan olur’

Milliyet Gazetesi Yazarı, Genç Bakış Programı Sunucusu
ABBAS GÜÇLÜ


Bu gibi durumları, bilgisizlikten çok, heyecan şeklinde yorumlamakta yarar var. 7 kere 7 kaç diye sorunca bilemeyenler çıkıyor, bunlar heyecandan oluyor. Ama hayattan kopuk gençler yetiştirdiğimizi de elbette göz ardı etmemeliyiz. Ama bu örnekte biraz fark var: Yarışmacı kızın daha sonra yaptığı “Ben gazete okumaya bu yıl başladım” açıklaması cahilliğini daha da pekiştirdi. Diyecek hiç bir şey yok! Bu olayı kendi özelin de değerlendirmek gerekir. Genel olarak gençlik böyle değil. Bizim Genç Bakış programına katılan gençlerden biliyorum, donanımlı ve cevvaller.

‘Bu gençlere ne verdiniz de neyi bekliyorsunuz?’

Sunucu, Yazar METİN UCA

Bir dönem ve gençliği üzerine ahkâm kesmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bunlar 80 sonrası gençliğin münferit örnekleri olabilir. Ülkesinde yaşayan her gencin aklı yettiğince duyarlı olduğuna inanıyorum. Ama özellikle söylemek isterim ki, ne verdiniz, neye izin verdiniz de neyi bekliyorsunuz? Yanlışlar yapılabilir, ama bu yanlışlardan yola çıkarak genelleme yapılmasını, “Gençler cahil yetişiyor” denilmesini kabul etmiyorum.

‘Cahil olmaları onların değil eğitim sisteminin suçu’

Çizer METİN ÜSTÜNDAĞ

SIK muhatap olduğum dergiye gelip giden gençleri baz alırsam, mizahla ilgilenen gençler oldukları için farkındalıkları çok gelişmiş oluyor; istisnalar. Mizahçı olan bitenin farkında olmak ve onun üzerine eklemek zorundadır. Genelin böyle olması ise bence çocukların suçu değil, eğitim sistemini, ezbere eğitimi filan sorgulamamız gerekli önce. Sonuçları konuşuyoruz hep, sonuçları değil nedenleri konuşmaya geçmemiz lazım.