Medya
17 Şub 2012 16:06 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:21

SİYAD FETİH'E KÜSTÜ MÜ?

Faruk Aksoy'un "sinema yazarlarına özel" gösterim yapmaması bazı yazarları sinirlendirdi ve çoğu seyircili gösterime katılmadı. Medyaradar sinema-tv yazarı Murat Tolga Şen yaşananları yorumluyor.

Siyad’lılar ve gişe sinemacıları arasındaki kavga yeni bir cephe daha kazanacak gibi... Geçtiğimiz haftasonu Fetih 1453’ün basın işlerini yapan Filiz Öcal’dan bir mail aldım. Tahmin ettiğim gibi “Fetih 1453” için ayrıca basın gösterimi yapılmayacaktı. Fakat yine de seyircili gösterimin ilk seansı için davet edilmiştik.

432 kopya ile 1000’e yakın salonda gösterime giren bir filmin ilk 3 gün hasılatı çok önemlidir. O yüzden filmi günler öncesinden basına göstermekten kaçınabilir ve hakkında yazılabilecek olumsuz eleştirileri geciktirmek isteyebilir yapımcı, burada anlaşılamayacak bir durum yok. Üstelik söz konusu kişi çektiği Yeşil Işık, Çılgın Dersane serisi ve yapımcılığını yaptığı Recep İvedik filmleri ile eleştirmenlere yaranamamış Faruk Aksoy’sa bu daha da anlaşılabilir bir tutum.

Bu sebeple derneğin ağır kalemlerinin verdikleri tepkiyi abartılı buluyorum. İşimiz film izlemek ve bu izlenceden damıttıklarımızı okurla paylaşmak. Bu yüzden basın gösterimleri eleştirmenler için çok önemli ve sağolsunlar, film getiren şirketler tarafından yıllardır büyük bir özveriyle bu tür gösterimler düzenlenmekte… Fakat her filme mutlaka basın gösterimi yapılacak diye bir şart yok tabi. Şimdiye kadar pek çok filme basın gösterimi yapılmadığına şahit olduk. Örneğin geçtiğimiz haftalarda izlediğimiz The Devil Inside / İçimdeki Şeytan gibi... Söz konusu Türk filmleri olunca mesele ayrı bir hassasiyete bürünüyor.

Siyad’ın, Mahsun Kırmızıgül ile arasında bir kan davası var zaten… Sinema yazarlarının çektiği filmlere ve yönetmenliğine ön yargılı yaklaştığını düşünen Kırmızıgül “New York’ta 5 Minare” filmine basın gösterimi yapmayınca kılıçlar çekilmiş ve taraflar arasında medyadan devam eden bir söz dalaşı başlamıştı.

Aynı meslekten insanları eleştirmek istemem fakat Türk sinemasını gişe ve sanat sineması diye bölüp ilgiyi bir tarafa yoğunlaştırdığımızda hakir gördüğümüz, aşağıladığımız taraftan saygı bekleme lüksümüz olamaz. Yine de Faruk Aksoy’un böyle bir tutumu olduğunu sanmıyorum. Basın gösterimi yapmadığı gibi gala da yapmadı. Fakat seyircili gösterimin ilk seansı için basın mensuplarına, oyuncuların da katılacağı bir salonu ayırdı. Yani ortada sinema yazarlarına yönelik bir tepki ya da düşmanlık yok. Aksoy, ticaret kafasıyla düşünmüş ve basın gösterimiyle, galayı aynı anda yaparak bir taşla iki kuş vurmuş oldu. Aslına bakarsanız oldukça eşitlikçi bir yaklaşım… Elbette ben de sürekli konuşan, telefonu ile perdeden ekran görüntüsü almaya çalışan, tweet atanların arasında film izlemekten mutlu değildim fakat buradan küslük, kavga çıkarmak kimsenin işine yaramayacaktır. Sinema yazarları ile gişe sinemacıları arasındaki husumetten zarar görecek olan Türk sineması olur. Sükûnetle…

Twitter.com/murattolga
murattolga@gmail.com