Medya
20 Şub 2013 16:44 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:02

SİNOP SALDIRISININ FAİLLERİ KİMLER? YENİ ŞAFAK YAZARI DEŞİFRE ETTİ!

Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi Sinop'ta BDP'li vekillere yönelik saldırının faillerini isim isim açıkladı.

İkinci Habur’un kenarından dönüldü

BDP milletvekillerinin Karadeniz çıkarması, çözüm sürecinin, ’Sırat Köprüsü’nden geçtiği bir dönemde başladı.

Yaraların henüz taze olduğu bir sırada milliyetçi duyguların çok güçlü olduğu bir bölgeden başlatılan gezinin zamanlaması yanlıştı.

Sinop’a gelenleri taşlamaktan, linç etmeye kalkışmaktan ya da ’Samsun’a bir tek Atatürk çıktı’ diye pankartlar açmaktan geçmiyor.

BDP milletvekillerinin Karadeniz turunun Sinop ayağında Sivas’ta Madımak Oteli’nin yakılmasının bir provası yapıldı.

BDP heyeti kenti gelmeden günlerce önce, ’şehitlerin iki eli yakanızda olacaktır’ diye şehri kışkırtan Kamu Sen temsilcisi Metin Süren’in, CHP’li Belediye Başkanı Baki Ergül’ün ve nihayetinde kendisi de Sinop’lu olan emekli general Osman Pamukoğlu’nun vebali büyük.

Sivas olayları aynen böyle yaşanmıştı.

Madımak Oteli’nin önünde toplanan kalabalık 7.5 saat dağıtılmadı. Ancak otel yakıldıktan, içinde insanlar öldükten sonra askerlerin havaya ateş açması üzerine saatlerce dağılmayan kalabalık 3 dakika içinde dağılmıştı.

Sinop’ta, Sivas’ın bir benzeri yaşanabilirdi derken onu söylüyorum.

Milletvekillerinin sığındığı öğretmenevinin önündeki kalabalık 9.5 saat süreyle dağıtılmadı. Orada her an bir felaket yaşanabilirdi.

Samsun günler öncesinden belliydi.

Amerikalıların ziyareti, BDP’lilerin gelecek olması nedeniyle şehir günler öncesinden gerilmeye başlamıştı.

Hem Sinop’ta hem de Samsun’da yerel medyanın bu gerilimi körüklemedeki payını da göz ardı etmemek lazım.

Dün Meclis’te grup toplantıları vardı. Ama herkesin aklı BDP’lilerin Karadeniz gezisindeydi.

Öyle ki akşam saatlerine doğru gezinin iptal edildiği haberi gelince, herkes derin bir oh çekti.

Sürece ilişkin üç hassasiyeti paylaşmak istiyorum.

1- İmralı’ya kimin gideceği konusu süreci gölgeleyecek bir noktaya doğru ilerliyor.

2- İmralı’nın sürece olan pozitif katkısı vurgulanırken, ’Barış meleği’ gibi bir imaj oluşturuluyor. Çözümün tek adresi haline getiriliyor.

3- Bu durumda sürece ilişkin her aksamanın faturasının Başbakan’a kesilmesinin yolu açılıyor.

Böylesine köklü çözümler, ancak güçlü liderliklerle mümkün. Bu çözümün de tek bir adresi var. ’Made in Erdoğan’

Abdülkadir Selvi / Yeni Şafak