Gündem
15 Şub 2021 12:30 Son Güncelleme: 15 Şub 2021 16:43

Şiddet iddialarının ardından, Cem Dizdar 3 ay sonra ekranlara geri döndü

Eski eşi Selin Barlas'a şiddet uyguladığı iddia edilen ve ortaya çıkan iddialar sonrası, "Ben sözel, psikolojik ve fiziksel şiddetin faili değil, mağduruyum. Bu, sizlerin de hakikati olana kadar programlara katılmayacağım" diyerek TRT Spor'daki yayınlara çıkmayan gazeteci Cem Dizdar, 3 ay sonra ekranlara geri döndü.

Ünlü futbol yorumcusu ve köşe yazarı Cem Dizdar'ın, Kasım ayında eski eşi Selin Barlas'a şiddet uyguladığı iddia edilmiş ancak Dizdar, bu iddiaları kesin bir dille yalanlamıştı.

Yaşanan bu olay sonrası tecrübeli gazeteci TRT Spor'da yorumculuk yaptığı Spor Manşet ve Futbol Aklı programlarına katılmayacağını duyurmuş ve "Sonuç olarak, ısrarla ve inatla söyleyeceğim şey şudur; ben sözel, psikolojik ve fiziksel şiddetin faili değil, mağduruyum. Hakikat budur. Bu, sizlerin de hakikati olana kadar TRT Spor'da yorumcusu olduğum Spor Manşet ve Futbol Aklı programlarına katılmamaya karar verdim" ifadelerini kullanmıştı.

3 AY SONRA GERİ DÖNDÜ

Cem Dizdar, bu açıklamasının üzerinden 3 ay geçtikten sonra TRT Spor'daki Spor Manşet programındaki yorumculuk görevine kaldığı yerden devam etmeye başladı. Dizdar, Serkan Yetkin moderatörlüğündeki programa 3 ay sonra geri dönmüş oldu.

NELER OLMUŞTU?

Gazeteci Mehmet Barlas'ın yeğeni olan Selin Barlas, Kasım ayında sosyal medya hesabından uzun bir yazıyla birlikte fotoğraflar paylaşmış ve TRT Spor'da yorumculuk da yapan gazeteci eski eşi Cem Dizdar'dan şiddet gördüğünü iddia etmişti.

Selin Barlas, Twitter hesabından "Kısa bir süreliğine Instagram hesabımı açık bırakıyorum. İçinde gerçek bir hikaye var. Okuyun lütfen" diye paylaşımda bulunarak şiddet gördüğünü belirtmişti.

Barlas'ın paylaşımında şu ifadeler yer almıştı;

CEM DİZDAR'DAN YAZILI AÇIKLAMA GELMİŞTİ

Cem Dizdar ise ortaya atılan şiddet iddiasıyla ilgili yazılı bir açıklama yapmıştı.

Dizdar açıklamasında şunları söyledi;
14 Kasım 2020 akşam saatlerinde internet ortamına düşen hakkımdaki ithamla ilgili açıklama yapmak zorunlu oldu. Bu zorunluluk hakikate olan borcuma sadakatim kadar eski eşimle ortak evladımızın geleceğini de korumaya yöneliktir.

Boşandığım eşim, ayrıldıktan sonra şiddet uyguladığımı iddia ediyor. Bu itham benim sözlüğümde, işleyebileceğim en büyük suçtur ve en ağır cezayı hak eder. Gerek aile içinde, gerekse hayatın her alanında kadına her türlü şiddetin, hiçbir haklı veya uygun nedeni olamaz. Yetiştiğim aile terbiyesinin, kurduğum sosyal ilişkilerin bana öğrettiği en önemli değerlerden biri budur. Ayrıca kadına uygulanan şiddet failinin ortaya çıkması, yargılanması ve ceza almasında, kadın beyanının esas olmasının çok önemli bir kazanım olduğunu her daim savundum. Bu beyanın esas olmasının, beyanın doğru olduğu anlamına gelmeyeceğini ise bana yine feminist hukukçular öğretti. Ben nerede, ne zaman ve nasıl şiddet uyguladım? Bu sorularıma adaletin cevap vermesi için, hakkımdaki iddiaların soruşturulmasının takipçisi olacağım.

Benim şiddete maruz kaldığıma ama asla ve kesinlikle şiddet uygulamadığıma yönelik, darp raporum gibi somut ve maddi kanıtlara; özellikle var olan görüntü kayıtlarına, bu yolla ulaşılacaktır. Sonuç olarak, ısrarla ve inatla söyleyeceğim şey şudur; ben sözel, psikolojik ve fiziksel şiddetin faili değil, mağduruyum. Hakikat budur. Bu, sizlerin de hakikati olana kadar TRT Spor'da yorumcusu olduğum "Spor Manşet" ve "Futbol Aklı" programlarına katılmamaya karar verdim. Şiddetin her türüne karşı, iyinin, güzelin ve doğrunun en ateşli ve kararlı savunucularından biri olarak kimseye saygısızlık etmedim. Bu tavrıma hayatım boyunca bağlı kalacağım. Bir gün bu programlarda buluşacağız. Bundan adım gibi eminim. O buluşmaya, bana acımasızca saldırmasına rağmen utanma duygusunu kaybetmeyenler de gelsin isterim. Sorgusuz sualsiz... Utanma duygusunu kaybedenler için hiçbirimizin hiçbir şey yapamayacağını ise maalesef yaşayarak öğrendim."