SESİNİ TANIDIĞIM İŞKENCECİ KARŞIMDAYDI!
İşkence görenlerin hafızasında sesler için ayrı bir bölüm açılıyor.
Gözleri kapalıyken sadece bir sesle tanışan insanlar yıllar sonra o sesin sahibini görürse ne olur? Mağdurlarla bu 'karşılaşmayı' konuştuk.
Üç yılını Mamak Cezaevi’nde geçiren Erdal Dikmen, gözleri bağlı günler süren işkenceler boyunca, çevresindeki seslerden yaşananları ayırt etmeye başladığını anlatıyor… “Zaten öyle bir hale geliyorsunuz ki, ayak sesinden bile kimin geldiğini anlıyorsunuz. Hep bu devran böyle sürer sandılar, bir gün gelip kapımda iş isteyecekleri akıllarına gelmedi.”
Mamak’tan çıktıktan sonra okuldan ve memurluktan atılan Dikmen, antikacılık işini öğrenip yapmaya başlıyor. Bir gün elinde halılarıyla karşısında beliren Mustafa’yla karşılaşması o zaman. Cismini tanımadığı insanın sesi kulağına tanıdık gelince, “Siyasi şubede polis misiniz?” sorusuna aldığı yanıt: “Evet, nereden biliyorsunuz?”. “Ben de oradaydım…”
“İşkencecilerin hepsinde kendisini savunma hali var. ‘Bize verilen emirler öyleydi’ diyerek başlıyorlar. Benimle karşılaşınca acayip tedirgin oldu. Hele ilk anda eli ayağı titriyor.”
Özgür Yılmaz ise, 1999’da gözaltına alındığında, ‘Minik’ diye çağrılan bir polisin uyguladığı işkenceden geçiyor. Sesin sahibiyle, gözaltında öldürülen üniversite öğrencisi Birtan Altunbaş davasının avukatı olduğunda karşılaşıyor: “Adı Hasan Cavit’ti. Beni tanıdı. Karşımızda olduğu gibi güçlü değildi, acizdi. Savunma yaparken, ‘Onun işkenceci olduğunu biliyorum, bana da o işkence yaptı’ deyince herkes dondu kaldı. İşkenceyi reddetti ama ‘Ben bu şahsı da gözaltına aldım’ dedi.” Hasan Cavit 8 yıl 10 ay ceza aldı. Yılmaz, “Bir ceza alması insanı bir nebze rahatlatıyor” diyor.
Avukatları aynı
Nimet Tanrıkulu da işkencecisiyle aynı avukatı paylaşmış. Tanrıkulu, çıktıktan bir süre sonra avukatı Nebil Barlas’ın bürosuna gitmiş. Kapıyı açtığında duyduğu sesle irkilip dışarı çıkan Tanrıkulu’nun kulağına, “Bu da bizim mekâna uğrayanlardan herhalde” sözleriyle sarsılmış. Kamu malına zarar vermek suçlamasıyla hakkında açılan davayı görüşmek için orada olan polisle karşılaşmasından sonra aklında en çok onun rahatlığı ve her şeyle dalga geçen tavrı kalmış
