Medya
04 Eki 2011 10:02 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:52

SERDAR TURGUT SORDU! SEN BANA HİÇ SÖVMEDİN Mİ İSMAİL?

Oray Eğin'in genel yayın yönetmenine sövdüğü için kovulduğu iddiaları tartışılırken Habertürk yazarı Serdar Turgut'ta konuyla ilgili İsmail Küçükkaya'ya sordu...

Oray Eğin’in "geri dönüşsüz yıllık izne" gönderilmesi medya aleminde günün konusu...
İsmail Küçükkaya’nın "anasına" küfrettiği için Eğin’i kovduğu söyleniyor.
Henüz iki taraftan da bir açıklama yok.  Ama görünen manzara Eğin’in kovulduğunu doğruluyor.

Konu bu olunca köşelere yeni bir tartışma sıçradı.


"Genel Yayın Yönetmenine küfretmek kovulma sebebi mi?"

Habertürk yazarı Serdar Turgut’un yazısı bu açıdan ilgi çekici. Zira kendisi bir dönem İsmail Küçükkaya’nın Genel Yayın Yönetmeni’ydi...

SEN BANA KÜFRETMEDİN Mİ?

Bugünkü köşe yazısında İsmail Küçükkaya’ya diyor ki:

"Soruyorum şimdi, acaba İsmail vaktinde bana hiç sövmemiş midir acaba?

ENİS HİÇ KIZMADI MI?

Haydi sorgulamayı genişleteyim, acaba Enis Berberoğlu yayın yönetmenine hiç kızmamış mıdır, aleyhinde konuşmamış mıdır? Ben bir defasında Enis’i, Ertuğrul’u öldürmeye giderken yarı yolda zorla durdurduğumu hatırlıyorum. Şimdi Ertuğrul da eminim ki arada bir anıyordur yayın yönetmenini.

FATİH’İ ARADA BİR ANIYORUM

Ya Fatih hiç kızgınlık göstermemiş midir acaba? Şimdi ona da sövüldüğüne eminim; diğerleri için konuşamam ama ben onu arada bir hatırlıyorum, buna emin olsun bu işin raconudur.

BU SEBEPLE KOVMAK UTANÇTIR

Bunu en iyi, aynı zamanda yazar olan yayın yönetmenleri anlamalılar.
Olmaz ya bir gün yayın yönetmeni hakkında kötü konuştu diye birisi kovulursa bu basın tarihinin bir utancı ve tuhaflığından başka bir şey olmaz. Şunu kabul edelim ki yazarlar genelde tuhaf takıntılı ve hayli hasta ruhlu insanlardır. Bu, mesleklerinde iyi olmaları için bir tür önşart gibidir. Bu adamları normal kabul edip sıradan insan davranışı beklemek, büyük bir hata.

Miami Herald Gazetesi’nde her yıl yayın yönetmenine aynı tarihte söven açık mektuplar yayınlayan bir yazar bile vardı. Yayın yönetmeni onun mektup zamanını bir yıldönümü olarak kutlar, partiler bile verirdi. Bizim dünyamıza ilişkin bir tuhaflık, bir hoşluk işte ne yapacaksınız?